İktidar partisinde bir süredir oy düşüşünü durdurmak ve yeniden yüzde 45-50 bandı arasında bir oy oranına ulaşmak için çalışmalar yapılıyor. İktidarda kalmak için formüller geliştiriliyor, oluşturulan formüllere yönelik nabız yoklamaları yapılıyor. Bu yönde medyaya çeşitli haberler yansıdı, yansıyor…

 

 

Fatih Ergin/ Günboyu Gazetesi

 

Yansıyan haberlerin dışında, AKP’den aslında söz konusu çalışmaları perde arkasından sahneye taşıyan, ilgili haberleri doğrulayan çıkışlar da oldu. Mesela durup dururken, AKP’li eski bakan Faruk Çelik, cumhurbaşkanı seçilme barajının yüzde 40+1’e çekilmesini ortaya attı ve bu öneri partili Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından da destek gördü.

Bu çıkışla, AKP’nin ve Erdoğan’ın oyunun ne kadar gerilediği, bizzat iktidar tarafından açığa vurulmuş oldu. Ancak böyle bir değişikliğe, daha doğrusu böyle bir tuzağa muhalefet düşmeyeceğini gösterince proje rafa kaldırıldı.

Geçtiğimiz günlerde ise, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın‘dan ilginç bir açıklama geldi. Kalın, Cumhur İttifakı’nın güçlü bir şekilde sürdüğünü belirtirken, “Yarın bu ittifaka katılmak için başka şartlar oluşabilir” ifadesini kullandı. Oysa bu açıklamanın arkasında, AKP’nin bir süredir üzerinde düşündüğü Cumhur İttifakı’nı genişletme formülü yatıyor.

Şurası şüphesiz ki; Cumhur İttifakı içerisinde elbette MHP, AKP’ye daha çok muhtaç. Ancak, AKP de artık iktidarda kalmak için bir ittifaka mecbur halde. AKP’nin mecburiyeti, mevcut sistemden olduğu kadar, oylarının gerilemesinden de kaynaklanıyor.

Bu durum, MHP’nin bütün verimsizliğine rağmen Cumhur İttifakı’nı ayakta tutuyor. Ancak, MHP seçmeninden yeterli oranda katkının gelmemesi, ittifaka üçüncü bir partinin dahil edilmesi düşüncesini AKP nezdinde kaçınılmaz hale getirdi.

Öyle ki, iktidar partisinde bir ara Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan’ın öncülük ettiği oluşumlardan birinin Cumhur İttifakı’na dahil edilmesi bile gündeme geldi. Şimdilerde ise, iktidar cephesi ile Ali Babacan-Abdullah Gül cephesi arasında bir süredir yapılan ve halen de süren görüşmelerden sonuç alınamaması, AKP’yi başka bir istikamete yönlendirmek üzere. Neresi mi o istikamet? Ankara kulislerinde konuşulana göre AKP, HDP seçeneğini gündemine almış durumda.

Geçmişte çözüm ittifakı yapan AKP ile HDP’nin MHP’ye rağmen Cumhur İttifakı’nda buluşması düşüncesi garip, hatta saçma gelebilir. Ama hiç gelmesin.

Dün PKK’nın siyasi uzantısı HDP ile çözüm ortaklığı yapan AKP’nin, bugün MHP ile ‘beka’ ittifakı yapabilecek kadar esnek ve pragmatist siyaset anlayışını kimse hafife almasın. Kaldı ki, geçtiğimiz günlerde yayınlanan bir ankette, HDP seçmeninden Cumhurbaşkanı Erdoğan’a olan desteğin arttığının görülmesi, AKP çevrelerini adeta cezbetti.

Unutulmasın, Türk siyasetinde son yıllarda olmaz denilen, olması akıllardan dahi geçmeyecek neler yaşandı, herkesin malumu. En basitinden, kim derdi ki MHP başkanlık sistemine, üstelik Erdoğan’ın başkanlığına destek verecek, ona başkanlığın yolunu açacak?

AKP için mesele, İbrahim Kalın’ın dediği gibi, ittifaka başka yapıların da dahil edilebilmesi için şartların oluşması, ötesinde oluşturulmasından ibaret! O şartların üzerinde çalışılıyor!

TBMM’de Andımız ve T.C. önergelerinde ortaya çıkan AKP-MHP-HDP ittifakı, 23 Haziran 2019’daki İstanbul seçimine günler kala, terörist başı Öcalan’ın HDP’ye yönelik mektubu ile bir sandık ittifakı olarak da test edildi.

Sandıktan istenilen sonuç çıkmadı, zira YSK’nın seçimi yenileme kararı vermesi, zaten Ekrem İmamoğlu‘nun ikinci kez ama daha farklı şekilde kazanacağının da ilanı anlamına geliyordu. Peki o süreçte bölücü başı Öcalan’ın mektubunu Erdoğan ile birlikte hafif üstü kapalı şekilde savunan kimdi? MHP değil miydi?

 

https://www.gunboyugazetesi.com.tr/cumhur-ittifakinin-ucuncu-partisi-3572yy.htm