Bahçeli grupta konuştu

Bahçeli grupta konuştu
11 Haziran 2013 12:50

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli TBMM.’de partisinin grup toplantısında konuştu.

Bahçeli, “Demokrasilerde seçeneksizlik olmaz, olmayacaktır. Demokrasi
hepimizin en büyük güvencesidir. Milliyetçilikle demokrasinin kaderini
ayrılmaz ve birlikte gören partimiz için başka bir yol ve çare de
yoktur. Bir siyasi iktidarın değişeceği yer sandıktır, sandık olmalıdır.
Demokrasiyle gelen demokrasiyle gitmelidir. Buna hepimiz destek olmalı,
hepimiz sahip çıkmalı ve hepimiz kabullenmeliyiz”
diye konuştu.

Bahçeli, “Parti olarak iktidara geldiğimizde üniversite sınavlarını
kaldıracağımızı ve bu çileyi sonlandıracağımızı açık yüreklilikle
söylemek istiyorum. Bu vesileyle LYS’ye girecek gençlerimize başarılar
diliyor, istedikleri üniversitelere girmelerini içtenlikle temenni
ediyorum. Ayrıca bu hafta karne alacak sevgili çocuklarımızı ve
görevlerini tamamlamanın gönül huzurunu yaşayan muhterem
öğretmenlerimizi şimdiden kutluyor, iyi bir tatil dönemi geçirmelerini
diliyorum”
dedi.

TÜRKİYE SONU OLMAYAN BİR GERGİNLİK ORTAMINA ÇEKİLMİŞTİR

Bahçeli, “Bugünkü şartlarda siyasi, sosyal ve ekonomik sorunların
ağırlaşarak derinleştiği bir ülke tablosunu tüm yönleriyle yaşıyoruz.

Huzursuzluğun, şikâyetlerin ve kızgınlıkların her geçen gün arttığına
üzülerek de olsa tanıklık ediyoruz. Maalesef Türkiye bir kez daha keskin
bir kutuplaşmaya itilmiş, sonu olmayan bir gerginlik ortamına
çekilmiştir. Bir ucunda AKP zihniyetinin, diğer ucunda da karanlık
mahfillerin bulunduğu yapay çekişme ve kör dövüşü Türk milletini zora
sokmuş, endişeye sevk etmiştir. Türkiye yeni bir tezgâhın, yeni bir
komplonun, yeni bir toplumsal mühendislik operasyonun ve yeni bir sinsi
oyunun ortasına sürüklenmiştir”
diye konuştu.

YOLUMUZDAN VE İNANÇLARIMIZDAN EN UFAK SAPMA GÖSTERMEDİK

Taksim Gezi Parkı’ndaki olayları dikkatle takip ettiklerini belirten
Bahçeli, şunları söyledi; ” Gerekli uyarı ve değerlendirmelerimizi
belirli aralıklarla aziz milletimizle paylaştık. Şunu da herkes
bilmelidir ki, Milliyetçi Hareket Partisi bu olayların başlangıcından
itibaren aynı noktadadır, aynı eksendedir ve aynı tutarlılıktadır. Bu
itibarla bizim duruşumuzu, meseleye yaklaşımımızı ve tavrımızı
eleştirmeye kalkışanlar doğru konuşmadıkları gibi, iyi niyetli de
değillerdir. 44 yıllık şerefli bir maziyi kucaklayarak geleceğe koşan
Milliyetçi Hareket Partisi’ne yol yordam öğretmek, akıl fikir vermeye
teşebbüs etmek ve nerede nasıl hareket edeceğiyle ilgili ahkâm kesmek
hiç kimsenin harcı ve haddi olmayacaktır. Hele hele milliyetçi-ülkücü
harekete hayatları boyunca kem gözle bakmış olanların tezviratları,
dedikoduları ve suçlamaları bizim için sadece teneke gürültüsüdür. Bize
gazete köşelerinden istikamet çizmeye çalışanlar önce kendi önlerinden
yemeli, arkasından da kendi iç muhasebelerini yaparak şaibeli niyet ve
sicillerini gözden geçirmelidir. Milliyetçi Hareket Partisi onun bunun
telkin, tavsiye ve tacizleri altında kalarak şahsiyetinden ödün vermez,
fikir ve ülkülerinde döneklik ya da oynaklık göstermez. Biz başkalarına
benzemeyiz, başkaları gibi zaman ve zemine göre pozisyon almayız ve
bildik siyaset tacirleri gibi her rüzgâra da yelken açmayız. Taksim Gezi
Parkı merkezli gelişmeleri pür dikkat takip eden Milliyetçi Hareket
Partisi, sorumluluğun ve sağduyunun yol göstericiliğinden hiç
ayrılmamıştır. Hamdolsun, ne provokasyonlara itibar ettik ne de sinir
bozucu iftira ve yönlendirmelere kulak astık. Bizi meydanların
aydınlığından ve demokratik platformundan sokakların alacakaranlığına
çekmeye çalışan yarım akıllarının oyunlarına gelmedik, kurnazlıklarına
kapılmadık. Yolumuzdan ve inançlarımızdan en ufak sapma göstermedik.”

