ABD'ye casusluk yapan gazeteciler var

ABD'ye casusluk yapan gazeteciler var
15 Şubat 2012 09:59

Günlerdir süren MİT tartışması beraberinde farklı soruları da getirdi. İstihbarat ve ajanlarla ilgili köşe yazarları görüşlerini dile getirirken , Güneş Gazetesi yazarı Rıza Zelyut konuyu ‘İstihbaratçılık yapan gazetecilere’ getirince tartışma yeni bir boyut kazandı.

İşte Zelyut’un o yazısı

Şu sıralarda bol bol MİT ile Emniyet’i tartışıyoruz. Peki bu tartışmaların içindeki medyamız neden kendisini sorgulamıyor.
Gazeteci veya televizyoncu görüntüsü adı altında casuslara taş çıkartan işler yapan bazı gazeteci tiplerine ne diyeceğiz?
***
Balyoz operasyonu ile tutuklanan ve meslek hayatları karartılan subaylardan bize bol bol dilekçeler geliyor. Bu yazılarda kendilerine kurulan komplodan, belgelerin sahte olduğundan söz ediyorlar. Amacım olanları tartışmak değil; bu operasyonun başlamasına yol açan malum gazete Taraf’ın ve onun özel gazetecisi Mehmet Baransu’nun durumunu… Önce Balyoz operasyonuna yol açan belgelerin nereden geldiğini gösteren resmi bir belgeyi okuyalım:

TUTANAK
20.Ocak.2010 tarihli TARAF gazetesinde, ‘Fatih Camii Bombalanacaktı” başlığıyla ve 21.Ocak.2010 tarihinde ”İki Yüz Bin Kişiye Tutuklama” başlığıyla yayınlanan haberlerle ilgili olarak bu haberleri yaptığını söyleyen TARAF gazetesi muhabiri Mehmet BARANSU, Başsavcılığımıza başvurarak bu haberlerde geçen konunun belgelerinin 4 adet DVD’de bulunduğunu belirterek bunları vermek istediğini bildirdi. Devamla üzerinde 1.2.3 ve 4 yazılan DVD’de taramış vaziyette belgeler vardır, bunların bir kısmı ses kaydıdır, bir kısmı da yazılardır. Üzerinde 4 yazılı VCD’ de ise bu belgelerle ilgili muhtelif fotoğraflar vardır. Bunlar orijinal belgeler taranarak oluşturulmuştur. Yaklaşık olarak saydığımızda 5000 sayfa civarında tutmaktadır. Ben bu haberi yaparken orijinal klasörleri gördüm ve tarayarak aldım. Bir kısmını da orijinal CD’lerden aktarma yaptım. İleride bu konuda soruşturma savcıları isterse tanıklık da yapabilirim, dedi. 4 adet DVD’yi teslim etti’

MUHABİR Mİ MUHBİR Mİ?
Altında İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Turan Çolakkadı ve Mehmet Baransu’nun da imzaları bulunan bu tutanak neyi gösteriyor?
Bu gazeteci; gazetecilik yapmıyor; istihbarat elemanı gibi çalışıyor. Polisiye operasyonlarda görev almış oluyor.
Bu kişi son olarak kendisini MİT’in izlediğini de iddia ederek basına açıklama yaptı.
Yıllardır Başbakan Erdoğan’ı da AKP’yi de Ergenekon operasyonlarını eleştiririm. 1998’den beri Fethullah Gülen aleyhinde de yazmadığım kalmadı.
Bu MİT, bu polis niye beni takip etmez de Mehmet Baransu gibi daha piyasaya yeni çıkmış birisini izler?
Bu da gösteriyor ki Mehmet Baransu gazeteci değil gazeteci elbisesi giymiş özel görevli birisidir. Bunların gazetecilerin içinde ne işi var?
Basın, kendisini bunlardan temizlemezse siyasetçileri eleştirme hakkı olabilir mi?
Gazeteci cemiyetlerini ajan gibi çalışan gazetecilere karşı harekete geçmeye çağırıyorum.

ABD’YE CASUSLUK YAPANLAR
Bir de Amerikan elçiliğine çağrılan ve oraya çok özel bilgiler gazeteciler var.
-Ne var bunda, demeyin. Türkiye’ye ait bildikleri özel konuları yabancı bir ülkenin diplomatına aktarmak, casusluğun yeni biçimidir. WikiLeaks belgeleri gösterdi ki bugün kendisini büyük gazeteci veya yazar olarak gösteren kimi isimler bu casusluğu yapmışlar.
Bunlar köşelerinde AKP iktidarını bol bol övüyorlar… Övebilirler de…
Ama gelin görün ki ABD’li diplomatlara bilgi verirlerken; AKP’ye atıp tutmuşlar. Bu arada Başbakan Erdoğan’ı da kötülemişler.
Adam; köşesinde Gülen yanlılarını bol bol övüyor ama ABD elçisinin karşısına çıkınca o çizgiyi kötülüyor.
Böyle ikiyüzlülük olur mu? Böylelerinin gazetelerde yazarlık yapması, millete akıl vermesi ayıp değil mi? Ayıptan öte utanç değil mi?
Bunları çalıştıran yayın yönetmenlerine de söylüyorum:
Atın bu köstebekleri içimizden.
***
Bir de ‘Başbakan Erdoğan beni çok seviyor!’ diyerek medya patronlarına şantaj yapıp birkaç kanalda, birkaç gazetede birden çalışıp yüklü paralar götürenler var.
Bunlara helal olsun. Bu çağda bile Karaköy köprüsünü, ‘Benimdir!’ diyerek satabilecekleri müşteri bulduklarına göre.

