"Tekin bana yardım ediyor"

"Tekin bana yardım ediyor"
6 Şubat 2012 11:40

‘Tekin bana yardım ediyor’

‘Tekin bana yardım ediyor’

 

CHP Genel Başkan Yardımcısı Nihat Matkap, kurultay sürecinde parti yönetiminin yol haritasını Bugün’e anlattı.

 

Genel başkanlık adaylığı için yüzde 20 olan barajın düşürüleceğini belirten Matkap, “Kurultayda tüzüğün tamamını ele alacağız” dedi.

 

Kılıçdaroğlu bir tesadüf değil

 

Kurultayların partisi CHP’de bugünlerde ateşten gömlek onun üzerinde.Örgütlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Nihat Matkap, parti içi çekişmelerin odağındaki isim. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile tanışıklıkları 30 yıl öncesine, 70’li yıllara dayanıyor. Kılıçdaroğlu’nun SSK Genel Müdürlüğü sırasında onun bakanıydı. “Her zaman çok yakın çalıştık. Bakan olduğum dönemde onun SSK Genel Müdürü olması benim için büyük şanstı. Eğer bakanlık dönemim biraz daha devam etseydi, müsteşar olacaktı” bilgisini veriyor.

 

Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığı onun için sürpriz olmamış, “Bir tesadüf değil” diye ekliyor. “Bir kaset çıkmasaydı gelebilir miydi” soruma cevabı “Genel başkan olmadan önce CHP’nin en çok yıldızlaşan milletvekiliydi. Birikimi ve yetenekleri olmasaydı, Deniz Baykal’ın ayrılmasından sonra ismi gündeme gelmezdi” oluyor. Kendisinden önce Örgütlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’le arasının nasıl olduğunu ise “Bırakın aramızda bir çekişme olmasını, Gürsel Bey bana yardım ediyor. Aramızda öteden beri sevgi ve saygı var” sözleriyle anlatıyor.

 

CHP’de arka arka ya 2 olağanüstü kurultayda ne yapılacak?

Doğrudan genel başkanımızın inisiyatifi ile birinci kurultayımızı 26 Şubat’ ta yapacağız. İkinci kurultay, 362 kurultay delegesi arkadaşımızın başvurusu üzerine 1 Mart’ta yapılacak. Onların çağrısı üzerine yapılsaydı tüzüğün sadece 9 maddesi değiştirilebilecekti, oysa birinci kurultayda tüzüğün tamamını ele alacağız, tüzüğü daha demokratik, daha çağdaş hale getireceğiz. 1 yıldır devam eden çalışmalar var. 2003 ve 2008 yıllarında çok tartışılan, CHP’nin işleyişi ile çok örtüşmeyen kimi köklü değişiklikler yapılmış. Bunlar ele alınacak. Hukuksal bir boşluk yaratmamak için ikinci kurultayı toplamak durumunda kaldık.

 

Kayyum ihtimali var mı?

18 Şubat’ a kadar yapabileceğimiz kurultay çağrısını 1 Şubat’ ta yaptık. Kayyum riski ya da yargıya taşınmasına neden olacak bir sorun kalmadı.

 

TÜZÜKTE GARANTİ İSTENİYOR

 

Parti yönetimi ile kurultay çağrısında bulunanlar arasında herhangi bir temas oldu mu?

Olmaması için bir neden yok, hazırlıklar sırasında bir temasın olması için bir çabanın içine gireceğiz. CHP’nin başarı sından yalnız biz sorumlu değiliz, onlar da sorumlu.

 

Hangi düzenlemeler yapılacak da tüzük demokratikleşecek?

En çok parti meclisinin seçimiyle ilgili hususların değiştirilmesi beklentisi var. Örneğin parti meclisinin çarşaf liste ile oluşması. Ayrıca, il, ilçe başkan adayı, genel başkan adayı olabilmek için yüzde 20 kongre delegesinin imzası barajı var, bu yüzde 10’a çekilecek. İmzaların divan önünde verilmesi şartını da kaldıracağız. İl ve ilçe yönetim kurulu sayılarını gözden geçireceğiz.

 

Milletvekillerini yine genel başkan ya da parti yönetimi mi belirleyecek?

Milletvekili ve belediye başkanı adaylarının belirlenmesi ile ilgili sorun tüzükte çözülebilecek bir konu değil. Tamamen yönetim anlayışına dayalı bir konu, zaten yönetmelik değişikliği yaptık. Geçmişte CHP’nin adaylarının yüzde 80’i önseçimle, yüzde 20’si merkez yoklama ile belirlenirdi. Ancak, son 5 genel ve yerel seçimde aday ların yüzde 20’si önseçimle yüzde 80’i merkez yoklama ile belirlendi. Tüzükte bir garanti isteniyor. Tartışma konusu olacak.

