GATA fotoğrafı-Emine Erdoğan rövanşı

GATA fotoğrafı-Emine Erdoğan rövanşı
29 Ağustos 2016 17:30

Dün basında bir fotoğraf vardı.

 

 

 

 

Safile USUL H&H YORUM

 

 

 
Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nde devir teslim töreni başlıklı haberde yer alan fotoğrafta Sağlık Bakanlığı adına GATA’yı devralan türbanlı bir kadın görevli ile GATA Komutanı’nın (artık komutan o değil tabii) el sıkışması vardı.

 

 
Fotoğrafı basınla paylaşan Sağlık Bakanlığı’na bağlı Ankara 1. Bölge Kamu Hastaneleri Birliği idi.

 

 
Haberi kısaca aktarayım önce burda. (dünkü Halkınhabercisi’nden görebilirsiniz bu haberi ve fotoğrafını)

 

 
“Ankara 1. Bölge Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği devir teslim töreni fotoğraflarını sosyal medya hesabından paylaştı. Yapılan açıklamada ise “Gülhane Askeri Tıp Akademisi, 26.08.2016 tarihi itibariyle Ankara 1. Bölge Kamu Hastaneleri Birliği bünyesinde Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi olarak hizmet vermeye başlamıştır” denildi.

 

 
Devir teslim törenine Ankara 1. Bölge Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Prof. Dr. Fatma Meriç Yılmaz, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cevdet Erdöl, GATA Komutanı Tümamiral Prof. Dr. Hayati Bilgiç ve GATA Başhekimi Tuğgeneral Prof. Dr. Ufuk Demirkılıç katıldı.”

 

 

 
İşte, bu fotoğraf bir rövanş.

 
Şöyle ki…

 

 
2007’de GATA’da yatan tiyatrocu Nejat Uygur’u ziyaret etmek isteyen Emine Erdoğan’a GATA’ya girme izni verilmemişti.

 

 
Sebep ise, türbanla GATA’ya girmenin yasak oluşu idi o zamanlar.

 

 
Bugün işte bu fotoğrafla, “Sen benim eşimi türbanlı diye GATA’ya sokmadın, ben ama bugün GATA’yı senin elinden aldım ve sana GATA’yı türbanlı bir kadına teslim ettirdim.”

 

 
O KATİBE SORUŞTURMA BAŞLATAN SAVCI OLDU MU?

 

 
Tv’lerde de izledik kamera görüntülerini.

 

 
15 Temmuz’daki darbe girişiminde yer alan ve Özel Kuvvetler Komutanı’nın yaveri tarafından alnından tek kurşunla öldürülen Semih Terzi’nin eşi önceki gün Ankara’da bir notere gidiyor ve üzerindeki malları bir yakınına devrettirmek istiyor.

 

 
Kadının Semih Terzi’nin eşi olduğunu fark eden bir katip ise, kadını bıçakla kovalıyor.

 

 
Bıçağı batıracak ama noterdeki diğer görevliler bunu engelliyor.

 

 
Bu bıçaklamaya, hatta öldürmeye teşebbüs eden katip belli ki, tıpkı İstanbul Kadıköy’de gazeteci Nuh Köklü’yü öldüren ve sonradan AKP’li olduğu ortaya çıkan o esnaf gibi ardında Tayyip Erdoğan’ın gücü olduğunu ve istediğine bıçak sallayabileceğini düşünüyor.

 

 
Bir kişi noterde yasa dışı bir işlem yapıyorsa bunu engellemek savcının, polisin işidir.

 

 
Ama vatandaşlar bir başka vatandaşa ceza verme yetkisine, hakkına sahip değildir.

 

 
Bu tür olaylar, yani siyasi erke destek verdiği için kendisine kimsenin dokunmayacağının ve başkalarına ceza verme, hatta onları öldürme yetkisinin olduğunun düşünüldüğü faşist yönetimlerde olabilir sadece.

 

 
Hiç kimse bir başkasına bıçakla saldıramaz siyasi erk veya devlet adına.

 

 
Oysa bu olaydan sonra hiçbir savcı bu katil ruhlu lümpen katibe soruşturma açmadı ve tutuklamadı.

 

 
Elinde bıçakla başkasına saldırmaktır oysa hukuk devletlerinde tutuklanmayı meşru kılacak olan.

 

 
Haber yapanı, yazı yazanı değil.

 

 
Artık kendini Erdoğan’ın adamı olarak kabul etmek bu ülkede başkasını öldürmeye teşebbüs etme hakkını kendinde görmeyi imkanlı kılıyor.

 

 
Durum bu.

 

 

 

 

Safile USUL Twitter

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Özel-İmamoğlu-Yavaş ekseni
Rüzgar yeniden kırmızı ve toprak esiyor
Köfteden de gitti birkaç puan