AĞAÇ İÇİN GÖSTERİLEN İRADE MİLLETİN BİRLİĞİ İÇİN DE SERGİLENMİŞ OLSAYDI

Bahçeli, “Bizim açımızdan ağaç katliamı, Gezi Parkı’nın rantiyecilere
peşkeş çekilme hazırlıkları kesinlikle gayri meşru ve gayri hukukidir.
Bu sebeple masumane şekilde çevreyi koruma duyarlılığı, yeşile sahip
çıkma hassasiyeti şüphesiz saygıyı hak etmektedir. Ancak keşke, ağaç
için gösterilen kararlı iradenin aynısı milletin birliği ve vatanın
bölünmez bütünlüğü için de sergilenmiş olsaydı”
dedi.

MASKELİ MİLİTANLAR, BULDUKLARI FIRSATI GANİMETE ÇEVİRMEYE ÇALIŞIYOR

Maskeli militanların, marjinal ve aşırı uç yapılanmaların
temsilcilerinin Türkiye’nin her tarafında sahne aldığını ve buldukları
fırsatı ganimete çevirmeye çalıştıklarını belirten Bahçeli, “Polise
taşlı sopalı saldıran unsurlar bunlardır. Esnafa, işyerlerine,
kaldırımlara, çevreye ve masum insanlara zarar verenler bunlardır.
Kinlerini kusmak için kalabalıkları provoke etmeye gayret eden
meymenetsiz yüzler bunlardır. Bunlar ki, her toplumsal hareketlenmeyi
terörize etmeye çalışan gerçek çapulcu ve çıbanbaşlarıdır. Milliyetçi
Hareket Partisi’nin bunlarla değil bir arada olmayı, isminin dahi ortak
anılması kendimizi inkâr ve yok saymak manasına gelecektir. Ne olursa
olsun, demokratik tepkisini gösteren sağduyulu kardeşlerimizi ve
muhterem vatandaşlarımızı kesinkes bu rezillerden ayrı tutmak ve aynı
kategoriye almamak mutlak anlamda zorunluluktur”
diye konuştu.

KİMSE UMUDUNU YİTİRMESİN; AKP’NİN ÇÖKÜŞÜ YAKINDIR

Bahçeli, “Türk gençliğinin yüzünün gülmesi, yokuşta susayanların
sevinmesi, öz yurdunda garip kalanların ümitlenmesi; ite kalka bugünlere
gelen, yağmur yağsa ıslanmayan, dolu yağsa değmeyen; ama milli iradenin
rüzgârıyla uçup gitmesi kaçınılmaz olan işbirlikçi kadronun
mağlubiyetiyle sağlanacaktır. Kimse umudunu yitirmesin; AKP’nin çöküşü
yakındır. Kimse yılmasın; Başbakan Erdoğan’ın mazide kötü bir anı olarak
kalması mukadderdir”
dedi.

