CHP’ye böyle biri mi genel başkan olacak?
30 Eylül 2013 19:17

”Amerika Birleşik Devletleri oluyorsa(ABD) Türkiye Birleşik Devletleri de olur.Avrupa Birliği(AB) Devleti oluyorsa Türkiye Birliği Devleti’de olur.Bal gibi olur, Federal Almanya oluyorsa,Federal Türkiye’de olur…”

İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM

Yukarıdaki satırlar Mustafa Sarıgül’ün Türkiye Değişim Hareketi(TDH)’nin genel sekreteri Hasan Aydın tarafından yaklaşık bir yıl önce medyaya aksetmişti.

Ki,bu iki isim birbirlerinden ayrı bir yudum su içmezler,birbirlerinin cansiperane kankalarıdırlar ve yaşamın her alanı ile ilgili olmak üzere sırdaştırlar.Tüm bunların ötesinde de Hasan Aydın Sarıgül’ün doğrudan sözcüsüdür.

Sarıgül, ‘’Bu sözler beni bağlamaz;genel sekreterim Hasan Aydın’ın kişisel görüşleridir’’ deyip işin içinden kolayca sıyrılma ucuzluğunu gösteremez.

Çünkü Hasan Aydın bu talihsiz sözleri hem TDH adına söylemiştir hem de Mustafa Sarıgül’den izinsiz böyle bir açıklamayı asla yapamaz.

Yani, buram buram ihanet kokan bu sözler,her ikisinin de bir anlık dalgınlıkları sonucu ağızları ile yakalandıklarının net fotoğrafıdır.

Şimdi,yukarıda belirttiğimiz sarf ettikleri ihanet yolcusu sözleri üç açıdan acımasız eleştiriye tutmamız gerekiyor.

Birincisi tam bir cahillik furyası ki,Amerika Birleşik Devletleri bir zorunluluk yüzünden birleşik devlet olmuşlardır;her aydının bildiği gibi kuzey güney savaşları belki yüzyıl sürdü,ayrı ayrı olan devletler birleşmek için başka çözüm bulamadıklarından onlarca devletin bir araya gelme formülünü böyle sağladılar.Şundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın ki,ilk fırsatta bu sisteme son vermek istediklerinden eminim.

Bakınız cahilliğe ki,Avrupa Birliği Devleti diye bir devlet,tanım bazında da olsa asla yoktur;çünkü bu birliğe ait tüm devletler ulus devletlerdir.

Ayrıca bu adamlar henüz Almanya’nın ulus devlet olduğunu bilmeyecek kadar cahillik içindeler.

Doğu Almanya’nın katılımı ile bu adı ve ulus devlet yapısını korumuştur;görüldüğü gibi uyanık Batılılar hep birleşerek gidiyorlar,bizim iktidar tutkunu gafil ve hainler hep ayrışmak için can atıyorlar.

Ayrıca, Almanya ve ABD’deki federal yapı bizim ayrılıkçıların istedikleri gibi bölücü temele dayanmıyor,sadece yönetimsel bazdaki bir yapıdır,tıpkı Türkiye’deki illerin valiler tarafından yönetilmesi gibi.

Öte yandan Almanya’daki federal eyalet yönetimlerini oluşturanların hepsi Alman’dır hatta daha açık söyleyeyim,hepsi Germen kökenlidir;dolayısıyla bölünme tehlikesi asla yoktur.

İktidar ihtirası ateşi içinde olan gafil ve hainler şunu çok iyi bilmeli ki,kimin yurdunu kime peşkeş çekiyorsunuz?

Sarıgül, devlet ve siyasete ait en küçük bilgi kırıntısından bile yoksundur.Kişisel Gelişim Kitapları okuyup ‘’Polyannacılık’’ yaparak siyaset ve devlet yönetilemez.Sarıgül’ün sadece bu tür kitapları okuduğunu ifadelerinden çıkarmamak olası değildir.Bu kitaplar sadece popüler bilgiler veren halka yönelik yazılmışlardır;ciddi siyasetçiler çok ciddi kitaplar okur ve yönetimlere talip olurlar.

