Akşener: Cumhurbaşkanı tarafından tehdit edilmek feci bir şey!

Akşener: Cumhurbaşkanı tarafından tehdit edilmek feci bir şey!
28 Mayıs 2021 10:37

İYİ Parti lideri Meral Akşener FOX TV canlı yayınında İsmail Küçükkaya’nın sorularını yanıtladı.

 

 
Meral Akşener’in açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde;

 

 

Ben 20 Ocak 2020’den beri ilçe ilçe esnaf geziyordum. Esnafın derdini dinliyor oraya dikkat çekiyorum ve çok da başarılı oldu. Rize’de İkizdere’de köylü kadınların yaptığı direniş üzerinden sert müdahale yapıldığı konuşuldu, konu buraya nasıl geldi hatırlamıyorum. Bu kadınların yanına gideceğimiz ben ilan ettim. Üzerine kapanma geldi bayram sonrasına erteledik. Yani benim buraya gidişim çok öncesinde ilan edilmiş bir program.

Ben grup konuşmamdan siyaseti yönetme açısında; popülist diktatörler deniliyor, diktatör sözünü ben sevmiyorum söylemeyi tercih etmiyorum. Bunu Putin için de söylüyorlar. Elinden gelen her şeyi yapan bir anlayış; dış politikayı iç politika malzemesi yapan, seçmeni kutuplaştıran bir algoritma bu. Bütün hedef o koltuktan kalkmamak. Dünyadaki akademi bunu tartışır. Netenyahu ile siyaset yapma biçimlerini benzettim. Bunun bu kadar çarpıtılacağını düşünemedim.

Sedat Peker olayları patladı. Bu aile meselesi oldu biz nasıl bir tutum sergileyeceğimizi bilemedik. Otokrat bir yönetim olarak Netanhayu ile benzettim. Yoksa o bebek katili, Filistin konusu üzerinden ben ona çaktım. Yahu kızabilir, mahkemeye verebilirsiniz, siyasi söz söylersiniz. Ama kalkıp da bunun bir şehirde saldırı haline dönüştürülmesini ben kabul edemem. Ciddi çarpıttılar. Tamamen Sedat Peker’in videolarına cevap verilemediği için, bekle gör yapıldığı, vatandaş sormaya başladığı için bu problemlerin üzerine örtmek için bir manivela yaptılar. Ben de bunu anladım… Ama aklıma dahi gelemdi.

FETÖ, PKK çok suçlandık. Ben esnaf gezmeye devam ettim. Sonra televizyonlarda görünen şeyler oldu. Ne İkizdere’de ne Çayeli’de ben vatandaş tepkisi ile karşılaşmadım ben. İnsanlar evlerin el salladı, esnafların dükkanına girmeyim size zarar vermeyim dedim, elimden tutup içeri çektiler. Herhangi bir sıcak temas olmadı döndük geldik. Fakat Sayın Cumhurbaşkanı… Rize’nin, Rizelinin, Çayeli, İkizdere’nin yanındaymış gibi gösterilmesini reddediyorum.

Ben Trabzon’dan geri döndüm. Çarşamba Sayın Erdoğan’ın konuşması başladı. Tırnak içi Seçilmiş Cumhurbaşkanı, bir konuşma yaptı. Benim böyle bir şeyi anlamlandırmam, bir yere koymam mümkün değil.

 

 

“CUMHURBAŞKANI TARAFINDAN TEHDİT EDİLMEK FECİ BİR ŞEY”

 

 

Ben cinsiyetimden ari, bir vatandaşım, bir siyasetçiyim. Benim de tüm vatandaşların da Cumhurbaşkanı olması gereken bir kişi, hakaret ettirdiniz, üzerine dava açtınız. Cumhurbaşkanı tarafından “Bu günler iyi günler” tehdit edilmiş olmak bu feci bir şey. Ben cinsiyetimden ari bir vatandaşım, bir siyasetçiyim. Benim de tüm vatandaşların da Cumhurbaşkanı olması gereken bir kişi, hakaret ettirdiniz, üzerine dava açtınız. Cumhurbaşkanı tarafından “Bu günler iyi günler” tehdit edilmiş olmak bu feci bir şey.

Ben Sayın Erdoğan’ın kendisi olmasa bile çevresinde aklı başında biri kalmışsa sağduyulu siyasete davet edileceğini düşünüyorum. Benim evim basıldı bunun daha ötesi yok. MHP Genel Başkanı’na “Sivas’ın Doğusu’na gidemez” demişti. O gün “Siz Türkiye’yi böldünüz mü?” diye tepki gösterilmişti.

 

 

“ZİYARETLERİME DEVAM EDECEĞİM”

 

 

Şimdi görüyoruz ki şehirleri bölmüş. “Orası Rize benim memleketim” böyle bir düşünce olamaz. AKP Genel Başkanı olarak dahi böyle bir konuşma yapamaz. Ben gezmeye devam edeceğim, Pazartesi Hatay’da olacağım. Görevimi yapacağım. Ben olsam Sayın Erdoğan’ın yerinde provokasyon yaptıracağıma, Rize’de Rizeli AKP’li vekillerin gezmediğini söylüyor. Ben bunu sağlardım. Gelin Hanım demesinden rahatsız değilim. Rizeli bir ailenin gelini olmaktan gurur duyuyorum ama orada küçük bir küçümseme var.