PKK’NIN, BAŞKALDIRI PROVASI İÇİN DENEY SAHASI OLARAK KULLANMA İHTİMALİ YABANA ATILMAMALIDIR

“Aynı zamanda Gezi Parkı bir çığlıktır, haykırışın sembolleştiği yerdir”
diyen Bahçeli, şunları söyledi: “Ve bir bakıma sosyolojik anlamda orta
sınıf hareketi olarak da okunmalıdır. Gösterilerin demokrasi dışı
arayışlarla, darbeci heveslerle yakından uzaktan bir alakası olmadığı da
nettir. Ancak bölücü terör örgütü PKK’nın buraya tutunup, isyan ve
başkaldırı provası için bir deney sahası olarak kullanma ihtimali de
asla yabana atılmamalıdır. Taksim’de yasadışı sol örgütlerin
yuvalanması, eş zamanlı olarak İmralı canisinin posterlerinin
gezdirilmesi, yurdumuzun değişik yerlerinde bebek katili lehine
sloganlar atılması neyin amaçlandığını kuşkuya yer bırakmayacak şekilde
ifşa etmektedir. Özellikle İmralı canisinin yattığı hücreden iki ayaklı
ulakları vasıtasıyla Gezi Parkı direnişini selamlaması düşündürücüdür.
Bu katil, sözüm ona ulusalcı, milliyetçi, darbeci çevrelere kimsenin
kendini kullandırmamasını nasihat etmiş; demokrat, devrimci, yurtsever
ve ilerici diyerek tanımladığı bölücü kafileyi süslü sözlerle övmüştür.
Edindiğimiz izlenim Gezi Parkı’na, İmralı canisiyle AKP’nin danışıklı
dövüş şeklinde müdahale etmek istemiş olmasıdır. Acaba AKP takviyeli
İmralı canisi ve örgütü Gezi Parkı’nı tamamen bölücülere mal etmeyi mi
planlamıştır? Ya da bu yolla, demokrasi ve özgürlük mücadelesi veren
gençlerimizin ve vatandaşlarımızın hevesini kırmak ve akıllarını
karıştırmak mı amaçlanmıştır?”

BU FAİZ LOBİSİ KİMLERDEN OLUŞMAKTADIR?

Başbakan Erdoğan’ın demokrasi makyajının İstanbul Havalimanı’nda bir kez
daha döküldüğünü belirten Bahçeli, “Başbakan sen yol versen de,
Taksim’i hangi fani, hangi bedbaht, nasıl ezebilecektir? Bugün Taksim’e
saldırma planları yapanlar, yarın nereyi hedefleyecektir? Sayın Başbakan
seni uyarıyorum: Kalabalıkların gazına gelip de dilinin ayarını
bozmaktan, tabanını motive ve konsolide etmek için düşmanlık tohumları
saçmaktan acilen vazgeçmelisin. Başbakan gece yarısı mitinginde aklına
estiği gibi atıp tutmuştur. Bankacılara sataşmış, elinde tencere tava
gezdiren vatandaşlarımızı aşağılamıştır. Bir de faiz lobisini işaret
ederek sertlik tonunu iyice yükseltmiştir. Başbakan’a göre faiz lobisi,
borsada spekülasyon yapmak suretiyle hükümeti tehdit etmiştir. Esip
gürlemiş ve milletin alın terini onlara yedirmeyeceklerini iddia
etmiştir. Fakat bir sözüyle de yakayı ele vermiştir. Siz değerli
arkadaşlarımın ve ekranları başında bizi izleyen muhterem
vatandaşlarımın Başbakan Erdoğan’ın İstanbul Havalimanı’ndaki şu
sözlerine dikkat etmesini istirham ediyorum: ‘Bizim karşımıza geldikleri
zaman ‘Sizin zamanınızda 5 kat daha zengin olduk’ diyenler, işte
bugünlerde bizle uğraşmaya başladılar.’ Başbakan’ın burada bahsettiği
faiz lobisidir. Demek ki, faizcilerin, faiz lobisinin 10 yıldır
Başbakanla yedikleri içtikleri ayrı gitmemiştir. Üstelik karşısına geçip
“bizi 5 kat zengin ettinö diyerek pişkin pişkin minnetlerini sunmuşlar,
teşekkürlerini iletmişlerdir. Başbakan Erdoğan milletimizin emeğini,
göz nurunu ve alnından dökülen mübarek teri faiz lobisine 10 yıldır
haraç mezat devretmiştir. Sayın Başbakan sana buradan soruyorum: Bu faiz
lobisi kimlerden oluşmaktadır? Lobinin tarafları Taksim’deki olayların
neresindedir?”
diye konuştu.