Kaldı ki,basına yansıyan haberlerden de biliyoruz ki,Sarıgül bundan birkaç yıl önce kendisinin hiç kitap okumadığını,o zamanlar eşi olan Aylin Kotil’in okuduğu kitaplardan kendisine aktardıkları ile yetindiğini söylemişti.

İkincisi,Sarıgül, Tayyip’in iktidara geliş hikayesinde olduğu gibi şunu anlamıştır ki,bölücülere yaklaşıp Batılı emperyalist devletlere, ‘’Bakın ben sizin istediğiniz siyaset tarzı ve Türkiye’yi federal yapı ile bölmeye hazırım’’mesajı ile göz kırpma işleminden başka bir şey değildir.

Adama bu halde ‘’İktidar olmanın baş döndüren iyileşmez hırsı için Türkiye istediğin gibi kullanabileceğin senin çiftliğin mi?’’ diye sormazlar mı?

Üçüncüsü,dağ teröristleri veya kıravatlı teröristlerle temasın siyasette ne çok yarar getirdiğini, ABD taşeronu ve işbirlikçisi yine Tayyip örneğinde olduğu gibi anlamıştır ki,son olarak geçenlerde taziye dolayısıyla gittiği Diyarbakır’da,Ahmet Türk ve Osman Baydemir’i ziyaretinde Sarıgül ‘’Türk’‘(Ahmet Türk’ü kastediyor) ailesi sevgi üzerine hemşerileri arasında,Türkiye’de sevgi üzerine dünyalar kurmuş;bu taziyede bir kez daha bunu gördüm’’ diyerek binlerce askerimizin katili olan PKK’nın doğal ve destekleyici işbirlikçilerine iltifatta bulunmuştur,şehitlerin mezarlarında kemiklerini sızlatırcasına.

Binlerce askerin katili olan terör örgütü taraftarı nasıl sevgi üzerine bir yaşam kurabilir?

Sarıgül bunu kime yutturuyor?

Sarıgül burada milleti enayi yerine koymuyor mu?

Ama şunu Sarıgül bilmeli ki,artık bunlar bu saatten sonra para etmemekte bilakis kendilerinin günah defterine kaydedilmektedir.

Türk milleti bunun hesabını bir gün mutlaka soracaktır.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kuran kurucu irade ve Büyük Atatürk bu devleti ‘’ulus devlet ve üniter yapı’’ üzerine kurmuştur.

Bu yapıyı bozup kendi siyasal emellerini emperyalistlerin emelleri ile birleştirenler ihanet içindedirler.

Böyle biri CHP’ye nasıl genel başkan olabilir?

Çünkü Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kurumsallaştıran Cumhuriyet Halk Partisi’dir.

Atatürk’ün ifadesi ile ‘’Türkiye Cumhuriyeti Devleti Türk kültürü ve kahramanlığı üzerine kurulmuştur’’ belleklerdeyken bölücülerle işbirliği yapan ve teröristlerinde istediği gibi federasyonlara ayırma amacı güden birisinden ne Cumhuriyet Halk Partisi’ne genel başkan ne de devlet kuran bu partinin İstanbul Belediye Başkanı olabilir.

İstanbul Belediye Başkan adayı olsa bile her durumda kaybedeceği kesindir.

Hatta Şişli’yi bile kaybedeceği şüphe götürmez bir olgudur.

Nedenlerini geçenlerdeki bir yazımda belirtmiştim.

Ne de ülkeyi federasyonlara ayırmak isteyen biri CHP üyeliğine yakışır.

Yukarıda yazdığım nedenlerden dolayı Mustafa Sarıgül hem Atatürkçü hem de CHP’li olma opsiyonu çoktan yitirmiştir.

Şunu katiyetle belirtmeliyim ki,Sarıgül CHP’ye girdiği andan itibaren genel başkanlık yarışı başlatacak ve Parti’de çok büyük huzursuzluk oluşacaktır.

Seneca ‘’Öğütün yolu uzun,örneğin yolu kısadır’’ der;bu nedenle Sarıgül’ün CHP’deki geçmişini çok iyi değerlendirmek gerekir.

‘’Denenmiş,bir daha denenmez der’’ ünlü atasözümüz.