"Benim değil, Türkiye'nin davası"

"Benim değil, Türkiye'nin davası"
15 Mart 2012 21:19

Rakel Dink, “Meydanlarda bağırarak hakaret etmeyi biliyorlarsa, bağırarak özür dilemeyi de bilsinler. Patrikhane’ye giderek kapalı kapılar ardında özür dilemesinler” dedi.

Hrant Dink’in eşi Rakel Dink, Taksim Hill Otel’de yapılan basın toplantısında konuştu.

 

Dink, “Meydanlarda bağırarak hakaret etmeyi biliyorlarsa, bağırarak özür dilemeyi de bilsinler. Patrikhane’ye giderek kapalı kapılar ardında özür dilemesinler” dedi.

 

Oldukça duygusal bir konuşma yapan Dink, eşinin öldürülmeden önceki döneme aklının takılı kaldığını belirtti. Rakel Dink, devleten kendilerini korumadığını söyledi.

 

TÜRKİYE’NİN DAVASI

Rakel Dink, Hrant Dink davasının Türkiye’nin yüzleşme davası olduğunu kaydeder şunları söyledi;

 

“Eşim öldürülmüş, 100 kişiyi de mahkum etseler bana ne getirisi olacak. Size sormak isterim; hepimiz görecek miyiz, özlemimizi alacak mıyız? Ama adalet yerine oturdu diye bir rahatlama gelecek, Türkiye değişiyor diye bir öngörüş başlayacak, bir hissiyatımız değişecek, bu devlet gerçekten adaletli davranmaya başladı, haksızlıklarla yüzleşmeye başladı, artık istiyor geçmişiyle yüzleşmek diye… Çünkü Hrant Dink davası benim, sizin davanız olmaktan çok yüzleşme davasıdır aynı zamanda. Hrant Dink davası Türkiye’nin adaletle olan duruşunu sergileyecek bir davadır.”

 

‘MİDEM BULANIYOR ARTIK HAKSIZLIKLARDAN’

“Şunu da söylemek istiyorum ki, suçluyu suçsuz çıkarmaktan da suçsuzu da mahkum etmekten de tanrı iğreniyor. Bu kelimeyi söylemek istiyorum. Benim de artık midem bulanıyor, Türkiye’de yapılan haksızlıklardan…

Sivas davası da aynen öyle, herkes çıkmış orada toplanmış kendi dertlerini dile getiriyor o yaşlı başlı kadınlar erkekler gözyaşlarını siliyor davadan sonra, ama nerede bunu anlayabilecek yürek, nerede bu hissiyat? Gaz bombaları ile cevap veriyorlar o gözyaşlarına, o acılara, o adaletsizliklere. Bakalım ne zaman göreceğiz adalet ışıltılarını.”

 

BAĞIRARAK ÖZÜR DİLESİNLER

“Meydanlarda bağırarak hakaret etmeyi biliyorlarsa, bağırarak özür dilemeyi de bilsinler. Patrikhane’ye giderek kapalı kapılar ardında özür dilemesinler.”