Muharrem İnce yine AKP’yi referans vermiş

Muharrem İnce yine AKP’yi referans vermiş
24 Eylül 2014 17:30

Muharrem İnce Yeni Şafak gazetesi ile yaptığı ve bugün yayınlanan röportajında şöyle demiş…

 

 

Safile USUL H&H YORUM

 

“Onlar (AK Parti) kendilerini yenilediler ama bir istikamette gittiler. Belli konularda taviz vermediler. Bu işler böyledir. ‘Oradan bir sağcı alalım, buradan bir solcu alalım, bir de muhafazakar bulalım, aşureyi yapalım. Herkes de bize oy versin’ yok böyle bir şey. Kimliğini ortaya net koyarsın. Halk da inanırsa gelir zaten. ’90 yıllık partiyiz’ diyoruz, bu partinin 1 milyon 200 bin üyesi var. 12 yıllık AK Partinin ise 10 milyon üyesi var. Olacak iş mi bu!”

 

Bu satırlarda, Muharrem İnce, AKP’nin kendini yenilediğini ama bir istikamette gittiğini söylerek onu CHP’ye örnek gösteriyor.

 

Ve, artık iyice belirginleşti gözümde ki, Muharrem İnce çok sık olarak AKP’yi olumlu referans olarak veriyor.

 

Örneğin genel başkan adayı olduğu zaman, Tayyip Erdoğan’ın uzun boylu olmasına atıfla ve kendisinin de uzun boylu olmasından yola çıkarak, CHP’ye genel başkan olursa CHP’nin başında uzun bir adam olacağını ve nasıl ki Tayyip Erdoğan uzun boylu bir adam olarak kısa boylu Kılıçdaroğlu’nu yeniyorsa, kendisinin de kısa boylu Davutoğlu’nu yeneceği anlamına gelen sözler söylemişti.

 

Uzun boyun insana güç ve siyasal-fiziksel fonksiyon anlamında hiçbir şey katmadığını iyi bir endokrinolog çok iyi anlatabilir ama ben şurdan devam edeyim…

 

Muharrem İnce’nin Tayyip Erdoğan’ın uzun boyuna atıfta bulunarak, onu olumlaması ve de onun uzun boylu olmasına siyasal güç atfederek ve kendisinin de uzun boylu olmasına atıfta bulunarak Tayyip Erdoğan’ın uzun boyunun iyi bir siyasal referans olduğunu ima etmesini o zaman da çok kötü bulmuştum, bugünkü sözlerini de çok kötü buluyorum.

 

Tayyip Erdoğan bir defa uzun boylu olduğu için seçim kazanmadı, onun seçim kazanmasının sebebi…

 

1-2004’de ekonomik krizin etkilerinin henüz çok çok taze ve o dönemde halkın hiçbir siyasal partiye teveccüh göstermeyecek kadar kızgın olmasıydı. Tayyip Erdoğan’a gösterilen siyasi teveccühün büyüklüğü sadece % 34 dolayında idi ve bunun sebebinin bir kısmı milli görüş siyasi geleneğinin toplumdaki marjinal izdüşümü, daha büyük bölümü ise, Erdoğan’ın İBB esnasında su sorununu vs. çözdüğü ve iyi belediyecilik yaptığı konusunda halk arasında bir intiba olmasıydı.

 

2-Erdoğan hitabeti nedeniyle de oy almadı, uzun boyu nedeni ile de; Erdoğan ilk etapta İBB avantajını kullanarak, kendine % 34’lük bir baz oluşturdu, ardından da 2002 AB eşiğini atlamış Türkiye’nin tüm mirasi meyvelerini hapur hupur yedi çünkü bu mirası çalışarak kazananlarda ürettikleri meyveyi yemeyi akıl edecek bir cinlik yoktu. Erdoğan ise, bu mirası yiyerek 2004’de kendine bazı olan % 34’ü 2007 seçimlerinde % 47’ye çıkardı.

