Bakan Yazıcı'dan Gül'e Destek

Bakan Yazıcı'dan Gül'e Destek
7 Aralık 2011 13:47

Hayati Yazcı’dan Cumhurbaşkanı Gül’e destek…

Hayati Yazcı’dan Cumhurbaşkanı Gül’e destek…

 

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün vetosu, -üyeleri aynı partinin mensubu olan- hükümetle AK Parti Grubu arasında ayrışmaya yol açtı.  

AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli’nin -dün bir meslektaşımızın sorusu üzerine- aksini söylemesi, tabloyu değiştirmiyor. 

 

Akşam gazetesinin Dünkü gelişmeler üzerine aradığım Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın açıklamaları, kendi önemi kadar, bu ayrışmanın hafife alınmaması gerektiğine de işaret ediyor.

 

CUMHURBAŞKANI HAKLI

Yazıcı, Canikli’nin ‘Yasayı aynen Köşk’e göndermekten yanayız’ açıklamasıyla mutabık olmadığını söyledi.

 

Tam tersine Gül’ ün ‘Şike Yasası’ olarak anılan kanunu veto gerekçelerini isabetli buluyor. Yazıcı, bu görüşünü, konuşmamızda gayet berrak bir biçimde ‘Cumhurbaşkanı haklı’ diye yansıttı. Dahası, ‘Grup’tan’ farklı yaklaşımını ‘İnatlaşmak olmaz. Zıtlaşma lüksümüz yok. Oturulup konuşulması lazım’ diye net vurgularla ortaya koydu.

 

Bakan Yazıcı’nın izahı şöyle:

 

ŞİKE PARA TRAFİĞİNİ ETKİLİYORSA…

‘Bir kere biz, şikenin çok kötü bir suç olduğunu yeterince iyi biliyor muyuz, emin değilim.  Kulüpler başarılı oldukları zaman, Avrupa Kupaları’na gidiyorlar. Orada da başarılı olduklarında, UEFA’dan para alıyorlar mı, alıyorlar. Federasyon’dan alıyorlar mı, alıyorlar. E, şike denen fiil, bu sonuçları, yani birilerinin parasının bir yerlere gitmesini etkiliyorsa, bu suça buradan bakmak lazım.’

 

TOPLUM ŞİKEDEN ARINMALI

Cezaların ölçülü olması gereğine ‘elbette’ katıldığını söylüyor Yazıcı:

 

‘Tamam, elbette kimseyi ‘asalım keselim’ gibi bir durum olmasın. Ama ceza da fiille mütenasip olsun. Rüşvet, irtikap için ne öngörmüşseniz, bu da ona benzer bir fiil olması nedeniyle, bunlara ilişkin cezalara yaklaşık bir ceza olması lazım. Çünkü bu toplumun şikeden arınması lazım.’

 

18. MADDEYİ AJİTE EDİYORLAR

Yazıcı, ‘Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun’un ‘seyirden yasaklanma’ başlıklı, 18. maddesine dikkatimizi çekti.

 

İddianamenin kamuoyuna yansımasıyla birlikte çıkan tartışmayı ‘özellikle ajite etmek’ diye niteleyen Yazıcı, ‘Böyle yangından mal kaçırır gibi, herkes karakola gidecek, yöneticiyken şuraya giremeyecek diye paniklemenin yeri yok’ ‘ diyor.

 

Ve hukuk tekniği açısından bu sözlerini şöyle açıyor:

‘Dün gece bu maddeyi iki kere okudum. Bir kere, seyirden yasaklama mahkemenin kurduğu hükümle bağlantılı olarak düzenlenmiş. Yani önce bir karar çıkması lazım. Öte yandan sadece şike değil; kanunda işaret edilen bütün suçları kapsıyor. Ve ‘eğer takipsizlik kararı verilirse seyirden yasaklama kaldırılır’ diyor. Bir kere daha iddianame mahkemeye yeni gönderildi. Bakalım mahkeme ne diyecek? Davayı kabul edecekse bile mutlaka bir tensip zaptı yazacak.’
Yazıcı’ya ‘Sayın Canikli, dünkü grup eğilimini, Sayın Başbakan’la görüşerek açıklamış olabilir mi?’ diye sordum. İşte yanıt:

‘Onu bilemem. Ama ben birilerini rahatsız edecek olsa da kendi özgür irademle düşüncelerimi açıklıyorum.’

 

AYNEN GİDERSE KÖŞK ONAYLAR

Vetolu yasanın, hafta sonuna kadar dalgalı bir seyir izleyeceğini söylemek mümkün.  Ancak mevcut ayrışmaya rağmen, yasanın Grup Başkanvekili Canikli’nin dediği gibi Köşk’e ‘aynen gitmesi’ büyük sürpriz olmaz. CHP ile MHP sadakatlerini teyit etti çünkü. Bu seçenek gerçekleştiğinde, Gül yasayı aynen onaylamak zorunda. Ve Anayasa Mahkemesi’ne gitme olasılığı da yok. Çünkü veto gerekçeleri, Ceza Hukuku’na dayandırılmıştı; anayasaya aykırılığa değil.

 

Dolayısıyla, Canikli’nin açıklamasında dikkat çeken ‘Sayın Cumhurbaşkanı’nın yasayı Anayasa Mahkemesi’ne götüreceği yönünde bir beklentimiz yoktur’ ifadesi de bu duruma işaret ediyor.

 

DHA