Öncelikle, bu yazıyı yazdığım saatlerde halen ameliyatta olan Eski Genelkurmay 2. Başkanı Org. Ergun Saygun’un kızı Ece Saygun’un twitterine demin göz attım.

 

Safile USUL H&H YORUM

“Babam 8 saattir hala ameliyatta” yazmış son olarak.
 
Nerde ameliyat oluyor diye baktım…
 
Küçükçekmece’deki devlet hastanesinde.
 
Erdoğan kendisi ameliyat olduğunda Türkiye’nin en iyilerini başına yığıyor. Ergun Saygun da bunu en az Erdoğan kadar hak eden birisi.
 
Evet, herkes eşit derecede yaşam ve kaliteli sağlık erişimi hakkına sahiptir ama Ergun Saygun gibi ağır hasta yüksek rütbeli bir askeri aylarca adli tıp raporları ile hapiste tutup, ölüm tehlikesi belirdiği anda çok zorlu bir ameliyat için hastaneye yollarken, bu alanın en iyilerinin konsültasyonunun, hatta doğrudan müdahalesinin sağlanmaması da bu Hükümet’in boynunda bir sorumluluktur.
 
Eğer ki bu sağlanmadıysa, ki,sağlandığını sanmıyorum, yoksa basına yansırdı bu veya kızı yazardı twitter üzerinden, bunun sorumluluğu da Adalet Bakanı’na aittir.
 
Bu arada hapiste bir de Rektör Prof. Hilmioğlu var, o da çok ağır hasta ve sanırım ordan, Allah korusun, ama cenazesini çıkarmaktan zevk alacaklar var gibi görünüyor.
 
Sizi gidi intikamcılar sizi. İntikamcının en acımasızları sizi. Ölüye acımayandan, hapisteyken oğlu trafik kazasında ölen, oğlundan sonra belki bin kez kendisi de ölen, ağır hasta bir adama acımayandan ne hayır gelirse sizden de bu memlekete o “hayır” geldi işte.
 
Ve, sanırım ki, İçi intikamdan kararmışların kaderini paylaştıracak size bu felek.
 
Neyse, ben başlıktaki konuya geleyim. (Ergun Saygun bugün tahliye olur inşallah, bakalım)
 
Onu diyordum; başlıktaki konu.
 
Yeni anayasa konusunda uzlaşı çıkmayacağına kesin gözle bakabiliriz.
 
Dolayısıyla, Hükümet partisi Erdoğan’ın da söylediği üzere, yoluna CHP ve MHP’siz devam etmek durumunda kaldığında ne yapar sorusu uzun zamandır gündemdeydi ve AKP BDP ile yeni anayasayı ortak olarak referanduma götürür yorumları yapılıyordu.
 
Ancak Adalet ve Kalkınma Partisi BDP ile kesinlikle ortak olarak anayasa referandumuna gitmez.
 
Çünkü…
 
1-BDP ile anayasa referandumuna gitmesi için BDP’nin bazı taleplerini yerine getirmesi gerekir ki, BDP destek versin. AKP, ama, BDP’nin anayasa konusundaki isteklerine yanıt veremez. Böyle birşey mümkün değil. Ki, herhangi bir anlaşma filan da olmayacak BDP’lilerle ve PKK ile. Bunu göreceğiz hep beraber.
 
2-AKP eğer devlet dengelerini hiçe sayıp, BDP ile referanduma gitmeyi istiyor olsaydı bile, bu isteğini yine yerine getirmezdi. Çünkü Türkiye’de seçmen, BDP ile ortak olarak hazırlanıp, referanduma sunulmuş bir anayasaya evet demez. AKP de böyle bir riski göze almaz.
 
Şimdi başka bir husus daha var, ona değineyim…
 
AKP bazen yapmayacağı şeyleri sadece muhalefeti ve eskiden beri hınç duyduklarını kızdırmak ve onlarla inatlaşmak için dile getiriyor ama sonra o dediğini yapmıyor.
 
Bu anlamda, AKP’nin kafasındaki reel planı okuyabilmek için şubat ayı sonunda daha fazla gösterge olacak elimizde, ki, kanımca Erdoğan bu konuda henüz bir karar vermedi kendi içinde de.
 
Ama eğer hakikaten referandum gibi bir olayı planladığı belli olursa, o zaman BDP dışındaki muhalif partilerden milletvekili oyu alma pazarı kurulmuş demektir.