Kılıçdaroğlu Davutoğlu’nun neyini tebrik etti Allah aşkına?

Kılıçdaroğlu Davutoğlu’nun neyini tebrik etti Allah aşkına?
21 Eylül 2014 17:30

CHP’nin ana muhalefet partisi olma özelliğini ve siyasi ağırlığını yok etme değilse nedir bu Allah aşkına?

 

 

Safile USUL H&H YORUM

 

 

Aslında neye şaşırıyorsam, dün okuyunca gözlerim açıldı şakınlıktan.

 

Kılıçdaroğlu Davutoğlu’nu telefonla arayıp, tebrik etmiş, tebrik sözleri ise, şunlar…

 

“Kurtarma operasyonunun düşünülmesi, planlanması, uygulanması ve tam istediğimiz gibi sonuçlandırılmasında payı, katkısı, emeği olan herkese teşekkür ediyor, saygılarımı, sevgilerimi sunuyorum. Geçmiş olsun, kutlarım”

 

Davutoğlu da bu sözlere, “Böyle zamanlarda gösterilen birlik ve duyarlılık önemlidir.” karşılığını verdi.

 

Kılıçdaroğlu’nu ana muhalefet olarak etkisizleştirmeyi başarmış olmanın mutluluğu ile gülmüştür bir de arkasından, emin olun. Erdoğan ile beraberce de epey bir gülmüşlerdir sonradan.

 

Şimdi, devam etmeden önce, soruyorum…

 

Kılıçdaroğlu neyi tebrik etti ki?

 

Hükümetin bir kurtarma operasyonu yapmadığı, rehinelerin kendiliğinden bırakıldığı, hem olayın gelişim şeklinden ve hem ABD sözcüsünün hem de Genelkurmay’ın yaptığı açıklamadan belli.

 

ABD sözcüsü, “rehinelerin evlerine kavuşmasından sevinç duyduk” şeklinde yaptı açıklamasını.

 

ABD olayın içinde olan bir taraf olarak herhangi bir AKP Hükümeti operasyonuna atıfta bulunmuyor, tam tersine rehinelerin bırakılmasının Erdoğan, Davutoğlu Hükümeti’nin başarısı değil, daha farklı birşey olduğunu kurduğu sade cümle ile endike ediyor. (dolaylı gösterge)

 

Öte yandan Türk Genelkurmayı’nın öğleden sonra yaptığı açıklama da yine, rehinelerin IŞİD tarafından belirlenen bir süreçle ve dirençsizce bırakıldığını ve herhangi aktif bir operasyon olmadığını gösteriyor.

 

Bu bir yana.

 

Ama asıl önemli olan şu…

 

CHP Genel Başkanı nasıl olur da Davutoğlu’nu kutlar?

 

Nasıl olur da kamuoyunu aydınlatma ve gerçeği ortaya serme ve de kamuoyuna muhalefet enerjisi verme görevini bırakarak, IŞİD ile dostane ilişkiler içinde olduğu için, ondan korkmayarak, çekinmeyerek, ona güvenerek Musul Konsolosluğu’nu boşaltmayan ve sonra da onlarca vatandaşının çok aşırı tehlikeli bir terör örgütünün eline geçmesine yol açan ancak dostane ilişkilerinden ve onlara yaptığı silah yardımlarından dolayı adeta doğal müttefiği konumunda olan IŞİD’e verdiği bazı tavizlerden sonra (bunların tam ne olduğunu ilerde anlayacak bu ülke) IŞİD’in hiçbir zorlama olmadan rehineleri Rakka’ya getirip, teslim etmesinden dolayı bu Hükümeti kutlar?

 

Ve, kutlar da Türk kamuoyunun gerek AKP’ye oy vermeyen ama gerek de oy veren kamuoyunda bu Hükümeti onore edecek sözler söyleyerek, onun kirli işlerini kolayca kamuoyundan saklamasına paravan olur?

