77 yaşındaki kadın, dağdaki PKK'lı oğluna kazak gönderince gözaltına alındı

77 yaşındaki kadın, dağdaki PKK'lı oğluna kazak gönderince gözaltına alındı
19 Nisan 2013 11:20

Kocaeli’nin Gebze İlçesi’ne bağlı Pelitli Köyü’nde yaşayan 77 yaşındaki Nazife Babağit’in, PKK’nın dağ kadrosuna katıldığı ileri sürülen oğluna kazak ve vesikalık fotoğrafını göndermek istemesi yüzünden başına gelmedik kalmadı.

Doğu illerinden gelerek Gebze’ye yerleşen ve uzun yıllardır burada
yaşayan Babayiğit ailesinin çocuklarından Metin Babayiğit, iddiaya
göre PKK’nın dağ kadrosuna katıldı ve kendisinden bir daha haber
alınamadı. 2007 yılında Pelitli Köyü yakınlarında inşaatlarda çalışmaya
gelen 2 genç ile tesadüfen tanışan Nazife Babayiğit, oğlu Metin’den söz
etti. Metin’i tanıdıklarını, PKK’nın Iğdır civarındaki dağ kadrosunda
olduğunu söyleyen 2 kişi, o bölgeye gittiklerinde oğlunu
görebileceklerini öne sürdü. Bunun üzerine Nazife Babayiğit, “Bu
fotoğrafımı ona verin. Sağ olduğumu söyleyin”
diyerek kendi fotoğrafıyla
birlikte bir miktar erzak ve ördüğü kazağı verdi.


GENÇLER YAKALANDI, ÜZERLERİNDEN FOTOĞRAF ÇIKTI 

Ancak bu gençler Erzurum’da yakalandı. Üzerlerinden çıkan fotoğraf,
kazak ve erzağı da Metin Babayiğit’in annesinin gönderdiğini söyleyince
Nazife Babayiğit gözaltına alındı ve hakkında ‘Terör örgütüne yardım ve
yataklık etmek’
iddiasıyla dava açıldı.

Bir dizi yargılamalar sonunda yaşlı kadın önce 6 yıl hapis cezasına
çarptırıldı. Bu ceza daha sonra 2 yıl 1 aya indirildi. Yakınlarının
talebi üzerine bu cezayı evde ayağına elektronik kelepçe takılarak
çekmesi kararlaştırıldı. 3 ay önce de ayak bileğine, evden çıktığı anda
alarm veren elektronik kelepçe takıldı. 

BAĞIMSIZ VEKİL TÜZEL ZİYARET ETTİ

Nazife Babayiğit’in bu durumunu öğrenen İstanbul bağımsız milletvekili
A. Levent Tüzel, yaşlı kadını evinde ziyaret etti. Nazife Babayiğit’in
oğluna sadece kendisinden iyi bir haber alabilmek için erzak,
kendi ördüğü bir kazak ve kendi vesikalık fotoğrafını göndermek
istediğini belirten Tüzel,  “Oğlundan iyi bir haber alma dileği ile
hareket eden annenin dileği, ‘örgüte yardım ve yataklık’ olarak
cezalandırılıyor. Hukukun bu şekilde yorumlanması, bir ananın evladına
bu şekilde yardım yollama çabası teröre yardım ve yataklık olarak
adlandırılıyor” dedi. A. Levent Tüzel şöyle devam etti:

“Biz diliyoruz ki hem bu cezalar ortadan kalksın, hem eline silah almış
hem de dilini, kimliğini, toprağını, ülkesini bu şekilde savunmak
durumunda kalmış insanlar özgürce yaşayıp analarına kavuşsun. Nazife
anamızın oğlu Metin de bir an önce ailesine kavuşsun. Hem de ayağındaki
prangadan kurtulsun. Bu prangalardan kurtulma meselesi bir an önce
olmalı. Geçenlerde Meclisten geçen 4’üncü yargı paketi, öncelikle bu
durumda olan ceza almış insanlarımızın durumunu kurtarmalı. Bu olay bir
insanlık ayıbıdır. Ne vicdanlara, ne de hukuka sığar.” 