Günlerdir süren MİT tartışması beraberinde farklı soruları da getirdi. İstihbarat ve ajanlarla ilgili köşe yazarları görüşlerini dile getirirken , Güneş Gazetesi yazarı Rıza Zelyut konuyu ‘İstihbaratçılık yapan gazetecilere’ getirince tartışma yeni bir boyut kazandı.

 

İşte Zelyut’un o yazısı

 

Şu sıralarda bol bol MİT ile Emniyet’i tartışıyoruz.  Peki bu tartışmaların içindeki medyamız neden kendisini sorgulamıyor.

Gazeteci veya televizyoncu görüntüsü adı altında casuslara taş çıkartan işler yapan bazı gazeteci tiplerine ne diyeceğiz?

***

Balyoz operasyonu ile tutuklanan ve meslek hayatları karartılan subaylardan bize bol bol dilekçeler geliyor. Bu yazılarda kendilerine kurulan komplodan, belgelerin sahte olduğundan söz ediyorlar.  Amacım olanları tartışmak değil; bu operasyonun başlamasına yol açan malum gazete Taraf’ın ve onun özel gazetecisi Mehmet Baransu’nun durumunu… Önce Balyoz operasyonuna yol açan belgelerin nereden geldiğini gösteren resmi bir belgeyi okuyalım:

 

TUTANAK

20.Ocak.2010 tarihli TARAF gazetesinde, ‘Fatih Camii Bombalanacaktı” başlığıyla ve 21.Ocak.2010 tarihinde ”İki Yüz Bin Kişiye Tutuklama” başlığıyla yayınlanan haberlerle ilgili olarak bu haberleri yaptığını söyleyen TARAF gazetesi muhabiri Mehmet BARANSU,  Başsavcılığımıza başvurarak bu haberlerde geçen konunun belgelerinin 4 adet DVD’de bulunduğunu belirterek bunları vermek istediğini bildirdi. Devamla üzerinde 1.2.3 ve 4 yazılan DVD’de taramış vaziyette belgeler vardır, bunların bir kısmı ses kaydıdır, bir kısmı da yazılardır. Üzerinde 4 yazılı VCD’ de ise bu belgelerle ilgili muhtelif fotoğraflar vardır. Bunlar orijinal belgeler taranarak oluşturulmuştur. Yaklaşık olarak saydığımızda 5000 sayfa civarında tutmaktadır. Ben bu haberi yaparken orijinal klasörleri gördüm ve tarayarak aldım. Bir kısmını da orijinal CD’lerden aktarma yaptım. İleride bu konuda soruşturma savcıları isterse tanıklık da yapabilirim, dedi. 4 adet DVD’yi teslim etti’

 

MUHABİR Mİ MUHBİR Mİ?

Altında İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Turan Çolakkadı ve Mehmet Baransu’nun da imzaları bulunan bu tutanak neyi gösteriyor?

Bu gazeteci; gazetecilik yapmıyor; istihbarat elemanı gibi çalışıyor. Polisiye operasyonlarda görev almış oluyor. 

Bu kişi son olarak kendisini MİT’in izlediğini de iddia ederek basına açıklama yaptı.
Yıllardır Başbakan Erdoğan’ı da  AKP’yi de Ergenekon operasyonlarını eleştiririm.  1998’den beri Fethullah Gülen aleyhinde de yazmadığım kalmadı.

Bu MİT, bu polis niye beni takip etmez de Mehmet Baransu gibi daha piyasaya yeni çıkmış birisini izler?

Bu da gösteriyor ki Mehmet Baransu gazeteci değil gazeteci elbisesi giymiş özel görevli birisidir. Bunların gazetecilerin içinde ne işi var?

Basın, kendisini bunlardan temizlemezse siyasetçileri eleştirme hakkı olabilir mi?
Gazeteci cemiyetlerini ajan gibi çalışan gazetecilere karşı harekete geçmeye çağırıyorum.

 

ABD’YE CASUSLUK YAPANLAR

Bir de Amerikan elçiliğine çağrılan ve oraya çok özel bilgiler gazeteciler var.

-Ne var bunda, demeyin. Türkiye’ye ait bildikleri özel konuları yabancı bir ülkenin diplomatına aktarmak, casusluğun yeni biçimidir.   WikiLeaks belgeleri gösterdi ki bugün kendisini büyük gazeteci veya yazar olarak gösteren kimi isimler bu casusluğu yapmışlar.

Bunlar köşelerinde AKP iktidarını bol bol övüyorlar… Övebilirler de…
Ama gelin görün ki ABD’li diplomatlara bilgi verirlerken; AKP’ye atıp tutmuşlar.  Bu arada Başbakan Erdoğan’ı da kötülemişler.

Adam; köşesinde Gülen yanlılarını bol bol  övüyor ama ABD elçisinin karşısına çıkınca o çizgiyi kötülüyor.

Böyle ikiyüzlülük olur mu? Böylelerinin gazetelerde yazarlık yapması, millete akıl vermesi ayıp değil mi? Ayıptan öte utanç değil mi?

Bunları çalıştıran yayın yönetmenlerine de söylüyorum:
Atın bu köstebekleri içimizden.

***

Bir de ‘Başbakan Erdoğan beni çok seviyor!’ diyerek medya patronlarına şantaj yapıp birkaç kanalda, birkaç gazetede birden çalışıp yüklü paralar götürenler var.
Bunlara helal olsun. Bu çağda bile Karaköy köprüsünü, ‘Benimdir!’ diyerek satabilecekleri müşteri bulduklarına göre.