 

Ve, nasıl olur da dünden beri hiçbir CHP yetkili ağızı olanların perde arkası hakkında kamuoyunu aydınlatacak bir bilgi vermez?

 

CHP’nin görevi bu Hükümeti tebrik edip, aklamak mı, yoksa olan bitenin arka perdesi konusunda bir hakimiyet sağlayacak mekanizmaları çalıştırıp, kamuoyunu aydınlatmak mı?

 

Bir tane bile, mesela tecrübeli bir dışişlerinden anlayan bir CHP’li yok mu ki, biraz araştırıp, ne olduğunu biraz anlayıp, bunu anlatsın kamuoyuna.

 

Bu ne biçim muhalefet partisi olma durumu Allah aşkına?

 

Allah aşkına hem, bu ülkenin Cumhuriyet’e tutkuyla bağlı seçmeni olmasa ve CHP’ye sizden dolayı değil, CHP olduğu için oy vermese, sizi muhalif parti mensubu olarak tırtıl diye tarlaya ekecek çıkar mı? Allah aşkına doğruyu söyleyin, çıkar mı?

 

Siz acaba bu Cumhuriyet’e tutkuyla bağlı seçmen dışında başka seçmen segmentleri tarafından algılanacak, dediği ciddiye alınacak, ağırlık oluşturabilecek, gerçeğin yakasından tutup, haykırıp, toplumda duygu havzası yaratabilecek herhangi bir niteliğe sahip misiniz?

 

Bir de bakın, Kılıçdaroğlu bu tebriği niye yapmıştır, o konudaki tahminimi anlatayım…

 

Kılıçdaroğlu rehineler serbest kalınca nasıl bir tepki vereceğini önce bilememiştir.

 

Ama çevresindeki o apolitik ve işbitirici tiplerden bir demet ona, “Sayın Genel Başkanım, kutlayın, böyle bir günde milli bir konuya destek vermek iyi olur, hem, kutlarsanız AKP seçmeni sizi sever ve bir dahaki seçimde size kayar” demiştir. (tabii, biraz karikatürize ediyorum ama mealen böyledir, emin olun)

 

Kılıçdaroğlu da bu anlamlı, “milli” ve “manevi” günde kendisine yapılan bu öneriyi çok isabetli bulmuştur.

 

Oysa ortada Cumhuriyet ülkesini yok eden, onun kurumlarını paralize eden, onun sınırlarını yok eden, IŞİD’e silah veren, onunla dost olan, Esad’ı yıkacağım diye milyonlarca insanı dünya savaşı gibi bir ortama sürükleyen, IŞİD canavarını yaratıp, Suriye’de yaşayan onbinlerce insanı tehcir durumuna getiren bir Hükümet var.

 

Türkiye Cumhuriyeti’nin örtülü ödeneğini hangi pis işleri için kullandığı belli olmayan bir Hükümet var.

 

Bir AB ülkesinde birgün bile yaşayamayacak bir Hükümet var.

 

Ana muhalefetin, böyle bir Hükümetin rehineler konusunda iyi bir iş yaptığı, başarı sağladığı kanaatini topluma yayma ve IŞİD ile olan dostluğu nedeniyle rehinelerin bırakıldığı gerçeğini saklamaya hizmet gibi bir fonksiyonu olabilir mi ya, Allah aşkına olabilir mi?

 

not: bugün Avrupa sosyal demokrat partilerde aday ve genel başkan belirleme yönteminin nasıl olduğunu yazacaktım ama yarına kaldı bu yazdığım konudan dolayı. Ama yarın yazınca göreceksiniz aradaki büyük farkı. Ve de, neden Avrupadaki muhalif parti liderlerinin böyle keyfi ve aklına geldiği gibi davranamadığını ve böylesine derin yanlışlar yapamadığını.

 

 

Safile USUL Twitter

 

 

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Eski camlar bardak oldu
Özel-İmamoğlu-Yavaş ekseni
Rüzgar yeniden kırmızı ve toprak esiyor