Salih Müslim’i vermezler
26 Şubat 2018 17:30

PYD’nin eski başkanı Salih Müslim’in Prag’da gözaltına alındığı haberi dün basına yansıdı.

Safile USUL H&H YORUM

Ardından da başta Erdoğan olmak üzere, Bekir Bozdağ ve diğer bazı hükümet üyeleri Salih Müslim’in Türkiye’ye iadesinin beklendiğini açıkladılar.

Ki, Salih Müslim Prag’da Türkiye’nin talebi üzerine gözaltına alınmıştı.

Ankara’da vergi dairesinde bundan bir süre önce patlayan bombadan da sorumlu tutuluyordu ve iade talebi bu sebeple de yapılmıştı.

Olay ilginçti zira Prag’ın başkenti olduğu Çek Cumhuriyeti AB üyesi, yani Türkiye’deki hükümet istiyor diye Salih Müslim’i gözaltına alması pek beklenecek bir şey değildi.

Fakat daha sonra yabancı basını da okuyunca olayı anlamak benim açımdan mümkün hale geldi.

Şöyle ki…

Öncelikle şunu söylemek lazım, Çek Cumhuriyeti Salih Müslim’ü iade etmez.

Bunun temel sebeplerine geçmeden önce, Çek Cumhuriyeti zaten Salih Müslim’i iade etmeyeceğini dolaylı olarak açıklamış.

Alman Der Spiegel gazetesinde okudum, bizdeki basında maalesefe haberler tüm unsurlarıyla yer almıyor, sadece Erdoğan’ın seveceği unsurlar haberlere dahil ediliyor.

İşte, Alman Der Spiegel’de yer alan haberde, Prag Polis Sözcüsü’nün, “Salih Müslim ile ilgili yapılacak işlemler yasalara ve uluslararası adalet işbirliği temelinde olacak” dediği yazılmış.

Türkiye ile Çekya arasında suçluların iadesi anlaşması yok.

Bu açıklamadan benim okuduğum, Çek Cumhuriyeti’nin Türkiye’ye, “Bağlı olduğumuz Avrupa Konseyi ve AB ölçüleri içersinde size Salih Müslim’i iade edemeyeceğiz” diyeceğidir.

Ancak bu açıklamanın da ötesinde…

Çek Cumhuriyeti, en başta da AB üyesi olduğu için ve AB Salih Müslim’in iadesini kabul etmeyeceği için, Salih Müslim’i iade etmeyecektir.

Hatırlanırsa tüm Türk basını Yunanistan’ın Türkiye’den kaçan, bir kısmı da yüksek rütbeli askeri iade edeceğini konuşurken ben Yunanistan’ın hiçbir askeri iade etmeyeceğini yazmıştım.

Zira AB içindeki havayı biliyorum.

Türkiye Avrupa’da artık bir 3. dünya ülkesi olarak görülüyor ve işlettiği yargı sistemi Ortadoğu tipi bir yargı sistemi olarak görülüyor.

Peki, Çek Cumhuriyeti Salih Müslim’i gözaltına almayı neden kabul etti?

Bunun da haberler okunduğunda görülen bir cevabı var.

Salih Müslim Ortadoğu konulu bir konferans için Prag’a geliyor.

Bundan bizdeki hükümetin haberi oluyor ve Ankara’daki bombalamanın sorumlusu olmak gerekçesiyle (yani, somut ve ağır bir olay öne çıkarılarak) Salih Müslim’in iadesi için derhal başvuruluyor.

Erdoğan’ın Çekya hükümeti ile fena olmayan ilişkileri var.

Çek hükümeti Erdoğan’a iyiniyet gösterisi olarak Salih Müslim’i gözaltına aldırıyor.

Ama sonrasında tabii iade etmez.

Kanaatim bu yönde.

HER İDDİANAMEDE AYNI KOPYALA&YAPIŞTIR CÜMLELER

Bu haberi de Avusturya’nın siyasi haftalık dergisi Profil’de okudum.

Geçen hafta Merkel’in isteğiyle serbest bırakılan gazeteci Deniz Yücel’in avukatı Veysel Ok Profil dergisine bir röportaj vermiş.

Ve, orda şöyle demiş…

“Türkiye’de tutuklu gazeteciler hakkında yazılan iddianameler kopyala yapıştır yöntemiyle hazırlanıyor. Bir gazeteci hakkında hazırlanan iddianame kopyalanıp, diğer bir tutuklu gazeteci hakkında yazılan iddianameye aynen yapıştırılıyor. Örneğin Ahmet Altan hakkında hazırlanan iddianame Can Dündar iddianamesinden kopyalanan ve yapıştırılan cümlelerle dolu. Hatta o kadar ki, Ahmet Altan’ın iddianamesinde Can Dündar’ın adını silmeyi unutmuşlar. Ahmet Altan’ın iddianamesinde Can Dündar’ı anlatan cümleler var.”

Bayağı iyiymiş ya. Yargı sistemimiz bayaaaaa iyi anlayacağınız. Tahminimizden de iyi bayaaa.

4 YAŞINDA KIZA KEFEN BİÇİLİYOR

Erdoğan geçen hafta Kahramanmaraş’da kendisini dinlerken ağlayan ve de bordu bereli kıyafeti giyen 4 yaşında biz kız çocuğu kürsüye çağırdı ve, “Maaşallah, JÖH, Türk bayrağı da cebinde, şehit olursa, inşallah bayrağı da örtecekler” dedi.

Erdoğan bu sahneyi torunu ile de yapabilir mi? Elalemin çocuğunu şehit etmek kolay.

Bu arada, bunları izliyor olmak dahi çok hazin, nerden nerelere geldik.

Kız çocuğun bordo bereli kıyafetiyle ağlamasına gelince…

Çocukların bu tür ağlamaları genellikle aileye olan bağlılıkla ve çok derin duygusal bir yapıyla alakalıdır.

Yani, çocuklar bunu başka psikolojik saiklerle yaparlar.

Hemen onları bu nedenle JÖH yapmaya kalkan birinin oluşturduğu JÖH’le….

Neyse, neyse.

Bırakın, dağınık kalsın.

A, bir de, unutmadan…

Hülya Koçyiğit bir füzeye adını yazdırmış kocaman.

Füze girerken, bakıp okuyacaklar herhalde…

“Bu Hülya Koçyiğit’ten” diye.