FAİZ LOBİSİ İÇİN TBMM’DE ARAŞTIRMA KOMİSYONU ÖNERİSİ

Bahçeli, “Milliyetçi Hareket Partisi bu faiz lobisinin; hemen, acilen
TBMM’de Araştırma Komisyonu kurularak incelenmesini, elebaşlarının,
yerli ve yabancı işbirlikçilerinin ortaya çıkarılmasını talep
etmektedir. Bu kan emici keneler deşifre edilmelidir. Bu simsarlar açığa
çıkarılmalıdır. Tasarruf açığımızdan istifade ederek milletimizin
üzerinden paraya para demeyenlerin yakasından tutmak siyasi iktidar için
namus meselesidir. Başbakan Erdoğan kendinden eminse, saklayacak,
gizleyecek ve erteleyecek herhangi bir şeyi yoksa mertçe ortaya çıkar ve
dürüstçe bizim bu teklifimizin gereğini yapar”
dedi.

TÜM ZAMANLARIN EN VAHŞİ PROVOKATÖRÜ GİBİ HAREKET ETMEKTEDİR

Başbakan Erdoğan’ın Türk gençliğine saldırdığını, düne kadar beslediği
ve palazlandırdığı işadamlarıyla, medya patronlarıyla meydanlar
aracılığıyla hesaplaştığını ve bunların protesto edilmesini dayattığını
belirten Bahçeli, “Başbakan Erdoğan başörtüsü istismarına tekrar
müracaat etmekte, geçmişte yaşananları bugüne getirmekte, İstanbul
Dolmabahçe Camii’ne bira şişeleriyle girildiğini ilgili cami imamının
tekzip etmesine rağmen kışkırtıcılık yapmaktadır. Tüm zamanların en
vahşi provokatörü gibi hareket etmektedir.

Milletimizin arasını ve ahengini bozmaya pimi çekilmiş fitne bombası
gibi hazırdır. Sayın Başbakan bu fikirlerin menşei ve kaynağı neresidir,
telif ve patent hakları kimlere aittir?”
diye konuştu.

TÜRK GENÇLİĞİ YALAN DİLİNİ BİLMEZ

Bahçeli, “Başbakan Erdoğan gerçekten de tehlikeli bir işe soyunmuştur.
Diktiği ağaçları sayarak kendisini temize çıkarma gayretine girişmiştir.
Ve masum gençlerimizi tehdit ederek protestolarını sonlandırmazlarsa
anladıkları dilden konuşacağını ifade etmiştir. Sayın Erdoğan soruyorum
sana gençlere ne yaparsın; asar mısın, keser misin, döver misin? Türk
gençliği yalan dilini bilmez. Türk gençliği BOP dilinin gramerini
çözemez. Türk gençliği ona buna el açmaz, yabancıların elini, eteğini
öpmez”
dedi.

SOKAKLAR KARANLIKTIR VE SOKAKLAR HER ŞEYE AÇIKTIR

Seçme ve seçilme çağında olan 18-25 yaş kuşağındaki gençlerin toplam
nüfus içindeki payının yüzde 13,2 düzeyinde olduğunu ifade eden Bahçeli,
“Yani sayıları 10 milyonu geçen gencimiz oy kullanma çağındadır.
İsterlerse AKP’yi iktidardan düşürebilecekler, isterlerse diledikleri
herhangi bir partiyi iktidara getirebileceklerdir. Bunu da sandıkta oy
kullanarak yapabileceklerdir. Sokaklar belirsizdir, sokaklar
tehlikelidir, sokaklar karanlıktır ve sokaklar her şeye açıktır”
diye
konuştu.

