MHP'den inkar yasası eleştirisi

MHP'den inkar yasası eleştirisi
26 Ocak 2012 10:07

MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, AB ve AB ülkeleriyle ilişkilerde gelinen noktayı yalnızca Batı dünyasının tarihî ön yargılarına bağlamanın, meseleyi eksik değerlendirmek olacağını belirterek, “Bu tablonun bir numaralı sorumlusu, Türkiye’nin temel taşlarını yerinden oynatan, millî değerleri aşındıran AKP hükümetidir” dedi.

MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, AB ve AB ülkeleriyle ilişkilerde gelinen noktayı yalnızca Batı dünyasının tarihî ön yargılarına bağlamanın, meseleyi eksik değerlendirmek olacağını belirterek, “Bu tablonun bir numaralı sorumlusu, Türkiye’nin temel taşlarını yerinden oynatan, millî değerleri aşındıran AKP hükümetidir” dedi.

 

-Prof. Dr. Semih Yalçın, “Değişim ve demokratikleşme serabı yaratarak ülkemizi bozulma ve yıkım çölüne sokan AKP yönetimidir. Sözüm ona demokratikleşme, insan hak ve hürriyetleri, sivilleşme, askeri vesayetin ortadan kaldırılması gibi gerekçelerle Cumhuriyetin temel normlarını tahribata uğratan, millî hassasiyetleri okyanus ötesi törpüsüyle aşındıran AKP yönetimi, Türkiye’nin elini kolunu bağlamıştır” şeklinde konuştu.

 

ANKARA  – MHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Semih Yalçın, AB ve AB ülkeleriyle ilişkilerde gelinen noktayı yalnızca Batı dünyasının tarihî ön yargılarına bağlamanın, meseleyi eksik değerlendirmek olacağını belirterek, “Bu tablonun bir numaralı sorumlusu, Türkiye’nin temel taşlarını yerinden oynatan, millî değerleri aşındıran AKP hükümetidir” dedi. Yalçın, “Değişim ve demokratikleşme serabı yaratarak ülkemizi bozulma ve yıkım çölüne sokan AKP yönetimidir. Sözüm ona demokratikleşme, insan hak ve hürriyetleri, sivilleşme, askeri vesayetin ortadan kaldırılması gibi gerekçelerle Cumhuriyetin temel normlarını tahribata uğratan, millî hassasiyetleri okyanus ötesi törpüsüyle aşındıran AKP yönetimi, Türkiye’nin elini kolunu bağlamıştır” iddiasında bulundu.

 

-“SADECE SARKOZY’NİN OY AVCILIĞIYLA AÇIKLANAMAZ”-

 

MHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. E. Semih Yalçın soykırım iddialarının reddini suç sayan yasanın Fransız Senatosunda kabulüne ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Ermenilerin soykırım iddialarını reddetmeyi suç sayan “utanç yasasının” Fransa meclisinden sonra senatodan da geçmesinin şaşırtıcı olmadığını belirten Semih Yalçın, “Bu antidemokrat ve çağ dışı yasayı Cumhurbaşkanı Sarkozy de kemali memnuniyetle onaylayacaktır. 60 milletvekili ve senatörün başvurusuyla konu anayasa mahkemesine de götürülebilecektir, ama sonuç ne olursa olsun ortaya çıkan hakikat çarpıcı ve uyarıcı niteliktedir” dedi.
Yasanın, Türkiye’nin uluslararası platformda bundan sonra yaşayacağı sorunların habercisi olduğunu da kaydeden Yalçın, “Bu mesele sadece Sarkozy’nin oy avcılığıyla açıklanamaz, bu kadar basit değildir” saptamasını yaptı.

 

-AĞIR SUÇLAMA-

 

Bundan böyle özellikle Avrupa kamuoyundan ve Batı dünyasından benzer çıkış ve tavırlar beklenmesi gerektiğini anlatan Yalçın, “Demokrasinin beşiği Avrupa’da mezara gömüldüğü sanılan faşizm, Paris’te hortlamıştır. Beyinlerin ve zihinlerin ipotek altında tutulduğu, fikir hürriyetinin rafa kaldırıldığı bir ülkede demokrasiden söz etmek için safdil olmak gerekir. Avrupa’da milyonlarca Türk yaşamaktadır. Bugün Türkiye aleyhinde yasalar çıkaran Fransa hükümetinin tutumu bütün Avrupa ülkelerine yayılır ve oralarda yaşayan Türklerin en basit demokratik hakları bile yeni karar ve uygulamalarla kısıtlanırsa bu işin sonu nereye varacaktır” diye sordu. Yalçın şöyle devam etti:

