AKP mitingleri sonucu değiştirmez

AKP mitingleri sonucu değiştirmez
10 Haziran 2013 01:00

Yazının başlığında, “AKP mitingleri” dediğime bakmayın…

Safile USUL H&H YORUM

Artık AKP diye bir bütünlük yok, farklı yönlere evrilen gruplar var AKP içinde.

Ve, dünkü AKP MKYK’sından çıkan 15-16 Haziran’da Ankara ve İstanbul’da miting yapılması kararına karşın, AKP içinde bu sivil özgürlük hareketine sempati ile bakan ve kendi içinde bulunduğu otoriteye tam itaat  zincirleri ile Türkiye’de gelişen bu özgürlükçü ve özgür hareket arasında mukayese yapan ve Erdoğan’ın buna karşı planladığı mitinglere sempati duymayan ama sesini çıkaramadığı için birşey diyemeyen çok sayıda insan var.

Şimdi gelelim dünkü AKP MKYK toplantısındaki havaya ve ordan çıkan sonuçlara…

Mehmet Ali Şahin’in kameralara söylediklerinden de anlaşılır olduğu gibi, AKP MKYK üyelerinin hiçbirisi toplantının içeriği hakkında birşey bilmiyordu.

Erdoğan MKYK üyelerinin çoğu ile de aslında pek muhatap olmayan bir yapıya sahip.

Toplantıda Erdoğan kanımca bir hava yoklaması yaptı önce.

Yani, AKP MKYK üyeleri nerede duruyor, bu olaylar karşısında içlerinden ne hissediyor, kendisine karşı bakışları nasıl, onlar da kendisini eleştiriyor mu vs.

Erdoğan MKYK’da, bunun dışında bir de, geri adım atmama çizgisini konsolide etme amacını taşıyordu ve bunu şekilsel olarak sağladı.

Erdoğan gerçi, Kadir Topbaş yoluyla Gezi Parkı direnişçileri ve Taksim Platformu’nu yumuşatmaya çalışıyor fakat Topçu Kışlası’nı yapmak ve ağzından çıkan sözleri yumuşatmamak onun için onur meselesi.

MKYK’da da bu kapsamda bir hava oluşmasını sağlamaya çalıştığından eminim, zaten belli oluyor sonuçlardan.

Erdoğan bu kapsamda, “Ne yani onlar eylem yapıyorsa, biz de yaparız.” mealinde konuştu ve, “teşkilatlarımız istiyor” bahanesiyle ortaya 15 ve 16 Haziran’da miting kararı çıktı. (henüz tam kesin olmamakla birlikte, biraz daha gözlemleyecekler gelişmeleri)

Bu hususta şimdi, şuna dikkat çekmek lazım…

Gezi Parkı ekseninde yapılan protestolar Hükümetin toplumu çok sıkıştırıp, bunaltmasından kaynaklandı ve Hükümet erkine karşı idi.

AKP’nin mitingleri kime karşı, neye karşı olacak?

Hangi yönetim erkine karşı olacak? Türkiye’de gelişen sivil topluma karşı mı?

Bu tutum, toplumu karşı karşıya getirme tutumundan başka birşey değil ve sakıncalı.

Bunlar aslında Erdoğan’ın korku mitingleri, yani kendini korutma mitingleri.

Oysa demokrasinin kurallarına uyarsa bu tür sakıncalı korutma yöntemlerine ihtiyacı kalmaz.

Fakat tabii,  görülüyor ki, daha önce de söylediğim gibi Erdoğan hata yapmaya devam ediyor ve edecek.

Kendisine en büyük zararı da bu hataları ile verecek.

Öte yandan…

“Bu tür sakıncalı yöntemler” dedim ama Türkiye’de şu anda AKP mitinglerinden dolayı herhangi muhtemel bir tehlikeli toplumsal gerilim olacağını sanmıyorum.

