Akiller toplantısında gazi, takma bacağını fırlattı

Akiller toplantısında gazi, takma bacağını fırlattı
26 Nisan 2013 15:36

Bursa’da Küçük Millet Meclisi adı altındaki diyolog grubunun davetlisi olarak Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen toplantıya Akil İnsanlar Heyeti’nin Marmara Grubu’nda yer alan Levent Korkut, Hayrettin Karaman ve Mustafa Armağan katıldı.

Küçük Millet Meclisi tarafından düzenlenen toplantıda Levent Korkut ve
Mustafa Armağan gecikince, ilk sözü Hayrettin Karaman aldı.

 Çözüm
sürecinde halkın istemediği bir şeyi hiç kimsenin yapamayacağını
belirten Karaman, “Halkın iradesi önemli. Ortada bir problem var ve bu
problem belli. Bu ülkede sebebi ne olursa olsun bir isyan var ve diğer
yandan bu isyanı bastırma faaliyeti var. Bu da 30 yıldır sürüyor ve
30-40 bin cana mal olmuş, 300-500 milyar bu ülkenin servetine mal oldu.
Artık silahları bırakalım, siyaset yapalım hareketi başladı. Altını
çizdiğimiz nokta şu. Silahlara veda edilsin, bu iş siyasetle çözülsün.
Kavgayla değil, diyalogla bu işi çözelim”
dedi.

Bu sırada katılımcılar arasında yer alan Türkiye Kamu-Sen İl Temsilcisi
Selçuk Türkoğlu ve üyeler, akil insanların yarın Bursa’da yapacağı
toplantıya kendilerinin davet edilmediğini ve bunun bir ayrımcılık
olduğunu söyleyerek, durumu alkışlarla protesto ettiler. Tepkilerini
sürdüren Türkiye Kamu-Sen üyeleri, ‘Bursa akil insanları meydanlara
bekliyor. Sizin zihniyetiniz kokuşmuş’
diye bağırarak, salondan
çıktılar. Bunun üzerine Karaman, “Ben 80 yaşında bir adamım benimle
kavga etmeyin. Diğer konuşmacılar geciktiği için bana yükleniyorsunuz.
Bu haksızlık. Ancak sizin söyledikleriniz bizim için önemli. Sizin
söylediklerinizi biz kaydediyoruz. Vatandaş diyor ki ‘Siz ne verdiniz de
bunlar silah bırakıp gidiyor’ diyor. Hemen söyleyeyim. Allah’tan
korkarım, yalan yere yemin etmem. Vallahi, billahi, tallahi onlara
verdikleri herhangi bir şeyi, sizin bilmediğiniz, bizim bildiğimiz
herhangi bir şeyi bize bildirmediler. Böyle birşey yok. Biz sizin kadar
biliyoruz”
diye konuştu.


TAKMA BACAĞINI ATINCA YERE DÜŞTÜ

Toplantının ilerleyen dakikalarında Akil İnsanlar Heyeti Marmara
Grubu’nun Sekreteri Levenk Korkut da toplantıya katıldı. Bu sırada söz
alan ve Güneydoğu’da vatani görevini yaptığı sırada iki bacağını
kaybeden Selçuk Çelik, “Bu ülkede bölünme sorunu var. Bu ülkede PKK
sorunu var. Bu ülkede Kürt sorunu yok. Bu ülkede Kürtler cumhurbaşkanı,
başbakan oldu, işadamı oldu. Bizim Kürtlerle bir sorunumuz yok. Niçin
bunu sorun yapmaya çalışıyorlar. Ben mayına basarak iki ayağımı
verdiysem, bu ülkenin bölünmez bütünlüğü için verdim. Ben iki bacağımı,
PKK ile mücadele ederken verdim. Bu ülkede onlara kimse ‘dağa çıkın’
demedi. Neyin barışı olacak? Bu insanların amacı, ülkeyi bölmek”
dedi.

Çelik’in konuşmasının ardından söz alan ve 1990 yılında Kuzey Irak’ta
gazi olan Ümit Kaplan’ın, “Ben Kürdüm ve hiçbir zaman sıkıntı yaşamadım.
Türk demek, bütün 36 etnik kökeni kucaklamaktır. Benim kırmızı
çizgilerim var. Kırmızı çizgilerim aşılırsa, haddimi bildiririm”
demesine üzerine arka sıralarda oturan katılımcılardan biri ‘biraz yavaş
konuşun”
diye tekpi gösterdi. Gazi Selçuk Çelik takma bacağını
çıkartarak, arkada oturan ve kendilerine itiraz eden katılımcılara doğru
fırlattı. Bu sırada dengesini kaybeden Çelik, oturduğu sandalyeden
düşünce, ayağa kalkmasına diğer katılımcılar yardım etti. Takma bacağı
kendisine verilen Selçuk Çelik daha sonra kendisi gibi gazi olan
arkadaşı Ümit Kaplan ile birlikte salonu terk etti.

BEN TÜRK DEĞİLİM, KÜRT DE DEĞİLİM. BEN ÇİNGENEYİM. E NAPÇAZ ŞİMDİ?

Katılımcılar arasında bulunan Bursa Romanlar Derneği Başkanı Efkan
Özçimen ise bu ülkede herkesin birlikte yaşadığına dikkat çekerek, “Ben
Türk değilim, Kürt de değilim. Ben çingeneyim. E napçaz şimdi?”
dedi.
Çingenelerin çadırda yaşadığını, işe alınmadığına değinen Özçimen, “Biz
bugüne kadar hiç birşey demedik. Allah’a havale ettik. Biz Türk’ü,
Kürdü, Alevisi, çingenesi hepimiz biriz. Hepimiz din kardeşiyiz. Din
hepimizi bağlamalı. Kardeşçe yaşayalım”
diye konuştu.

Katılımcıların görüşlerini açıklamasının ardından konuşan Levent Korkut,
“Gidenler, görev başında gazi olmuş arkadaşlarımızdı. Benim de babam,
Kore Gazisiydi. Travmasının 3-4 yıl sürdüğünü söyledi. Bu açıdan
bakıldığında, birbirimizi anlamamız gerekiyor. Türkiye’de toplumun
yaralarını sarabileceksek eğer, çok uzun vadede bunu da hedefliyorsak,
her kesimin de neden etkilendiğini, bunları da dikkate almamız gerekir.
Bunları dikkate almadan, oluşabilecek bir süreç eksik kalır diye
düşünüyorum. Tartışmalar, çatışmalar, siyasi zemine çekebilir. Karşıt,
farklı görüşler ortaya atılabilir, ama sonuçta barışa karar verecek olan
halktır. Halkın iradesi önemlidir”
dedi.

Toplantıya geç katılan Mustafa Armağan ise yaptığı konuşmada millet
olarak doğulmadığını, millet olunduğunu belirtti. Armağan, “Biz ayrılmaz
bir bütün olduğumuzu, 1918’den beri ifade etmişiz. Bir kriz
dönemindeyiz, ama bu krizden sağlam bir şekilde çıkacağız. Buna
inanıyorum”
diye konuştu.