 

KOMİSYONA DEVREDİLECEK

 

Tüzükte genel başkana dönem sınırı bir hüküm olarak mı yoksa bir temenni olarak mı getirilecek?

Bu konu henüz hiç değerlendirilmedi. Hazırlık komisyonu toplanacak. 81 ilden temsilci geliyor, ayrıca meclis grubumuzdan 2, parti meclisinden 3 ve genel başkanın belirleyeceği 3 temsilci de katılacak. Bugüne kadar yapılan çalışmaların tamamı bu komisyona devredilecek.

 

Genel başkan mal bildiri minde bulunuyor, parti yöneticilerinin de bulunması ile ilgili bir düzenleme öngörülüyor mu?

Tüzükte bu ve benzer çağdaş maddelerin yer almasını istiyoruz. Bu na parti meclisi üyelerimiz, MYK üyelerimiz, milletvekillerimiz, hepimiz açığız.

 

Bizim partimizde mezhep konuşulmaz

 

İl, ilçe kongrelerinde Baykal’a, Önder Sav’a yakın isimler tasfiye mi edilecek?

CHP’de tasfiyeye yer yok, kongreler tamamen bir bütünlük içinde yapılacak. Kimse kendisine herhangi bir yakıştırma yapmasın. Herkesin aday olması için eşitlik sağlanacak, kimsenin kimseden üstünlüğü olmayacak. Herkes artık CHP’li kimliği ile yani CHP’liliği ile anılacak, “şucu bucu” olayı tarihe karışacak.

 

Parti yönetiminde ve örgütte yöneticiler belirlenirken bir mezhep kriteri var mı? Alevi üyeler mi tercih ediliyor?

Bunların hiç konuşulmayacağı yer CHP’dir. CHP, Atatürk milliyetçiliğini benimsemiştir. Atatürk milliyetçiliği dile, dine, ırka, inanca dayanmaz. Yurttaşlık bağıyla bağlı olan herkes hukuk önünde eşittir. Hiçbir CHP’li bunlarla uğraşmaz. Ben yapmam, herhangi bir CHP’li de böyle bir ayrım yapmaz.

 

Kemalizm hilafete son verdi

 

Diyarbakır’ın taleplerini seslendirmeye başladığınızda kendi milletvekilleriniz ayağa kalkıyor.

 

Doğu ve Güneydoğu’da CHP yeterince tanınmıyor. Çok yeni Diyarbakır’a gittim, Doğu’nun, Güneydoğu’nun gözü CHP’de. AKP’nin, BDP’nin dışında bir üçüncü soluk aranıyor. CHP için Ankara ne kadar önemliyse Diyarbakır da o kadar önemli, hiçbir il diğerinden daha fazla önemli değil. Zaman zaman kendi içimizde bu tür tartışmalar olabilir. Bu tartışmaları yapmayıp, 33 ilde milletvekili çıkarmamak var. Bunu seyredemeyiz.

 

Kemalizm sosyal demokrasiyi, Recep Peker de Kemalizmi mi esir aldı?

Kemalizm sosyal demokrasiye açık bir anlayış. Kemalizm, hilafete, saltana son veren, kulluğu yurttaşlığa dönüştüren bir anlayışın adı. Hilafet, saltanat kalsaydı bugün demirci ustasının oğlu Abdullah Gül, cumhurbaşkanı olabilir miydi? Bir tekne reisinin oğlu olan Recep Tayyip Erdoğan başbakan olabilir miydi? Soylular diye bir sınıf vardı, hanedan ülkeyi yönetirdi, siz, biz, Abdullah Gül, Recep Tayyip Erdoğan teba olurduk.

 

CHP her açılım yapmak istediğinde Recep Peker’in genetik kodlaması açılıma direnç göstermiyor mu?

Kemalizm, Recep Peker ile inşa edilmedi, ama belki Recep Peker döneminde ilerlemeye kapalı bir dönem vardı. Uzun da bir dönem değil.

 

CHP’de Önder Sav’la yaşamıyor muydu Recep Peker?

Buna katılmıyorum. Zaman zaman kişilerden kaynaklanan farklı algılamalar ortaya çıkmış olabilir, ama özü o değil.

 

Devrimciliğin merkeziyiz

 

Mahmut Esat Bozkurt, Türkiye için en uygun yönetimin tek parti oligarşisi olduğunu söylemiş. CHP’nin genetik kodları mutasyona uğrayabilir mi?

