2013 yılı başlarında Gazi Üniversitesi Rektörü Süleyman Büyükberber ile Melih Gökçek arasında imzalanan bir döner sermeye protokolü ile yapımına başlanan “Ankara’nın Ulaşım Ana Planı 2038” (AUAP) tartışmasında sular dinmek bilmiyor. CHP ve MHP milletvekillerinin, YÖK Başkanlığının gündemine getirdiği soru önergelerine cevap verilmezken, akademik camiada da tartışmalar devam ediyor.

 
Son günlerde muhalif ve yandaş basının gündemine giren Gazi Üniversitesi Rektörünün cemaate yönelik kadrolaşması ve muhalif personele yönelik mobbing iddiaları devam ediyor.

 

Bu konuda hem savcılık hem de YÖK Başkanlığında bir soruşturma başlatılmış durumda. Cemaat yapısının finans ayaklarından birinin projeler yolu ile (Tübitak ve yerel yönetimler) alınan işlerin, taşeron kurumlara para aktarılması olduğu üzerine kurgulandığı iddia edilmişti.
Bu yolla yapılan kadrolaşma ise işin bir diğer ucunu oluşturuyor.
2015 yılında bir milletvekilinin gündeme getirdiği iddia ise bir hayli ilginç;
Gazi Üniversitesi Mimarlık Fakültesinde özellikle AUAP 2038 çalışmasının yöntemi ve analizlerine itiraz eden ve akademik özerklik çerçevesinde konuyu gündeme getiren öğretim üyelerine mobbing mi yapılıyor sorusunu gündeme getirdi.
Bu gelişmeler öncesinde de, basına yansıyan haberlerde ise, AUAP projesini eleştiren mesleki internet haber sitelerinin Gazi Rektörlüğünce kurum içi internet erişimi engellenmişti.Plan ofisi kurmaylarının içinde Topçu kışlasına onay veren koruma kurulu üyesi ve şehir plancısı olmayıp ta oda üyeliği devam ettirilenler de var.
Yine SOL gazetesinin gündeme getirdiği AUAP 2038 haberlerinde Mimarlık Fakültesi Dekan vekili Makina mühendisi Mahmut Özbay AUAP projesinin bir üniversite projesi olduğunu ve aksi yönde bir bölüm kurulu olmadığını belirtmiş ise de; Dekan vekilinin bu söylemi 14.O2.2014 tarihli sol gazetesinde belgeleri ile yayınlanmış ve Dekan vekilinin söylemi çürütülmüştü. İlgili Bölüm Başkanlığı yönetimi: dışarıdan alınan ilgili proje çalışmasının anabilim dalı inisiyatifinin dışında olduğunu kamuoyuyla paylaşmıştı. Ayrıca bir Doçent imzalı bir bildiri basında yer almıştı. Bu bildiride, AUAP 2038’e yapılan eleştirilerin durdurulması ile ilgili muhalif akademik personel, Rektörlüğe şikâyet edilmişti. Üniversite içinden çalışmaya katkı verecek uzman akademisyen bulunamayınca da ilgili projeler, makine mühendislerinin inisiyatifinde yol almıştı.
2015 yılı başında ise; yine basına yansıyan haberlerde akademik mobbing ve çalışma ortamı ve huzurunun kalmadığı gerekçesiyle bir kısım akademik personel anılan üniversiteden ilişiğini kesmiş yâ da başka birime gitmişti.

 

MHP Kütahya milletvekili Alim Işık, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde;

“Ankara Ulaşım Ana Planı”/AUAP 2038/ diğer adıyla “AnkaraMetropoliten Alan ve Yakın Çevresi Ulaşım Ana Planı”na (AUAP 2038) adlı üniversite çalışması; Ankara Büyükşehir Belediyesi ve Gazi Üniversitesi Rektörü arasındaki 2013 (şubat)yılında imzalanan bir yıllık süreli protokole göre, Mimarlık Fakültesinde yapımına başlanmış ve vizyonsuz ve ranta dayalı proje iddiaları öncesinden tarafımdan Meclis gündemine taşınmıştır. Bilim üretmesi gereken üniversite kadrolarının akademik bilgi ve mesleki beceriye değil, Ankara Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere üniversitelerin kentleri metalaştırarak elde etmek istediği ranta göre şekillendiği ve bu etik olmayan durumaYüksek Öğretim Kurumu’nunda alet edildiğini görmek ve dış projelerin akademik kadro ve yükseltmelerde sağlamada bir araç olarak kullanılması ve kurum içi mobbinge dönüşen sonuçları, tarafımızdan büyük kaygı uyandırmaktadır. Gazi Üniversitesi Rektörü Süleyman Büyükberber tarafından yapılan ve basına da yansımış olan ifadelerinde;

