Bunun adı tükürdüğünü Saray’da yalamaktır!

Bunun adı tükürdüğünü Saray’da yalamaktır!
20 Haziran 2016 10:45

Son dönemde ülke siyasetinde ilginç şeyler oluyor. Bunlardan en önemlisi kol kırılır yen içinde kalır denilen AKP içinde durmak bilmeyen iç kavgalar. Dış dünyada Erdoğan’ın yalnızlaştırılması, otokratik lider olarak üzerinde bir algı konsensüsünün oluşması. Bozulan ekonomi, artan terör vs…

 

 

 

Engin BALIM H&H YORUM

 

 

 

Artık partiyi birlikte kurduğu AKP’liler bile RTE’ye muhalefet etmeye başlamış, Saray’ı korku bulutları kaplamışken, bazı CHP’liler, (ayağına) Saray’ına kadar giderek Erdoğan’a biat ediyorlar! Bunun adı psikolojik savaşta, havlu atmaktır.

 

 

 

Hepinizin anladığı gibi, CHP’li Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar’ın Saray’a gidip, teslimiyetçi duruşundan bahsedeceğim. Büyük ihtimalle, Yaşar’ın ilk defa aleyhinde bir yazı kaleme alıyor olacağım…

 

 

Öncelikle şu tespiti yapmamda fayda var; CHP içindeki usulsüzlüklere, ihanetlere, saçmalıklara, haksızlıklara susanlar Hz. Ali efendimizin dediği gibi DİLSİZ ŞEYTANDIRLAR…

 

 

 

Kendilerini sözde örgüt, parti emekçisi olarak lanse edip, Melih Gökçek’e biat eden CHP içindeki paralel AKPcilerin makamları karşısında, hazır ola geçmekten başka bir şey bilmeyenlere örgüt değil dense dense; toplumsal yığın denir…

 

 

 

Arkadaş, sizin Genel Başkanınız değil miydi daha bir yıl öncesine kadar, o sarayı ODTÜ’ye bağışlayacağım diye seçim meydanlarında halka söz veren. Sizin Ankara milletvekilleriniz değil miydi, Kaçak Saray’ı yıkacağız, seni orada oturtmayacağız diye Erdoğan’a kükreyip tehdit edenler? Deniz Baykal, Saray yerine Erdoğan’la Dışişleri Konutu’nda görüştüğünde, eski Genel Başkan’ı disipline verelim diye ayaklananlar Fethi Yaşar’a karşı şimdi neden sessizler?

 

 

 

Topu topu Ankara’da kala kala iki tane belediye kalmış elinizde. Onun da birinin başındaki, Çankaya’da AKçalı Yapı Kooperatifi‘nde emsali 5 kat Melih ağabeyinin emriyle arttırır, öteki ise kaçak Saray’a gider teslim olur.

 

 

 

Sonra da sizler, suspus koyun gibi adına parti içi disiplin dediğiniz prangaları bileğinize dolar, bizler iyi partiliyiz, aman partimize laf söz gelmesin diye ortalarda dolanır, salı günü gruba gidip kalabalık yapmayı, arada bir genel merkeze gidip çay içmeyi, siyaset yapmak sanırsınız.

 

 

Melih Gökçek de, sizler bön bön trene bakarken, vagonların rengini pembeye çevirmeye çalışır. Ankara’nın girişlerine 5’er adet kapı diker, müteahhiti de tesadüf CHP örgüt başının kardeşi çıkar. Sarayın taşeronu yine, aynı isim olur ve sizler de şekerli çaylarınızı partide yudumlarken ‘başkanım başkanım’ çekersiniz…

 

 

Bu Cumhuriyet böyle mi kurtulacak? Bu kadrolarla mı Atatürk’ün partisi halka umut olacak?

 

 

Soruyorum sizlere; yanıt verin…

 

 

Sayın Kılıçdaroğlu, bizim ölümüzü çiğnemeden başkanlık sistemini getiremezsin diye gürlüyor, bir ay geçmeden daha ağzındaki lokmayı çiğnemeden, bu sefer ABD tipi başkanlık olacaksa varız gibi, işi sulandıran bir üslubla size güvenip oy verenleri hayal kırıklığına uğratıyorsunuz.

 

 

 

Bakın uyarıyorum, kale olarak gördüğünüz, kimi koysak seçilir diye düşündüğünüz Çankaya’da bile, sokakta gezemeyecek durumlara düşeceksiniz.

 

 

Seçim sonuçlarının daha mürekkepleri kurumadan, belediye başkanlarınız Gökçek’e dün nasıl medya aracılığıyla yeşil ışık yaktılarsa, bugün Fethi Yaşar’ın yaptığı da odur.

 

 

 

Hani ey mimarların odabaşı, Çankaya Belediyesi’nin en çalışkan personeli, sayın Tezcan Karakuş Hanımefendi; nerelerdesiniz? Hani Saray kaçaktı, hani ağaçlar kesilmişti, hani Atatürk’ün emaneti yok edilmişti?! Neden susuyorsunuz, neden odabaşı olarak Fethi Yaşar’ı, CHP yöneticilerini eleştirmiyorsunuz?!

 

 

 

Atatürk tartışmalarıyla gündemi oyalayan sayın Aylin Nazlıaka sen de mi susuyorsun? Levent ağabey (Gök) neden kafanı kuma gömüyorsun?

 

 

 

Peki ya bir diğer ağabeyim sayın Necati Yılmaz, Saray’a teslim olanlar için, Ankaramızın milletvekili olarak bir çift sözün olmayacak mı?

 

 

Bülent Kuşoğlu, Ali Haydar Hakverdi ve diğerleri?

 

 

 

Madem Saray’a muhalefet etmek yanlıştı, neden ettiniz? O zaman bi de gidip Erdoğan’dan özür dileyiverin ‘biz hata yaptık, sana bir sarayı bile çok gördük’ diyin sonra da partinin kapısına kilit vurun…

 

 

 

Hakikaten çadır tiyatrosundan farksız bu muhalefetle, maalesef durum hiç ama hiç iç açıcı değil!

 

 

 

NOT: Sayın Fethi Yaşar, yakın çevrenize ben Sayın Tekin Bingöl’den ve dolayısıyla Genel Başkanımdan da izin aldım diyormuşsunuz. Size tek bir şey diyeceğim, onlardan aldığınız izin geçersizdir. Size oy verenler, yarın sokağa çıktığınızda bunu yüzünüze haykıracaklardır.

 

 

Engin BALIM Twitter