Umre'den dönen yolcu THY'den dansöz talep etti

Umre'den dönen yolcu THY'den dansöz talep etti
14 Nisan 2012 11:42

Yeniçağ gazetesi yazarlarından Selcan Taşçı bugün köşesinde çok ilginç bir haberi duyurdu.

Taşçı, “Uçakta Yeniçağ gazetesi talep edilmiyor” diyen THY’den dansöz talep eden Umre yolcusunu yazdı…

Yeniçağ gazetesi yazarlarından Selcan Taşçı bugün köşesinde çok ilginç bir haberi duyurdu.

 

Taşçı, “Uçakta Yeniçağ gazetesi talep edilmiyor” diyen THY’den dansöz talep eden Umre yolcusunu yazdı…

 

 

İşte o yazı;

 

 

Şşşşşt, bir dakika ama… Öyle vay bilmem ne diye sözlü taarruz başlatmayın hemen…
Ayıplamayın, kınamayın…

Behzat Karaçay’ın Türk Hava Yolları’na “dansöz” sırf o da değil; bir de üzerine “meyhane” talebini ilettiği şu e-postayı bir okuyun önce, anlayın… Ondan sonra hükme varın; talep edene mi bakmalı, yoksa ettirene mi!
 

Bizi aldatan bizden değildir

10 Mart 2012 tarihinde, THY’nin TK 99 sefer sayılı uçağı ile Medine’den İstanbul’a uçan Karaçay’ın, hostesten Yeniçağ istemesiyle başlayan macerası, kendi kaleminden aynen şöyle:

“Hostesler gazete servisi yaparken, ülkemden 22 gün uzakta olmanın hasreti ile, adam gibi muhabirlerin verdiği haberleri ve adam gibi yazı yazan, kalemini köşesini satmamış yazarları olan Yeniçağ gazetesini istedim. Hostes hanım Yeniçağ gazetesi olmadığını söyledi. Nedeni ise talep yokmuş!

Son dinin peygamberi olan Hazreti Muhammed Mustafa (SAV) Efendimizin “Bizi aldatan bizden değildir” hadisi şerifini bilmem duydunuz mu? Şimdi siz “talep yok” sözü ile Müslümanları aldatmaya çalıştığınıza göre, “Bizi aldatan bizden değildir” hadisi şerifini ölçü, kıstas alırsak sizler kimden olmuş oluyorsunuz?

Hac’dan ve Umre’den dönen insanlar yarı çıplak kadın resimleri ile dolu yandaş medyanın gazetesi olan Günaydın (Günaydın eki veren Sabah gazetesini kast ediyor olmalı) gazetesi mi talep ediyorlar? (Bu gazeteden sanıyorum onlarca vardı.)

Aslında Hac’dan ve Umre’den dönenler için uçağınızın bir köşesine bir meyhane ve birkaç tane de dansöz koysanız bence daha iyi olur. Çünkü Hac’dan ve Umre’den dönenler meyhaneyi ve dansözleri özlemiş ve talep etmiş olabilirler.

Bir dahaki sefere ben de uçakta meyhane ve birkaç tane dansöz talep ediyorum. Lütfen bu talebimi karşılayınız!”

Karaçay’ın “talep ettiği” gazetenin  “talep yok” gerekçesiyle kendisine verilmemesi üzerine 27 Mart 2010 günü THY’ye gönderdiği bu e-posta’ya kurumun verdiği cevap şöyle:

“Sayın Karaçay,
27 Mart 2012 tarihli e-maliniz ünitemize ulaşmıştır. Türk Hava Yolları olarak amacımız, hizmetin her kademesinde siz değerli yolcularımıza daima en iyi hizmeti vermektir. Tespit edilen eksiklik ve aksaklıkların giderilmesi amacıyla gerekli uygulamaların gerçekleştirilmesi doğrultusunda bizlere iletilen hususlar ilgili birimlerimize aktarılmakta ve şikâyet konularının yinelenmemesi yönünde, koşullar elverdiğince önlemler alınmaktadır. Değerli görüşlerinizin, iş süreçlerimizi ve hizmet kalitemizi daha da geliştirmek için yol gösterici olduğunu, bu yönde de ünitemize ilettiğiniz görüş ve tespitlerinizin bizler için çok değerli olduğunu belirtmek isteriz. Mesajınıza konu teşkil eden hususa ilişkin olarak, uçaklarımıza yüklenen ve CIP salonlarında bulunan gazetelerin, stantlarımızdan elde edilen istatistikler doğrultusunda yolcu taleplerine göre yapılmakta olduğunu belirtir bu yöndeki önerinizin değerlendirmeye alındığını iletiriz. Havayolumuzun bugünkü başarısına ulaşmasında güçlü etkenlerden biri olan yolcularımızın desteğini hep hissetmeyi arzuluyor ve çağdaş bir yaklaşımla en iyiyi vermeyi hedefliyoruz. Görüşlerinizi bizlere iletme nezaketini gösterdiğiniz için teşekkür eder, saygılar sunarız.”

Kibarca “siz talep etmeye devam edin, belki kırmızı kar yağınca” diyor THY ilgilileri.
Ee hani “müşteri” velinimetti!

Hemen hemen iki yıl oldu, THY Yeniçağ’ı “talep edilmeyen gazete” ilan edeli. Bu iki yıl içinde okurlarımızın sadece bizim üzerimizden aktardığı talepleri üst üste koysalar buradan o sokmadıkları uçaklarına yol olurdu! Ama en ironiği, THY Yönetim Kurulu Başkanı’nın  “Gelin THY’yi biz size tanıtalım, siz de okurunuza” davetiydi. Talep edilmeyen gazetenin, olmayan okuruna tanıtılmak arzusu size de hayli garip gelmedi mi!

“Ben bu gazeteyi talep ediyorum” diyen yolcuya “talep yok” demek o yolcuyu yok saymak demektir… Yolcunuzun talebini “yok” sayarsanız, talep “yok olur” elbette…

İyi de yolcudan gelen talebi yok saydığınıza göre, muhalif olmayan, sayfalarından yağ damlayan gazetelerin servisini kimin talebine göre gerçekleştiriyorsunuz acaba; kimin arzusuyla!