Rusya’nın Kürt meselesinde pozisyonu

Rusya’nın Kürt meselesinde pozisyonu
5 Aralık 2012 08:00

Putin’in İstanbul ziyaretine ilişkin olarak söyleyeceklerim de var.

 
Safile USUL H&H YORUM



Ama bir konu var ki, önce ona değinmek istiyorum.
 
Önceki gün Pravda’da bir makale okudum.
 
Başlığı, “Büyük Kürdistan oluşmak üzere” idi. (The Great Kurdistan about to be created)
 
Ki, makalenin ilk paragrafını tercüme etsem yeter.
 
Deniyor ki makalenin ilk paragrafında, “Kürtler büyük Kürdistan’ı yaratmak için birbirlerine yaklaşıyorlar. Irak Kürtleri tam bağımsızlığa oldukça yakınlaştılar. Suriye ve Türk Kürtleri ortak olarak hakim oldukları bir bölge oluşturuyorlar. İran Kürtleri ise, kendi içlerinde birleşiyorlar.”
 
Şimdi birşey daha var.
 
Ermenistan Rusya’ya çok yakın, yani politikalarını onsuz oluşturmuyor.
 
Ve, Ermenistan kesinlikle Kürtlere yakın. Türkiye’ye değil.
 
Daha doğrusu Ermenistan’ın gönlü Türkiye’ye doğru hiç ama hiç akmıyor.
 
Türkiye’nin tam aksine akıyor gönülleri hep ve konuda çok büyük bir ateş var içlerinde.
 
Öte yandan Putin Merkezi Irak Hükümeti’ne oldukça yakın.
 
Kuzey Iraklı Kürtler ise, ABD’ye.
 
Merkezi Irak Hükümeti Kürtlerin bağımsızlığa giden yola ulaşmasını engellemeye çalışıyor.
 
Bu durumda Pravda’nın bu makalesi ile Rusya’nın Irak Merkezi Hükümeti ile olan ilişkileri arasında bir uyumsuzluk var.
 
Fakat Pravda makaleleri Kremlin’in görüşleri ile pek çelişmez.
 
Aslında şunu demek istiyorum…
 
Rusya’yı şu ana kadar daha ziyade Ortadoğu’daki sınırlayıcı poziyonu açısından takip ediyordum.
 
Ama bundan sonra Rusya’nın yukardaki eksendeki poziyonuna daha çok dikkat edeceğim.
 
Bu noktayı anlamadan esasında TSK’nın Ortadoğu konusundaki yaklaşımlarını anlamak da tam olarak mümkün değil kanımca.
 
TSK her ne kadar Hükümet’in çizdiği sınırlarda angaje oluyorsa da Ortadoğu’ya, Ortadoğu’da hareket tarzı konusunda kendi iç değerlendirmesinin ne olduğunu tam olarak anlamak için Rusya’nın Türkiye ve Kürt pozisyonunu daha iyi okumak gerekir diye düşünüyorum.
 
Şimdi gelelim Putin-Erdoğan görüşmesine dair Rus basınında yer alan bazı hususlara.
 
Putin’in gelmesinden önceki gün Rus basınında, “Putin’in Suriye muhalefetine arka çıkacak şekilde bir Suriye politikası değişikliğine gideceğini beklemiyordur umarız kimse” şeklinde alaycı bir cümle okumuştum.
 
Bu cümleden çıkan anlam elbette ki, Putin’in görüşmelerde Esad’ı mı yoksa muhalefeti mi destekleme gibi bir alana hiç girmeyeceği bile sonucu çıkıyordu.
 
Ki, Putin ziyareti bitip, Putin döndükten sonra Rus basınında çıkan haber ve yorumlar (Rusça bildiğimi sanmayın, İngilizce versiyonlarından okuyorum) Erdoğan-Putin görüşmesinde Suriye ile ilgili temel konulara girilmediğini, Putin’in görüşmede Partriot füzeleri üzerinde durduğunu ve Patriotlar yerleştirilmeden önce Erdoğan’a, “Bunu yapma” demek için son fırsat olarak gördüğünü yazıyor.
 
Putin muhtemelen bu görüşmede Erdoğan’ı ikna edebileceğini düşünüyor değildi elbette.
 
Ancak sanırım, ileriye yönelik olarak kendisine, “Ben size söylemiştim” diyebileceği bir alan oluşturmak istedi bir yandan…
 
Öte yandan da Rusya diplomatik olarak çok dikkatli gidiyor ve kimse ile bağları koparacak aşamaya gelmiyor.
 
Ve, son derece sessizlik hakim aynı zamanda. Yani, belli etmiyorlar gidişat stratejilerini.
 
Birşey daha.
 
Sınırda olanlar konusunda tüm siyasi partiler çok dikkatli olmalı.
 
Çünkü Hükümet dağıtmış vaziyette.
 
Dağıtan tutulmalı bilirsiniz.
 
Yoksa kafayı gözü çarpıp, bizi de her an bir dehlizin içine sokabilir.


Yazarın Son Yazıları:
İstanbul’a alındı gözüyle bakabiliriz
Gökhan Zan ve ses kaydı
Didik didik bir şey aramışlar