Fakat şundan eminim…

AKP’nin bu mitingleri hiçbir sonucu değiştirmez.

Mesela…

Bu mitingler sivil toplum hareketinin etkisini yok etmez…

Mesela yine….

Biber gazı sıkmaya devam etmeyi imkanlı kılmaz bu mitingler, artık Türkiye’de böcek ilaçlar gibi biber gazı sıkmak mümkün olmaz, bunu göreceğiz çünkü boğazına kadar geldi ve taştı milletin.

Yine mesela…

Erdoğan bu mitinglerle insanlara, “Alkolik, ayyaş, kürtaj yapma, doğum kontrol hapı kullanma” vs. gibi laflar etme imkanına sahip olmaz.

Hatta şunu da önemle belirtmek lazım ki…

Erdoğan seçimlerde yüzde 50 oy alsa bile artık bunları yapamaz.

ERDOĞAN GEZİ PARKI OLAYINA TAKTİKSEL OLARAK NASIL YAKLAŞACAK

Erdoğan önümüzdeki yakın dönemde Gezi Parkı olayına ve meydanda bulunanlara ters gitmeyecek ve polis müdahalesi yaptırmayacak.

Ordakilerin (sivil direnişi başlatan ve katılanlar) kendisine duydukları tepkiyi eritmeye çalışarak, onları toplumun  muhalif siyasi kesimlerinden ayrıştırmaya gayret edecek.

Bunu başarabilirse yine muhalefete karşı çok sert olmayı sürdürmeyi ve ezmeyi planlıyor.

Ama bu da yanlış bir hesap. Bu artık olmaz. Bu işler artık bitti.

Bu konuyu bugünlük uzatmayayım, bir aktarmak istediğim daha var aşağıda.

TAKSİM NEDİR?

Taksim Platformu üyesi mühendisler Kadir Topbaş’a demiş ki, “Tamam, Topçu Kışlası olabilir ama buna mukabil Gezi Parkı Maçka’ya kadar indirilsin.”

Ama…

Taksim Meydanı İstanbul’un ana merkezlerine açılan çıkış yollarına sahip olmakla beraber meydan olarak küçüktür.

Ve, Gezi Parkı cephesine yapılacak bir Topçu Kışlası Taksim’in meydan hissini yok eder çünkü çok daraltır, pencerenizin önüne bir duvar konmuş gibi olur.

Maçka’ya kadar uzanan bir parkın ise, Taksim Meydanı ile bir alakası olmaz.

Ayrıca…

Taksim ismi, “Maksem”den türemiş olup, maksem “taksim edilmiş, bölüm” anlamı taşır.

Osmanlı’nın yaklaşık son 2 asrında Taksim meydanı, konumunun merkeziliği itibari ile İstanbul’un ana semtlerine su taksim edilmesinin merkezi olmuş ve Taksim meydanında oluşturulan maksemalar (taksim eden, su taksim eden yapılar) ile su dağıtım merkezi haline gelmiştir.

Nitekim Taksim deyince akla, “Sular İdaresi” de gelir ve 1 Mayıs 1977’de meydandaki 800.000 kişiye Sular İdaresi üzerinden ateş edilmiştir.

Taksim tarihsel olarak da bir meydandır ve taksim meydanıdır, taksim etme, İstanbul’a taksim etme, İstanbul’u besleme fonksiyonu taşımıştır.

Ki, Taksim hem geçmişte hem de bugün tüm İstanbul halkının buluşma noktasıdır ve herkes için Taksim çıkılan bir meydandır.

Dolayısıyla en önemli olan husus Taksim penceresinin kapanmaması ve meydanın boğulmamasıdır.

Ben bu mimar, mühendislerin Topbaş’a neden böyle dediğini anlamadım o nedenle.


Yazarın Son Yazıları:
Rüzgar yeniden kırmızı ve toprak esiyor
Köfteden de gitti birkaç puan
İstanbul’a alındı gözüyle bakabiliriz