Soner Yalçın yazılarına başladı!  ‘Dediler ki; AKP, Atatürkçü oldu!’

Soner Yalçın yazılarına başladı! ‘Dediler ki; AKP, Atatürkçü oldu!’
21 Kasım 2017 09:00

Gittim… Döndüm…

 

 

Soner  Yalçın / Sözcü

 

 

Dediler ki; “AKP, Atatürkçü oldu!”

Öyle lafla Atatürkçü olunur mu? Olsa Kenan Evren’i Atatürkçü sayardık!

Nasıl mı Atatürkçü olunur?

Gündemde Reza Zarrab var, bu konu üzerinden anlatayım…

Osmanlı mali piyasası, 19’uncu yüzyılda Galata sarraflarının/bankerlerinin kontrolüne girdi. Bunlar, sadece ekonomide değil sosyal yaşamda da köklü değişimlere sebep oldu.

Fransız Jacques Alleon, İtalyan Emmanuel (Manolaki) Baltazzi adlı iki Galata bankeri 1847’de Osmanlı tarihindeki ilk bankayı kurdu: İstanbul Bankası (Bank-ı Dersaadet).

Ardından…

İngiliz sermayesiyle 1856’da Osmanlı Bankası kuruldu. Bankaya 1863’te Fransız Rothschild Ailesi ortak oldu. Bu banka aynı zamanda Osmanlı Devleti’nin resmi bankası ve hazinedarı idi. Osmanlı’nın kağıt parasını bile bu banka basıyordu! Neyse…

Osmanlı, Galata sarrafları ve Osmanlı Bankası’ndan aldığı borçları ödeyemeyince bir kısım gelirlerini (beşi Avrupalı tahvil sahibi temsilcisi, biri Osmanlı tahvil sahibi temsilcisi, biri de iç borçlar temsilcisi statüsünde) yedi kişiden oluşan Düyun-u Umumiye toplamaya başladı. Bu idarenin kadrosu, Osmanlı Maliye Bakanlığı’ndan daha çoktu! Neyse…

Kurtuluş Savaşı sadece askeri cephede verilmedi! Ülke mevduatının 1920 yılında yüzde 68’i yabancı bankalar elindeydi.

Bankacılığı millileştirerek tam bağımsızlığa ulaşacağını bilen Atatürk, 1937 yılında yabancı bankaların payını yüzde 19’a kadar geriletti.

Bunu nasıl başardı?
Halk bankacılığı

 

Kurtuluş Savaşı’ndan sonra bir büyük savaş da ekonomi alanında verildi.

Çünkü…

Para ve sermaye piyasalarına, yabancı mali aracıların hakim olduğu bankacılık sistemi devralınmıştı. Bu yabancı mali aracıların, vermiş oldukları kredi işlemlerinde azınlıklara ve yabancılara ayrıcalık yaptıkları sır değildi. Yani…

Ülke ekonomisi dışa bağımlıydı. Bu düzen devam ettiği sürece para ve sermaye piyasalarının geliştirilmesi imkansızdı.

Kuşkusuz Atatürk, yabancı bankaların Türkiye’de çalışmasına karşı değildi ancak; Türk mevduatının büyük kısmının yabancıların elinde olmasını tam bağımsızlığa engel görüyordu. Türk Bankacılığı Türklerin yönetiminde ve mülkiyetinde olmalıydı. Türk bankacılık sisteminin oluşturulması ve düzene sokulması şarttı.

 

Yazının devamını okumak için tıklayın