12 GÜN GEBZE CEZAEVİ’NDE YATTI

Nazife Babayiğit’in oğlu Kasım Babayiğit ise annesinin başına gelenleri şöyle anlattı:

“2007 yılında köyümüzün üst tarafında çalışan doğu kökenli iki genç,
anneme Iğdır ve Kağızman bölgesinden olduklarını söylemişler. Annem de
bu iki gence dağdaki oğlunu sormuş. Annem daha sonra, köye giderken
yanına uğrayan bu gençlere kendisinin bir resmimi vermiş. Yine ayrıca
ördüğü kazak, diş fırçası gibi eşyalar vermiş ve ‘Oğlumu görürseniz
annesinin yaşadığını söyleyin’ demiş. Daha sonra bu kişiler
yakalanmışlar. Üzerlerinden anneme ait resim çıkmış. Annemiz hakkında
Erzurum Ağır ceza Mahkemesi’nde dava açılmış. Bir gün biz işteyken eve
polis gelip annemizi gözaltına almış. Annemiz 12 gün Gebze Kapalı
Cezaevi’nde kaldı. Biz neden cezaevinde kaldığını sorunca, bize
Erzurum’a sevkiyat veya ring aracı çıktığı zaman göndereceklerini
belirtmeleri üzerine biz de ‘uçak biletlerini kendimiz alalım, bir an
önce Erzurum’a gitsin, sonuca varalım’ dedik. Uçak biletini alarak
annemizi 3 asker eşliğinde Erzurum’a gönderdik. Biz de onlardan önce
Erzurum’a gittik. Geç olduğu için bir gece de Erzurum Cezaevi’nde kaldı.
Erzurum’da annemin ifadesini aldılar. Daha sonra geri döndük. Sonra
mahkeme süreci başladı.”

ÖNCE BERAAT, ARDINDAN 6 YIL HAPİS


Aradan 6 ay geçtikten sonra tekrar celp geldiğini ve mahkemenin beraat
kararı verdiğinin tebliğ edildiğini kaydeden Kasım Babayiğit anlatımını
şöyle sürdürdü:

“Geçtiğimiz yıl Yargıtay beraat kararını bozmuş. Bunun üzerine 6 yıl
hapis cezası verilmiş. Biz tekrar avukatımızla dilekçe verdik ve itiraz
ettik. Yargıtay bir daha bozmuş ve ceza 2 yıl 1 aya indirilmiş. Biz de
halk arasında ‘Erbakan yasası’ olarak bilinen yasadan yararlanması için,
yaşını ve hastalıklarını gerekçe göstererek başvurduk. ‘En azından
cezasını evde çeksin’ dedik ve dilekçe verdik. Dilekçemiz kabul edildi. 3
aydır annem evde cezasını çekiyor. Ayağına pranga takmışlar. Annemiz 25
ay evde pranga ile yaşayacak. Dolayısıyla zorlandığı noktalar var. Evde
kimse yok. En önemlisi gelini gardiyan gibi başında durmak zorunda.
Kapıdan dış mekana çıkamıyor. En büyük hasreti dışarıya çıkmak. Kapının
önünde bahçemiz var. Annemin tavukları var, tüm bunlardan yoksun
kaldı.”

GELİNİ 24 SAAT YANINDA

Gelini Aysel Babayiğit ise 24 saatinin elektronik kelepçeli kayınvalidesiyle birlikte geçtiğini belirterek şöyle konuştu:

“Odun almaya dahi olsa evden çıktığımda içimde bir burukluk oluyor.
Önceleri misafir geldiğinde beraber bahçede otururduk, şimdi sürekli bu
evin içindeyiz. Yaşının getirebileceği her türlü hastalığa sahip.
Doktorun verdiği iğneler evde duruyor. Köyde yaşadığımız için kimseden
yardım alamıyoruz. Annem bazen ‘Neden bunlar oldu?’ diye isyan ediyor..
Biz bu cezanın bir an önce kalkmasını istiyoruz.”