TÜRK GENÇLİĞİ BAŞBAKAN’IN ANLADIĞI DİLDEN KONUŞARAK SANDIKLARI
PATLATMALI

Bahçeli, “Taksim’de suyun, gazın ve türlü zorluğun altında
kalmaktansa, erken veya zamanında yapılacak bir seçimde tüm isteklerini,
eklentilerini ve hayallerini sandığa yansıtmalıdırlar. Başbakan
Erdoğan’ı görevden alacak demokratik iradeyi göstermelidirler. Bu
itibarla Türk gençliğini AKP’ye sandıkta ders vermeye davet ediyorum. Bu
gücün, bu yeterliliğin onlarda olduğunu biliyor ve görüyorum.

Türk gençliği hem kendi geleceğine hem de Türkiye’nin geleceğine mühür
vurmalıdır. Tertemiz vicdanlı evlatlarımız Başbakan’ın hakkından
sandıkta gelmelidir. Bu yetki onlarda vardır, bu imkan onların
elindedir. Ve Türk gençliği Başbakan’ın anladığı dilden konuşarak
sandıkları patlatmalı ve Yüce Divan’ın yolunu açmalıdır”
dedi.

DEMOKRASİYLE GELEN DEMOKRASİYLE GİTMELİDİR

“Demokrasilerde seçeneksizlik olmaz, olmayacaktır” diyen Bahçeli,
şunları söyledi: “Demokrasi hepimizin en büyük güvencesidir.
Milliyetçilikle demokrasinin kaderini ayrılmaz ve birlikte gören
partimiz için başka bir yol ve çare de yoktur. Bir siyasi iktidarın
değişeceği yer sandıktır, sandık olmalıdır. Demokrasiyle gelen
demokrasiyle gitmelidir. Buna hepimiz destek olmalı, hepimiz sahip
çıkmalı ve hepimiz kabullenmeliyiz. Biz bu vatanı sokakta bulmadık,
Başbakan Erdoğan’ın isteği doğrultusunda da sokağa teslim etmeyelim,
edilmesine rıza göstermeyelim. Türk gençliğine diyorum ki, ‘Sandığa
gidin, Başbakan’ı indirin.’ ‘Sandığı süpürün, Başbakan ve partisini
söndürün.”

SEÇİMLER ÇIKIŞTIR, ÇAREDİR VE EMNİYETTİR

Bahçeli, “Başbakan Erdoğan demokratik tepkisini gösterenleri anlayacak
basiret ve olgunluğu vakit geç olmadan, yangın büyümeden ortaya
koymalıdır. Gençlere karşı siyasi güç ve gövde gösterisi yapmamalı,
tepkilerini anlayacak âlicenaplığı, hoşgörüyü ve büyüklüğü
sergilemelidir. Türkiye iyice sıkışır ve bunalıma düşerse demokrasinin
imkânları vardır ve gereği yapılmalıdır. Bu kapsamda seçimler çıkıştır,
çaredir ve emniyettir. Aynı zamanda gerilimli atmosferi soğutucu bir
işlev görmektedir”
diye konuştu.

BAŞBAKAN KIZAĞA ALINMALI VE AKP KENARA ÇEKİLMELİDİR

“Türkiye bugün tedirginliğin içindedir, buhranların kıyısındadır” diye
Bahçeli, sözlerini şöyle tamamladı ; “Siyasi iradenin yenilenmesi
şarttır. Demokrasinin anlam ve karşılık bulması için iktidarın doğal ve
meşru yollardan el değiştirmesi elzemdir. Erken ya da zamanında
yapılacak bir seçimle Başbakan kızağa alınmalı ve AKP kenara
çekilmelidir. Milliyetçi Hareket Partisi yüzde 50’nin, ya da yüzde
76’nın değil; herkesin, her kardeşimin temsilcisi, sözcüsü olmaya talip
ve hazırdır. Biz 3 Kasım 2002’de devrettiğimiz iktidarı tekrar
alacağımızı biliyor, aziz milletimize her şeyimizle inanıyor ve itimat
ediyoruz.”