Uğur Kurt’un anne ve babasından yürekleri sızlatan tepki

Uğur Kurt’un anne ve babasından yürekleri sızlatan tepki
26 Nisan 2017 20:11

“Bu olaydan sonra hastalandık. Kemoterapi görüyorum. Bugün iğne vurulmaya gidecektim gidemedim. Bu karar, 2 gündür bizi perişan etti Gelsin ben ona 50 bin, 100 bin vereyim oğlumu geri versin bana”

 

 
Okmeydanı’nda polisin silahından çıkan kurşunla hayatını kaybeden Uğur Kurt’un ölümüne ilişkin davada, sanık polis S. K.’ya 12 bin 100 liralık adli para cezası verilmesine, olaydan sonra kansere yakalanan Kurt’un anne ve babası tepki gösterdi.

 
Baba Kemal Kurt, “O hakimin verdiği kararı vicdanı bunu kabul ettiyse rahat uyuduysa ben birşey diyemiyorum. Allah’a havale ediyorum” derken, anne ise, “Bugün kemoterapiden geldim yatıyorum. Ben ‘yana yana’ bu hale geldim. Bize yazık değil mi? Cezasını alsaydı da içim bir parça serinleseydi” dedi.

 

 

Uğur Kurt’un 66 yaşındaki babası Kemal Kurt ile 59 yaşındaki annesi Güllünaz Kurt, oğullarının hayatını kaybettiği olaya ilişkin mahkemenin dün verdiği kararla ilgili Okmeydanı’ndaki evlerinde açıklamalarda bulundu. Olaydan sonra yakalandıkları kanser hastalıkları nedeniyle kemoterapi gören anne ve baba, verilen kararla bu kez vicdanlarının da yaraladığını söyledi.

 

 

“12 BİN LİRA CEZA NEDİR?”

 

 

Karara tepki gösteren Kemal Kurt, “12 bin lira ceza vermişler. Ben idamla yargılanmasını talep ediyordum. Benim oğlum nasıl gittiyse o da aynı şekilde cezasını çeksin istiyordum. O hakimin verdiği kararı vicdanı bunu kabul ettiyse rahat uyuduysa ben birşey diyemiyorum. Allah’a havale ediyorum. 12 bin lira ceza nedir ki? Gelsin ben ona 50 bin 100 bin vereyim oğlumu geri versin bana” diye konuştu.

 

 

“O ZAMAN BEN DE VURAYIM BİRİNİ”

 

 

Böyle bir kararı beklemediklerini belirten Kemal Kurt, savcının mütealasıyla cezanın 20 seneden aşağı olmaması gerektiğini ifade etti.
Kurt, “Böyle bir kararı beklemiyordum. Ancak bu kadar düşük bir ceza çıkmasını anlayamadık. Bir adam gelip birini vurup öldürecek sonra cezası 12 (bin) lira mı? O zaman ben de vurayım birini gidip ödeyim 12, 15 lira; hiç içeri girmeyeyim.

 

 

KANSERE YAKALANDILAR

 

 

Kemal Kurt, olaydan bir yıl sonra önce eşinin meme kanserine yakalandığını, 2 ay önce de kendisine mide kanseri teşhisi konduğunu ve kemoterapi tedavisine başlandığını söyledi. Kurt, “Bu olaydan sonra hastalandık. Kemoterapi görüyorum. Bugün iğne vurulmaya gidecektim gidemedim. Bu karar, 2 gündür bizi perişan etti. Bir parça yemek yiyordum şimdi onu bile yiyemiyorum” şeklinde konuştu.

 

 

ACILI ANNENİN 12 BİN LİRA’LIK TEPKİSİ

 

 

Meme kanseri nedeniyle bir buçuk yıldır kemoterapi gören ve 1 Nisan’da da ameliyat olan anne Güllünaz Kurt ise, tepkisini “Oğlumun bu dünyada 12 bin liralık mı değeri vardı? Bir kedi ölse herkes kucağında dolaştırıyor da bunlar, katili nasıl böyle bıraktılar?” diyerek dile getirdi.

 

 

“YANA YANA BU HALE GELDİM”

 

 

Güllünaz Kurt, “Böyle kolay bir karar nasıl veriyorlar. Adalete teraziyi niye taktılar? Böyle adalet mi olur?” diyerek gözyaşlarını tutamadı. Kurt, “3 senedir kafamı yastığa koymuyorum. Bir buçuk senedir tedavi görüyorum. Bugün kemoterapiden geldim yatıyorum. Bunlar da hiç mi vicdan yok. Hakimi, savcısı nasıl yastığa başlarını koydular, nasıl uyudular? O katil, onun babası nasıl başını yastığa koydu, nası vicdanı rahat etti? İki çocuğu yetim koydu. Ben yana yana bu hale geldim. Bize yazık değil mi? Cezasını alsaydı da içim bir parça serinleseydi” ifadelerini kullandı.

 

 

“CUMHURBAŞKANINA GÜVENİYORUM”

 

 

Güllünaz Kurt, o dönemde Başbakan olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendilerini arayarak olayın takipçisi olacağına dair söz verdiğini hatırlatarak, “Yine de Cumhurbaşkanına güveniyorum. Elini uzatsın, verdiği sözü tutsun. Gerekirse yanına gideceğim. Duysun, işitsin, bana elini uzatsın” dedi.

