Şunu hatırlamanın sırası

Şunu hatırlamanın sırası
4 Kasım 2016 17:30

HADEP’li milletvekilleri 1992’de TBMM Genel Kurulu’ndan polis tarafından gözaltına alınarak çıkarılmış ve hapse konmuştu.

 

 

 

Safile USUK H&H YORUM

 

 

 
Bu olaydan sonraki yıllar Türk kamuoyunda ve siyasetinde o zaman yapılanın yanlış olduğunu tespit etmekle geçmişti.

 

 
Çünkü bu tür olaylar Kürtlerin Türkiye ile gönül bağını zayıflattığı gibi meselelerin çözümünde de katkı sağlamıyordu.

 

 
Ki, HADEP’li milletvekillerinin gözaltına alındığı 1992’den sonraki yıllar Türkiye’nin devlette ve kurumlarda, (polis de buna dahil) demokrasi reformalarına başladığı yıllar oldu.

 

 

 
Hedefte AB üyeliğine adaylık da vardı ve bu kapsamda Avrupa’daki demokrasi sistemine uygun reformlar yapıldı.

 

 

 
Bu reformlar o kadar güçlü sonuçlar vermişti ki, ben 2004’de Türkiye’ye döndükten sonra Vatan gazetesinde çalışırken Antalya’da öldürülen 6 yaşındaki Alman kızla ilgili olayı araştırmak için Antalya’ya gittiğimde polisin artık AB ülkelerinden dahi daha uygar bir tutumda olduğunu gözlemlemiştim.

 

 

 
Bu olay sadece bir örnek.

 

 

 
Poliste işkence kalkmıştı, muamele tamamen uygar bir hale gelmişti, fikir suçlarından kimse takip edilmiyor, televizyonlarda bangır bangır her türlü tartışma yapılıyor, her türlü fikir dile getiriliyor ama kimseye soruşturma vs. açılmıyor, kimse gözaltına alınmıyordu.

 

 

 
Kürt meselesinde TSK da çok önemli dersler çıkarmıştı ve HDP ve onu takip eden Kürt siyaseti partilerinin TBMM’ye entegre edilmesi gerektiğini düşünüyordu.

 

 

 
Bir yandan da Kürtlerin yaşadığı şehirlerde eskiden yasak olan her türlü şey yasak olmaktan kalkmıştı.

 

 
2003’de davetli olduğum bir kongereye katılmak için gittiğim Van’da Kürtçe sinema festivalleri yapıldığını görmüştüm mesela.

 

 

 
PKK da oldukça güç kaybetmiş ve toplumsal tabanda yer edinmede artık çok zorlanıyordu.

 

 

 
Hülasası demokrasi atakları yaptığımız yılların neticesinde AB ile aday adaylığı da başlamıştı.

 

 
Sonra bilindiği gibi, 2002’de erken seçim oldu ve AKP iktidara geldi.

 

 
Erdoğan 2005’de Diyarbakır’da, “Alt kimlik, üst kimlik” açıklamasını yaptı.

 

 

 
Erdoğan’ın amacı TSK’nın karşıtı olarak gördüğü Kürtlerin desteğini almak ve TSK’yi bu yolla da zayıflatmaktı.

 

 
Onun amacı Kürtler’e demokrasi değildi, sadece onları da araç olarak kullanıyordu hedefi için.

 

 
Sonra çözüm süreci denen şey çıktı.

 

 
Bu sürede bir sürü geri zekalı aydın bunlara destek verdi.

 

 
PKK da, AKP ile müzakere eder, özerklik alırım umuduyla AKP’yi iktidarda tutmak için her seçim öncesi AKP’ye jestler yaptı.

 

 
Erdoğan TSK’yı yıpratmak için ortaya attığı çözüm süreci vs. ile PKK’yı o kadar umutlandırdı ki, PKK artık özerklik alacağına inamaya başlamıştı.

 

 
Fakat Erdoğan bu yola ilerlerken bunun tehlikelerinin kendisine yöneldiğini görünce çark etti.

 

 
Ve, çözüm sürecini bırakarak TSK’yı öne sürdü.

 

 
Şimdi de TSK’yı yıpratmak için ona karşı olarak gördüğü Kürtleri kullanma yolundan geldi gece yarısı onları tutuklatmaya.

 

 
Cumhuriyetçi Türkler’i beğenmiyordu, onlar Kürtler’e baskı yapıyordu, o ileri demokrattı.

 

 
Ama Cumhuriyetçi Türkler bu tür ilkel milletvekili tutuklamaları bahislerini kapatalı çok olmuştu.

 

 
Erdoğan ise, bugün 25 yıl, 30 yıl önce yapılan şeyleri yapıyor.

 

 
Türkiye demokrasi yolunda kurumlaşır ve demokrasi mücadeleleri verirken o orduyu nasıl alteder de kendi düzenimi kurarım ile meşgul olduğu için Türkiye’nin geçtiği kolektif demokrasi kurumlaşmasından geçmemişti.

 

 
Başa kakmak lüzumsuz birşeydir ve iyi değildir ama dün gece olanlar zamanında Erdoğan’ın politikalarına destek olan ve onun demokrasi getireceğine inananlara iyi bir ders olmuştur belki.

 

 
Türkiye’nin Kürt meselesinde yapması gereken ise, şudur…

 

 
TBMM’ye asla dokunma, PKK terörü ile mücadele et ve onun halkla bağlantısını koparmak için de TBMM’deki milletvekilleri istedikleri kadar içlerinden özerklik vs. geçirsinler, bırak Meclis’de belli bir temsiliyeti gerçekleştirsin ayrıca da, TBMM sürecinde gitgide Türkiye’nin parçası olmanın faydalarını daha da çok yaşasınlar ve entegrasyon süreci hızlansın.

 

 
Şimdi ne oldu ama…

 

 
Kürt meselesinde yeni gedikler açıldı ve geleceğe yeni yükler yüklendi.

 

 

 

Safile USUL Twitter

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Bir numaralı hedef İmamoğlu
Bozdoğan Kemeri sessiz bir tanıktır
Demek ki bir değişiklik yok