PKK ile Suriyeli muhaliflerin farkı ne?

PKK ile Suriyeli muhaliflerin farkı ne?
11 Nisan 2012 14:58

Akşam Gazetesi yazarı Hüsnü Mahalli bugün köşesine Türkiye ile Suriye arasındaki son gerilimi taşıdı. Savaş çıkacak yorumlarını da değerlendiren mahalli sorulmayan bir soruyu sordu ve “PKK ile Suriyeli muhaliflerin arasındaki fark ne?” dedi…

İşte Mahalli’nin o yazısı;

Akşam Gazetesi yazarı Hüsnü Mahalli bugün köşesine Türkiye ile Suriye arasındaki son gerilimi taşıdı. Savaş çıkacak yorumlarını da değerlendiren mahalli sorulmayan bir soruyu sordu ve “PKK ile Suriyeli muhaliflerin arasındaki fark ne?” dedi…

 

İşte Mahalli’nin o yazısı;

 

Haydi Savaşa…

 

İnanılacak gibi değil ama ‘İslamcı’ ya da hükümet yanlısı medyaya ve bu medyanın  yorumcularına bakılırsa Türkiye ile Suriye arasında savaş pek yakında. Peki neden? Esad, Başbakan Erdoğan’ın ‘Reform yap istek ve telkinlerine karşılık vermemiş ve halkına zulmediyor.’ Buna kızan Ankara Suriye’nin tüm silahlı-silahsız muhalefetine kucak açmış ve Şam’a karşı bölgesel ve uluslararası kampanyanın başını çekmiştir. Bu kampanyayla neredeyse tüm gerçekler tersyüz edilmiş ve herkes ne pahasına olursa olsun Esad’ın gitmesine programlanmıştır. İşte size son örnek.

 

BM Güvenlik Konseyi üyeleri Kofi Annan’a ‘Git şu Suriye sorununu çöz’ dediler. Şam’a giden Annan çatışmaların 10 Nisan’a kadar durmasını ister. Başkan Esad da planı kabul eder ve ‘Silahlı gruplar saldırılarını durdurursa biz de derhal ateşkese uyar ve orduyu kentlerden çekeriz’ der. Ancak Antakya’da bulunan ABD destekli Hür Suriye Ordusu komutanları ‘Önce ordu çekilsin ve saldırılarını durdursun’ der. Ne kadar da benziyor Türkiye’deki duruma… PKK da hep ‘Ordu operasyonlarını durdursun ve ateşkes yapsın biz de buna uyarız’ diyordu. Türk hükümetleri ise her seferinde ‘Devlet teröristlerle pazarlık yapmaz’ diyerek redediyordu. Peki böyle bir durumu yaşayan bir Türkiye nasıl olur da Suriye’de devlete karşı ayaklanmış silahlı militanlara sahip çıkar.

 

Kaldı ki; bu Türkiye ‘PKK teröristlerini takip etmek için neredeyse 30 kez Kuzey Irak’a sınır ötesi operasyon düzenlemiş ve hala düzenlemektedir.’ O zaman önceki gün Türkiye sınırına yakın bölgede orduyla çatışan ve Türkiye’den sızdıkları söylenen bazı silahlı muhaliflerin tekrar Türkiye’ye kaçması sırasında kurşunların bazı sığınmacı ve Türk görevlilerini yaralamasına neden bu kadar yaygara koparılıyor? Sanki Suriye, Türkiye’ye saldırmış ve bildik  medya ayağa kalkmıştı.

 

Bir önerim var: Suriye’ye savaş ilan eden meslektaşlarımıza bir Amerikan tüfeği verelim ve Suriye cephesine gönderelim.

 

Bayanlar, beyler savaştan söz ediyorsunuz. Bu bir şaka değil. Hadi vicdanınız yok diyelim Irak’tan da ders almadınız? Yalancı olduğu kanıtlanan Amerika’nın yapamadığını şimdi siz mi yapacaksınız Suriye’de. Siz yapmayacağınıza göre Mehmetçiğe mi yaptıracaksınız? Hem de bir hiç uğruna. Suriye Türkiye’ye hiçbir kötülükte bulunmadı. Tam tersine Suriye daha bir buçuk yıl öncesinde neredeyse Türkiye ile birleşecekti. Suriye – Türkiye sınırında herkes akraba. Sakın ‘Her şeyi demokrasi uğruna yapıyoruz’ demeyin çünkü bu çok anlamsız bir gerekçe olur. Vicdansız bir demokrasi demokrasi değildir ve olamaz. Irak, Afganistan ve Somali’yi perişan eden ABD demokrasisine hayran olanlar Bush’un öldürdüğü milyonlara şimdi Suriye ve tüm coğrafyada yenilerini eklemek istiyor. Suriye’de demokrasiye siz değil Suriye halkı karar vermelidir.

 

Türkiye’ye düşen görev silahlı militanları silahlandırmak ve onları savaşa itmek değildir. Onlara düşen görev sakin bir şekilde Moskova, Tahran, Pekin ve benzeri başkentlerle tarafları barıştırmaktır. Savaş çığırtkanlığı yapanlar ve Hür Suriye Ordusu’na destek verenler Suriye’de ölen her insanın kanından sorumludur. Bunu Türkiye ve Türkler anlamıyorsa hiç kimse anlamaz.

 

Türkiye, Norveç ya da Denimarka değildir. 1970’li yıllarda sağ-sol, Alevi-Sünni çatışmalarında her gün onlarca insanın öldüğü Türkiye, 28 yıldır PKK ile uğraşıyor. Bu savaşta şimdiye kadar 40 binden fazla insan öldü. 1998’de Öcalan Şam’da diye Türkiye Suriye’ye savaş ilan etmek üzereydi. Şimdi Şam’a göre binlerce Öcalan Türkiye’de. Hatırlayalım ABD, AB ülkeleri, Avrupa Parlamentosu ya da Konseyi Türkiye’yi PKK ya da insan hakları konusunda eleştirdiğinde bu ülkede kıyamet kopuyordu. Manşetleri hatırlıyorum: ‘Küstah Amerikalı’ ya da ‘Sen kendine bak Avrupalı’. Artık her şey kavram kargaşasıyla yorumlanmaya çalışılıyor. Herkes belirli bir misyonla hareket ediyor ya da ettiriliyor. İşin ucunda savaş olmasaydı idare edelim diyecektim ama bir başladı mı anaların yüreğini dağlayacak acılarla da bitmeyecektir. Buna dayanacak vicdanlar buyursun ‘mehter takımı’ ile Suriye’yi işgal etsin. Hem de Şalom adına!