‘Atama ve kadroları, sözleşme yenilemelerini ben tayin ederim”. Bir gün yanınızdaki odada tanımadığınız bir kişiyi görürseniz şaşırmayın. Onu ben atadım demektir’” şeklindeki açıklamaları bu kaygılarımızı son derece haklı kılar niteliktedir.” diyerek şu sorularına yanıt istedi:

 

1.Gazi üniversitesinde bir grup çalışanın katılımı ile yapılan anılan proje çalışmasında,bir “Plan(lama) çalışması, analiz ve sentez aşaması ile bir bütündür”.Şehircilik disiplini ilkesi gereği;

 

AUAP 2038 yılı ulaşım planına temel teşkil ettiği iddia edilen ve üniversitenin internet web sitesinde sadece kapakları mevcut olan 8 adet “Analiz kitapları” adı altında yapılan analitik etütlerin, dokümanların; konu başlıkları (isimleri) içeriği ve yöntemi üniversite plan ofisi tarafından mı belirlenmiştir?

 

2. 8 adet analiz kitabı hangi sorun odağı ve sonuç/final ürünü hedefleyerek belirlenmiştir?

 

3.Yapılan (8 adet) analiz kitaplarına onay veren, denetimini yapan sorumlu teknik-yönetici statüsündeki Üniversitenin imza yetkisine sahip, baş şehir plancısı yönetici(ler)nin ismi ve unvanı nedir? Bu kişi(ler), Gazi Üniversitesi Rektörü tarafından hangi kritere göre atanmıştır?

 

4.Üniversitenin ilgili web sayfasında sadece kapak resimleri yayınlanan, 8 adet analiz kitabı için ayrılan yaklaşık 7 trilyon lira bedelin şimdiye kadar ne kadarı üniversite döner sermayesine ödenmiştir?

 

5.”Ulaşım ana planı” ile Kentsel arazi kullanım kararlarını içeren “Çevre düzeni nazım imar planı”yapımının birbiriyle karşılıklı etkileşimi gözetilerek bütüncü bir yöntemle aynı kestirim yılına göre, Tek kalemde yapılması gereken bir süreç olduğu değişmez bir şehircilik ilkesi ve teknik gereklilik ise;

 

6. Üniversite açısından olumsuz bir hukuki durum yaşamamak, ileride mahkemelerden istenmesi ihtimalini de gözeterek ve bir karmaşaya meydan vermemek için; Üniversitenin hazırladığı ulaşım planı paftaları ve tüm ekleri ile 8 adet analiz kitabının işverene teslim tarihinden önce, müellif imzaları ve teknik sorumlusu isimleri ile beraber”üniversite çalışmasıdır” ibaresiyle, notere belgelettirilmesi ve muhafazası yapılmış mıdır?

 

7.Şehir Plancıları odası ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile AUAP 2038 Üniversite plan yapım süreci ve Üniversite plan ofisi arasında bir katılımcı/ paydaşlık ilişkisi var mıdır?

 

8.Öncelikle; Savcılık yolu ile iletilen anılan üniversite yönetimi hakkındaki sayısız şikâyetlerin; YÖK Başkanlığınca, “soruşturma” formatı kapsamından çıkarılıp “inceleme” formatı adı altında yüzeysel araştırılması, üniversite personelin itiraz ve hukuki haklarını Danıştay nezlinde (dosyaların “esastan” bakılmalarını) kullanmalarını önlemeye yönelik genel bir ön tedbir olarak mı görülmektedir?

 

Protokol tarihi 2013 şubat (bir yıllık süre) ise; Üniversite yetkililerinin ısrarla anılan çalışmanın 2011 yılında başladığını belirtmeleri ne anlama gelmektedir?