“AB ve AB ülkeleriyle ilişkilerin bu noktaya gelişini yalnızca Batı dünyasının tarihî ön yargılarına bağlamak, meseleyi eksik değerlendirmek olacaktır. Bu tablonun bir numaralı sorumlusu, Türkiye’nin temel taşlarını yerinden oynatan, millî değerleri aşındıran AKP hükümetidir. Değişim ve demokratikleşme serabı yaratarak ülkemizi bozulma ve yıkım çölüne sokan AKP yönetimidir. Sözüm ona demokratikleşme, insan hak ve hürriyetleri, sivilleşme, askeri vesayetin ortadan kaldırılması gibi gerekçelerle Cumhuriyetin temel normlarını tahribata uğratan, millî hassasiyetleri okyanus ötesi törpüsüyle aşındıran AKP yönetimi, Türkiye’nin elini kolunu bağlamıştır.

AKP yönetimini şimdiden uyarıyoruz. Hükümet, Avrupa’da yaşayan Türklerin, Fransa başta olmak üzere AB ülkelerinde yaşayacağa sorunlara karşı şimdiden çözüm yolları aramalıdır. Türkiye’nin dünya kamuoyunda uğradığı zararı telafi etmek için ne gerekiyorsa yapılmalıdır. Atı alan Üsküdar’ı geçmeden hükümet takkesini önüne koymalıdır. Bundan sonra Batı dünyasından gelecek yeni hamlelere Türkiye’yi hazırlamalı, Türk milletinin rencide edilmesine ve devletimizin daha fazla yıpratılmasına müsaade etmemelidir.”

 

-“GÜNEYDOĞU’DA TATTIĞI ACI MAĞLUBİYETLERİN İNTİKAMINI ALIYOR”-

 

MHP’li Yalçın, “utanç yasasının” kabulünün İkinci Dünya Savaşı’nda Alman işgaline direnen Fransız yeraltı teşkilatı Rezistans’taki yararlı faaliyetlerinden dolayı Ermenilere medyunu şükran olmalarıyla da izah edilemeyeceğini savundu. “Bu iğrenç ve aşağılık yasa, Fransızların Birinci Dünya Savaşı yıllarında Anadolu topraklarında Türklere karşı kullanıp binlercesinin ölümüne sebep oldukları Ermenilere duydukları derin mahcubiyeti bir nebze olsun azaltmak için de geçirilmemiştir” diyen Yalçın şu görüşleri savundu:

“Bu işin arkasında başka global planlar ve ‘müstemleke’ anlayışından beslenen ince hesaplar vardır. Bu hesapları üzerimize çeviren, Fransızların ve Batı dünyasının Türkiye ve Türklere duydukları tarihî husumettir.

Fransız senato ve meclisindeki oylamalar, Türk düşmanlığının manifestosu ve ilanıdır. Türkiye’nin bölgesindeki ve dünyadaki caydırıcı varlığından öteden beri rahatsız olan Batı dünyasının açtığı siyasî ve ekonomik savaşın Fransa’da aleniyete dökülmesidir.
Bununla birlikte Fransa, içine düştüğü ekonomik açmazı ve AB’nin kaygı verici geleceğini gündemden düşürmek için Ermeni diasporasının şımarıklıklarından faydalanmaktadır. Fransa’nın Ermenilerin gülünç hassasiyetlerini uluslararası ilişkilere malzeme yaparak ortaya koyduğu affedilmez istismarın, geçmişte yaptıklarıyla pek farkı yoktur. Fransa bir şekilde yine Ermenileri kullanmaktadır.

Fransa, Orta Doğu ve İslam coğrafyasındaki çıkarlarına engel gördüğü Türkiye’yi dünya kamuoyu nezdinde suçlu duruma düşürmeye, itibarını yok etmeye çalışmaktadır.
Fransa’nın ortaya koyacağı hiçbir gerekçe, onun gerçek yüzünü, Türkiye’ye ve Türk milletine duyduğu öğretilmiş nefret ve kini gizleyemez. Fransa eline fırsat geçtiğinde, Kurtuluş Savaşı yıllarında Çukurova ve Güneydoğu Anadolu’da tattığı acı mağlubiyetlerin, yaklaşan İkinci Dünya Savaşı tehdidinin de etkisiyle Hatay’ı Türkiye’ye bırakmak zorunda kalışının intikamını almak isteyecektir.”