Ben Sayın Erdoğan’ın kendisi olmasa bile çevresinde aklı başında biri kalmışsa sağduyulu siyasete davet edileceğini düşünüyorum. Benim evim basıldı bunun daha ötesi yok. MHP Genel Başkanı’na “Sivas’ın Doğusu’na gidemez” demişti. O gün “Siz Türkiye’yi böldünüz mü?” diye tepki gösterilmişti. Şimdi görüyoruz ki şehirleri bölmüş. “Orası Rize benim memleketim” böyle bir düşünce olamaz.

AKP Genel Başkanı olarak dahi böyle bir konuşma yapamaz. Ben gezmeye devam edeceğim, Pazartesi Hatay’da olacağım. Görevimi yapacağım. Ben olsam Sayın Erdoğan’ın yerinde provokasyon yaptıracağıma, Rize’de Rizeli AKP’li vekillerin gezmediğini söylüyor. Ben bunu sağlardım. Gelin Hanım demesinden rahatsız değilim. Rizeli bir ailenin gelini olmaktan gurur duyuyorum ama orada küçük bir küçümseme var.

 

 

Keşke Cumhurbaşkanı arasa) Yani keşke de aramaz. Değerlerimiz üzerinden dövüşüldüğü zaman güçlü olanın seçmeni kutuplaştırıp şapkamı alsam oy alırım modeline geçilince seçmen sizi duymaz. Ben seçmenin kameranın arkasındaki kardeşimizin, Isparta’da iş bulamayan veterinerlik mezunu gencin derdinin üzerinden konuşulduğu bir düzeneği kurmaya çalışıyorum ben. Biz çözüm önerisi sunuyoruz ve Sayın Erdoğan ve arkadaşlarına diyoruz ki “Doğrusu bu bunu yapın” ve çok yorucu bir şey. Kutsal Mağduriyet algoritmasına alıştılar.

Ben siyasetin küçük yaşlardan itibaren içinde yer aldım. Bu o kadar büyük bir zenginlik ki… Siyasetçi seçmenin derdini konuştuğu zaman kavga edecek bir şey kalmıyor. Menderes’in asılmasında, İnönü’nün şusundan, üst akıldan mağduriyeti Sayın Erdoğan yaşıyor. Erdoğan ve arkadaşları hep mağdur ama ülkeyi 19 senedir onlar yönetiyor. Köküne kadar istismar edilen bir durum var. Buradan söz veriyorum bu kavganın içine girmeyeceğim.

Çok haklı bir mesaj bu. Muhalefet bir bütün olarak davranmak durumunda. Devlet olmuş bir zihniyetle karşılaşmış durumdayız. “Devlet Şahsımdır” diyen bir anlayışla karşı karşıyayız. Bu durumun sandıkta seçmen oyuyla gönderilmesi için muhalefetin bir bütün olması gerek. Bu sistemin kötü bir durum oluşturduğunu gördük. Bunu başarabilmenin ucube sistemin seçmen oyuyla gönderildikten sonra, bizim adını koyduğumuz Güçlendirilmiş Parlamenter sistem ya da benzeri dengelerin hukukun sağlandığı bir sistem için çalışacağız.

 

 

Ben kendimle ilgili net bir şey söyleyeyim, şahsi kendime dair bir projeye imza atmayacağım. Ortak bir adayla gitmekte fayda var. Ama bunu şimdiden konuşmanın zarar vereceği için doğru bulmuyorum. Birlikte atılması gereken adımlar. BU birlikteliğe zarar verecek, egosantirik hiçbir adım atmayacağım.

Başından beri ciddiyetsizlikten bahsediyorum. Partili Cumhurbaşkanlığı ülkenin çivisini çıkardı. Sayın Soylu, canlı yayınlarda ben de izlemeye çalıştım. X suçlusunu kolluk yakalıyor, Sayın Soylu takibini yapıyor sonra Adalet Bakanı’na iş gidiyor; serbest kalıyor. Aynı kabinedesiniz, canlı yayında arkadaşınızı şikayet ediyorsunuz. Bizim sistem iyi Adalet Bakanlığı’ndan böyle bir durum var diyorsunuz. Annesi ile ilgili bir durum olmuştu o zaman da Twitter üzerinden Adalet Bakanı’na çemkirmişti. Bir bürokrat, izin almadan bilgi vermeden demeç veremez.

Sayın Soylu’ya diyor ki “Yüreğin yetiyorsa gele beni al. Benim arkamda Cumhurbaşkanı var.” Kuvvetler ayrılığını çok net sağlayacak bir sistem, tüm devlet kadrolarında yüzde 25 kadın kotası belirleyen bir sistem. Bir devlet tasarımı yaptık biz. Bunun kanuna tekabül eden alanları olacak. Bu konuda gelen eleştirileri de birlikte alıp, adın ne olacaksa uygulayacağız. Cumhurbaşkanı partisiz olacak partiler üstü olacak. Seçiminin halk mı mecliste mi olacak ona karar verilecek. Tek sefer seçilebilecek 6 yıl. Bu şekilde sorumsuz kısmını sorumlu hale getiriyoruz.