 

Parti üyeliği meselesine gelince, AKP’nin sahibi olduğu 10 bilmem kaç milyon üye sayısının şişirme ve de maddi çıkarlar karşılığı zorla oldurulan bir üyelik olduğundan şüphe duyulmaması gerekir, bunun somut emarelerini ben örneğin AKP internet sitesinde görüyordum, güya AKP’nin 10 milyon üyesi var ama internet sitesinde beğeni tıkı sadece 5 bin filan; olacak şey değil AKP’nin hakikaten üye gibi üye 10 milyon kişisinin olması.

 

Ki, AKP idee ve ahlak üzerinden giden bir parti değil, CHP ise tamamen siyasal idee üzerinde şekillenmiş, varlığını sürdürmüş bir parti.

 

Şunu düşünmek bile yeterli sadece, CHP’nin başında bir rüşvet soyguncusu bir hafta bile kalabilir mi, kalamaz.

 

Çünkü CHP vatanın tek bir lokmasını bile çalmamış, tam tersine birkaç kuruş parasını da miras olarak ülkesine bırakmış bir Atatürk ile İsmet inönü’nün ilk sembol yüzleri olduğu bir parti ve siyasal bir parti ve de CHP’nin idee’si, ahlakı, siyasi aurası olmasının yanı sıra, CHP’liler tarihlerinin hiçbir döneminde bir rüşvet soyguncusunu kendi başlarına başkan yapmadılar ve asla yapmazlar bundan sonra da.

 

Evet, bazı belediyelerde CHP’liler de yolsuzluk yapıyor ama bunu dile getirenler de CHP’liler yine.

 

Ben CHP’li belediyelerde yapılan yolsuzlukları CHP’lilerin kaleminden okudum hep.

 

Sıkıysa ama bir AKP’li AKP’lilerin ve de parti genel başkanlarının, başbakanlarının vs. yolsuzluğu hakkında yazsın, var mı böyle şey, yok…

 

Onu diyordum…

 

Tüm bunların da ötesinde bir CHP’linin, hele de CHP genel başkanlığına talip birisinin kamuoyuna sık sık AKP’yi, onun liderinin uzun boyunu, nasıl da iyi bir hitabetinin olduğu vs. gibi şeyleri anlatması ve kendine AKP’yi referans olarak aldığı hissini uyandırması benim asla kabul edebileceğim birşey değil.

 

Açık söylüyorum, AKP’yi referans gösteriyor olmak benim için o kişiyi seçmeme nedenidir tek başına.

 

Referasns gösterilecekse CHP’de öyle referanslar var ki…

 

Atatürk’den başla Ecevit’ten çık…

 

Aman Allahım düşününce bile tüylerim diken diken oluyor.

 

Sen kalk bir vatanı kurtar, kur, ona insan onurunu yaşatacak bir hukuk elbisesi giydir, ben bu vatanı ekonomik olarak da, sanat olarak da bezerim de, senden bilmem kaç on yıl sonra da biri çıksın ve kurduğun ülkeyi dünyanın 1. siyasi ligine oturtsun.

 

Biri de bir kuruş haram para yememiş olsun…

 

Bırakın şu AKP’yi Allah aşkına…

 

Bakın, bugün AKP içinde özgür bir seçim olsa ve eğer Erdoğan o seçimi kazanırsa ben yazı yazmayı bırakırım.

 

Şu, Erdoğan’ın medya inzibatı, kişiliğini karda kışta kaybetmiş Fatih Saraç var ya…

 

O bile Erdoğan’ın arkasından nasıl konuşuyor, mesela Turgay Ciner ve Fatih Altaylı ile..

 

Halkın Habercisi’nde vardı haberleri dün ve bugün.

 

Fatih Saraç’ın bile, ciğerini bildiği ve ne kadar berbat olduğunu yansıttığı bir ortamdan topluma ne referans gösteriyorsunuz Allah aşkına?

 

 

Safile USUL Twitter

 

 

 

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Eski camlar bardak oldu
Özel-İmamoğlu-Yavaş ekseni
Rüzgar yeniden kırmızı ve toprak esiyor