Öncelikle şu tespiti ortaya koyalım ki problemli kişiliklerin değişebileceğini öngörerek, onları herhangi bir alanda değerlendirmek sonu hüsranla bitecek bir şeye evet demektir.

 

İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM

 

Tabii ki Mustafa Sarıgül’den bahsediyorum.

 

Dün gazetelerden okuduğumuz kadarı ile Mustafa Sarıgül seçimlerde CHP’ye destek için kendisine on iki milletvekilliği kontenjanı istemiş.

 

Sarıgül’ün bu isteğini üç açıdan ele alıp değerlendirmek istiyorum.

 

Birincisi, bu istek hiç ahlaki değil, çünkü daha işin başında Parti içinde hiçbir görevi olmadığı halde ayrılıkçı bir yol izlediğini açıkça ortaya koyuyor.

 

İkincisi, ben güçlüyüm daha önce Türkiye Değişim Hareket(TDH) adında bir yapılanma oluşturarak onu partileşmeye dönüştürecektim ki Kemal Kılıçdaroğlu CHP genel başkanı olunca kendisine bir şans vermek için bundan vazgeçtim diyor.

 

Ve yine demek istiyor ki ‘’ama bana adamlarımdan on iki kişilik milletvekili kontenjanı ayırmazsanız TDH adı ile seçime girer CHP’yi bölerim.’’

 

Bir defa bu tehditin pokerci blöfü olduğunu hemen işin başında açıklayıp meselenin özünü açıklayalım.

 

Sarıgül 2004 senesinde Baykal’a karşı CHP genel başkanlığına aday olup kişiliği icabı kavgacı üslupla seçimi kazanmak isteyince madara olup daha sonra partiden ihraç edildi.

 

İşte bu tarihten sonra CHP içindeki kendi taraftarı olan milletvekilleri ile birlikte hareket ederek yeni bir parti kurmaya çalıştı.

 

Bu hareketin adını yukarıda da belirttiğim gibi Türkiye Değişim Hareketi(TDH) koydu.

 

Bu çalışmaları yıllarca sürdü, hatta gayriresmi olarak örgütlerinin hemen hemen tamamını kurdu.

 

Ama defalarca partinin kurulacağı tarihi vermesine rağmen bir türlü partileşemedi

 

Bunun en büyük nedeni ballı bir makam olan Şişli Belediye Başkanlığı’nı bırakamamasıydı.

 

Örgüt mensupları büyük heyecan içindeydiler.

 

Hemen şunu belirtelim ki Sarıgül o tarihte partisini kursaydı Anadolu’da bir karşılığı vardı.

 

Ama şu anda Sarıgül’ün halk arasında zırnık karşılığı yok.

 

Neden?

 

Kılıçdaroğlu CHP genel başkanı olunca Sarıgül on dakikalık bir basın toplantısı ile ”Sayın Kılıçdaroğlu’na bir şans vermek istiyorum, bu nedenle parti kurmaktan vaz geçiyorum” diyerek sırtında yük olarak gördüğü TDH’yi örgüt mensupları ile birlikte yüzüstü bırakmıştır.

 

Halbuki TDH örgüt mensupları öyle canla başla çalışıyırlardı ki zamanlarını, emeklerini, çoluk çocuklarının rızıkları olan paralarını ortaya koymuşlardı.

 

İşte yüzüstü bırakılan TDH örgüt mensupları Sarıgül’e çok fena halde içerlediler hatta bir kısmı kendilerini mali açıdan uğradıkları kaybı söz konusu edip suç duyurusunda bile bulundular ama daha sonra yalvar yakar davalarından vazgeçtiler.

 

Ama TDH’lıların yaptıkları en önemli iş ise bulundukları şehirlerde, ilçelerde, beldelerde Saıgül’ün itibarını kendilerine yapılan oyundan sonra sıfıra indirmiş olmalarıdır.

 

Bu nedenle Sarıgül’ün Anadolu’nun her tarafında itibarı sıfırdır.

 

Dolayısı ile CHP’ye yaptığı blöfün hiçbir şekilde geçerliliği yoktur.

 

Kendisi bile aday yapılırsa CHP’ye önemli ölçüde oy kaybettirir.

 

Şimdi üçüncü şıkkı ele alalım.

 

Sarıgül neden kendi taraftarı olan on iki kişilik milletvekili kontenjanı istiyor?

 

‘’Huylu huyundan vazgeçmez’’ atasözünü hemen anımsatalım.

 

Sarıgül’ün bu isteği CHP tarafından yerine getirilip Meclis’e girdiği taktirde hemen olacakları yazalım.

 

Her şeyden önce Sarıgül, CHP iyi yönetilmiyor diye Kurultay isteyecek ve genel başkanlığa aday olacaktır.

 

Emrindeki on iki milletvekiline en az on iki milletvekili daha katılarak CHP interlantını her türlü yöntemle etki altına alacaktır.

 

CHP içerisinde çok büyük bir kaos doğacaktır.

 

Ve CHP kavgaların efendisi olmaya devam edecektir.

 

Bu konuda Sarıgül’ün, vakti zamanında Deniz Baykal’a yaptıklarını hiç unutmamak gerekir.

 

Böyle bir durumda farz edelim ki Sarıgül genel başkan olamadı CHP’ye.

 

O zaman ne yapar biliyor musunuz ey CHP’liler?

 

Sarıgül derhal on iki daha doğrusu grup kuracak kadar milletvekili ile CHP’den ayrılıp Türkiye Değişim Hareketi denilen eski yapılanmayı partileştirerek solu böleceğinden kuşku duyulmamalıdır.

 

Parti içi politikalarda Kılıçdaroğlu’nun en büyük hatası Sarıgül’ü Cumhuriyet Halk Partisi’ne hem de ayağına gidilerek almasıdır.

 

Ve her yurtseverin görevi Mustafa Sarıgül’ün Türk siyaset yapılanmasının imalat hatalarından olduğunu iyice anlayarak ülke hayrına onun siyaseten yolunu kesmektir.

 

Çünkü Sarıgül RTE’nin siyasi bir versiyonudur.

 

Türkiye’nin ikinci bir RTE’ye tahammülü yoktur.

 

Siyasal partilerdeki ihraç işlemi kangren olan kolu keserek gövdeyi kurtarmak gibidir.

 

 

İbrahim ÖZDOĞAN Twitter

 

 

 

---

Yazarın Son Yazıları:
Türk ordusunu taammüden mahvetti
Tayyip Erdoğan’a karşı tüm muhalefet partileri ortak demokratik milli mücadele başlatmalıdır
Fetö teröristlerine af isteyen ya gafil ya hain ya da kaset korkusu olan şerefsizlerdir!