 

 

“AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ’NE KADAR GİDECEK”

 

 

Kurt ailesi, karara itiraz edeceklerini açıkladı. Davanın sonuna kadar takipçisi olacaklarının altını çizen Kemal Kurt, “Bu iş Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar gidecek. Adalet yerini buluncaya kadar hakkımızı arayacağız” diye konuştu.

 

 

OLAYIN GEÇMİŞİ

 

 

Uğur Kurt, Okmeydanı’nda 22 Mayıs 2014’teki olaylar esnasında, bir yakınının cenaze törenine katılmak için Okmeydanı Cemevi’nde bulunduğu sırada başına mermi isabet etmesi sonucu yaralanmış ve kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmişti.

 
İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün görülen karar duruşmasında mahkeme sanığın, “Taksirle ölüme neden olma” suçundan 2 yıl hapis cezasına çarptırılmasına karar verdi. İyi hal indirimi uygulayan mahkeme, cezayı 1 yıl 8 aya indirdi. Mahkeme bu cezanın da 605 gün karşılığı olarak 12 bin 100 TL adli para cezasına çevrilmesine oy birliği ile karar verdi.

 

 

Gülnaz Kurt: Benim oğlumu dün gömdüler toprağa

 

 

OKMEYDANI’nda polisin silahından çıkan kurşunla hayatını kaybeden Uğur Kurt’un ölümüne ilişkin davada, sanık polis S. K.’ya 12 bin 100 liralık adli para cezası verilmesi, Uğur Kurt’un vurulduğu Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Cemevi’nin bahçesinde protesto edildi. Uğur Kurt’un vurulduğu noktada açıklama yapan anne Gülnaz Kurt, “Benim oğlum 12 bin liralık oğlan değildi. Ben adalet istiyorum. O teraziyi oraya neden taktılar? Kendilerini savunmaya mı taktılar teraziyi? Ben çocuğumun katilinin tutulmasını istiyorum. Onun yakalanıp, içeriye atılmasını istiyorum.” dedi.

 

 

Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Cemevi’nin bahçesinde öldürülen Uğur Kurt’un ölümüne ilişkin davada sanık polise verilen para cezası basın açıklaması okunarak protesto edildi. Protestoya Kurt’un anne ve babasının yanı sıra Alevi Bektaşi Federasyonu, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı, Alevi Kültür Dernekleri, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Alevi Bektaşi İnanç Kurulu Garip Dede Dergahı, Erikli Baba Dergahı’ndan isimler katıldı.

 

 

“BENİM OĞLUM 12 BİN LİRALIK OĞLAN DEĞİLDİ”

 

 

Uğur Kurt’un hayatını kaybettiği noktada konuşan anne Gülnaz Kurt, “Uğur’umu dün öldürdüler. Ben elimi vicdanıma koydum, üç sene bekledim. Kansere yakalandım. O bir kişinin değil, üç kişinin katili. Benim oğlum 12 bin liralık oğlan değildi. Ben adalet istiyorum. O teraziyi oraya neden taktılar? Kendilerini savunmaya mı taktılar teraziyi? Ben çocuğumun katilinin tutulmasını istiyorum. Onun yakalanıp, içeriye atılmasını istiyorum. Bana Cumhurbaşkanı söz verdi. O zaman Başbakandı. Niye sesi çıkmıyor? Nereye kayboldu şimdi? Uzatsın elini, benim oğlumun katilini yakalasın. Benim oğlumu dün gömdüler toprağa. Benim ocağımı söndürdüler” dedi.

 

 

“MAHKEME DE DÜN VERMİŞ OLDUĞU KARARLA ALEVİLERİN ADALETE OLAN GÜVEN DUYGUSUNU ÖLDÜRDÜ”

 

 

Anne Kurt’un konuşmasının ardından Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Başkanı Zeynel Şahin, ortak hazırlanan basın metnini okudu. Basın metninde şu ifadelere yer verildi, “Söz konusu Aleviler olduğunda böyle şeyler vakayı adiyedendir. Dava, katil zanlısının üç yıl tutuksuz yargılanması suretiyle devam etti. Savcı bile kasıtlı olarak adam öldürüldüğünü iddia etti. Buna da en az 16 yıl ceza verilmesini talep etti. Fakat hakim bu suçun cezasını 1 yıl 8 ay olarak belirledi. Bununla da yetinmeyip cezayı12.100 TL para cezasına çevirdi. Demek ki bir Cemevinde bir Alevi’yi öldürmenin cezası 12.100 liraymış. Adaletin Alevilere görünen yüzü budur. Bir cana karşılık verilen ceza 1 yıl 8 ay onun da parası 12.100 liradır. Caminin içine ayakkabı ile girildi diye kıyameti koparanlar, Cemevimizde öldürülen Uğur Kurt’un katilini bugün serbest bıraktılar. Polis üç yıl önce Uğur Kurt’u öldürdü. Mahkeme de dün vermiş olduğu kararla Alevilerin adalete olan güven duygusunu öldürdü.”

 

 

Okunan basın açıklamasının ardından grup, Cemevi bahçesinden ayrıldı.

 
Enver ALAS – Mehmet İlkay ÖZER – Can EROK / İstanbul, (DHA)