Bu kendisini bağlar, aslolan daha fazla demokrasidir. CHP, köklerine bağlı kalarak çağı yakalamak için atılması gereken her adımı atar. CHP’nin asıl pusulası budur. Kökleri de doğruydu, şimdi yapılanlar da doğru. CHP’nin felsefesinde bağımsızlık var. Mayasında Ulusal Kurtuluş Savaşı, hilafete, saltanata son vermek var. CHP’nin kökleri devrimciliğin merkezidir, çıkış noktasıdır. CHP’nin genetik kodları bunlar.

 

SEÇİM PROJELERİMİZ İKTİDARIN KILAVUZU OLDU

 

33 ilde milletvekili bile çıkaramadı, bugün sanki bir “dinozor parti” görünümünde değil mi?

CHP, 33 ilde milletvekili çıkaramadığı için kendisini gözden geçiriyor. Örgütsel zafiyetlerin giderilmesine çalışıyoruz. Yerel seçimlerde oralarda iddialı olmak istiyoruz. Sadece merkezden bakarak politikalar oluşturmak yetmez. Birçok ilde belediye başkanımız, il genel meclisi, belediye meclisi üyemiz yok. Yerel güçlerimiz olmalı. Ayrıca, gidip politikalarımızı anlatacağız, yanlış algıları kıracağız, dokunacağız. Şimdi halka daha yakın bir CHP var. Bakın, 12 Haziran seçimlerinde CHP daha çok projeleriyle gündeme geldi. İntibak yasası, bedelli askerlik CHP’nin seçim meydanlarındaki projeleriydi, iktidar karşı çıkıyordu, ama bunları getirdi. Yani, şu an CHP’nin projeleri AKP’nin rehberi, kılavuzu durumunda.

 

CHP kurduğu barikatı yıkmalı

 

CHP hep hizip partisi olarak bilinir, bu kurultay süreçleri de hiziplerin mücadelesi mi?

Bütün bunlar yönetim anlayışına bağlı. Eğer özellikle aday belirleme sırasında partililer arasında ayırım yapılırsa, adaylar MYK takdirine bırakılırsa bu tür çekişmeler bitmez. Zaman zaman liderlere, lider adaylarına yakınlaşmalardan kaynaklanan ne yazık ki bu tür yakıştırmalar var. Geçmişte CHP içinde kutuplaşmalar yaşandı, yaşanmadı değil. İdeal olanı bunlardan bir an önce uzaklaşmak, bu algıyı değiştirmek. Çünkü, bu algı da CHP iktidarının önünde hep barikat oluşturuyor. Bunları bitirmeliyiz. Genel Başkan, “Kimse Kemal Kılıçdaroğlucu olmasın” diyor. Bu önemli bir yaklaşım.

 

Tarih tekerrür ediyor, bir SHP-CHP ayrışması mı yaşanıyor?

Hayır, Kemal Bey’in genel başkanlığı ile birlikte cumhuriyetçiler, sosyal demokratlar, solun bütün renkleri, hatta geçmişte merkez sağda siyaset yapan isimler CHP çatısı altında buluştu. SHP, DSP gibi geçmişte ki buluşma noktaları bir bir yok oluyor, bütün bu kesimler CHP çatısı altında buluşuyor.

 

CHP ulusalcı çizgi de yürüdü, SHP’ye göre biraz marjinalleşti mi, yoksa SHP mi marjinaldi?

CHP içinde ulusalcı olanlar da var, sosyal demokra sinin evrensel ilkeleriyle hare ket edenler de var. Bu SHP döneminde de böyleydi, ama belki CHP döneminde biraz da ha homojenleşmiş olabilir.

 

SOSYAL DEMOKRAT PARTİYİZ

 

CHP bu gün sosyal demokrat bir parti mi ulusalcı bir parti mi?

Ta bii ki sosyal demokrat bir parti. CHP programına tüzüğüne bakıldığında kökü Kurtuluş Savaşı’na dayanan, Mustafa Kemal ve arkadaşlarının ilkelerini temel nokta alan, gelişmeye açık, sosyal demokra sinin evrensel ilkeleriyle bütünleşen bir anlayışa sahip. Nitekim, CHP 1965 yılında “ortanın solu” dedi, sosyal demokra sinin evrensel ilkelerini benimsedi, ama hiçbir za man 6 oktan kopmadı. Zaten 6 ok gelişmeye açık düşüncelerin sembolleri. Devrimcilik diye bir okumuz var, çağı yakalamak adına CHP sürekli gelişmek zorunda.

SEDA ŞİMŞEK/Bugün