Matrakçı Nasuh aslında kimdi?

Matrakçı Nasuh aslında kimdi?
23 Mayıs 2012 14:34

İzlenme rekorları kıran Muhteşem Yüzyıl, yayına girdiği günden bu yana çok konuşuldu, çok eleştirildi.

“Osmanlı Hanedanı’nın özel yaşamı malzeme yapılıyor; ömrünü savaşlarda geçirmiş Kanuni, haremden çıkmıyor” diye kızan da oldu, “Bu bir dizi tarihten ilham alındı ancak hayal ürünü” diye savunan da.


Deniz Bilgen ÇAKIR-H&H DOSYA

Bütün tartışmalara rağmen hala izleyici ekrana kilitleyen dizide öyle bir karakter var ki, Osmanlı tarihi açısından oldukça önemli bir karakter olmasına rağmen, halk onu diziden sonra tanıdı.


Matrakçı Nasuh

Dizide Damat İbrahim Paşa’nın yanından bir an ayrılmayan, saraya dilediği gibi girip çıkan, nikahlı karısıyla İbrahim Paşa’nın birlikte olmasına göz yuman bir karakter olarak canlandırılan Matrakçı Nasuh aslında kimdi?

Kanuni Sultan Süleyman’ın babası Yavuz Sultan Selim Han 1516’da Mısır’ı fetheder. Hırka-i Şerif ve diğer mukaddes emanetleri alarak İstanbul’a döner. Mısır’a vali olarak Hayrül Bey’i bırakmıştır.


Yavuz Sultan Selim

Fetihin üzerinde 4 yıl geçmişken Yavuz hayatını kaybeder. Yavuz’un ölümü, imparatorluğun her yanında olduğu gibi Mısır’da da kıpırdanmalara neden olur.

Mısır Valisi, Şehr-i İstanbul’a gönderdiği mektupta özetle; “Kölemenler silah üzerine bir takım yarışmalar yapıyorlar. Göz dağı veriyolar. Bize bu müsabakaları kazanacak bir silahşör gönderin” yazar.

Mısır’a gönderilen silahşör Nasuh’tur. Mısır’daki en üstün silahşörleri yenilgiye uğratır. İstanbul’a dönüşünde Padişah Süleyman Matrakçı’ya bir berat verir; “Her kim silahşörlükten bahsede, Matrakçı Nasuh adını işitince ayağa kalka, tazim ile eğile….”

Nasuh, hemşehrisi olan bir kadınla evlenmiştir. En büyük dostu ise çocuklardır. Çocuklara ahşaptan yaptığı oyuncakları yapar ve hediye eder. Ancak kendisinin hiç çocuğu olmaz. Ve  o dönemde yapılmayanı yapar ve çocuğu olmadığı halde eşini boşamaz ya da üstüne başka biriyle daha evlenmez.

Bir demir çubuğun üstüne keçeler sararak matrak adını verdiği bir silah geliştirmiştir. Buna ait 160 oyun bilir. Osmanlı’nın en silahşör olarak bilinen padişahlarından 4.Murat’ın matrak adlı talim silahıyla seksen oyun bildiği rivayet edilir.

 
Matrakçı Nasuh’un gravürleri koleksiyonerler ve meraklıları için günümüzde en pahalı gravürledendir.


Halep Şehri; Matrakçı Nasuh

Barbaros Hayrettin komutasındaki Osmanlı donanması, Cenova önlerinde görünür. Halk temsilcileri kenti yakma diye yalvamaya gelirler. O da tek koşul olarak “Kentinizde tutsak olan Turgut Reis’i getirin” der. Temsilciler “Bizde öyle bir adam yok” derlerse de; Barbaros, Cenova’nın birkaç gravürünü gösterir ve orda bir yeri işaret ederek, “Şu anda burada zicirlenmiş yatıyor” der. Turgut  Reis’i alır ve döner.


Matrakçı Nasuh’un ‘Cenova’yı resmettiği bir miyatür. Matrakçı’nın şehir minyatürlerinde dikkat çeken, insan unsuruna yer verilmeyip, resmedildiği yerin coğrafi özelliklerini, kalelerini, zayıf ve güçlü noktalarını işlemiş olması.

Gravür Matrakçı tarafından yapılmıştır. Bir rivayete göre Osmanlı bir yere sefere çıkacaksa, Nasuh öneceden gider, oradaki kalelerin, köprülerin durumunu gravür ve minyatür şeklinde resmedermiş. Bu konudaki martalosların (casus) en kıymetlisiymiş.

Nasuh Efendi’nin minyatürlerinin bir özelliği daha var. Nasuh, aynı günümüzdeki fotoğrafçılar gibi dönemin olaylarını tek tek resmetmiş.


Kanuni Sultan Süleyman’ın İran Elçisini kabulü (Matrakçı Nasuh, Süleymanname)


Oğlu Selim’in sünnetinin dillere destan olmasını isteyen Hürrem Sultan’ın da bu dileğini gerçekleştiren Matrakçı.

Şehzade Selim’in sünneti için Matrakçı, tahtadan kaleler, bu kaleleri fethedecek kuru sıkı toplar yapmış. O zamanın şartlarıyla gerçekleştirilmesi neredeyse imkansız olan bu tip etkinliklern düzenlendiği sünnet, Osmanlı’nın gövde gösterisine dönmüş. Düğünden sonra Nasuh’u huzuruna kabul eden Kanuni’nin “Benden ne istersin ödül olarak” sorusuna Matrakçı’nın cevabı ilginç olmuş; “Bana bir ferman vermiştiniz. O ferman Farsça yazılmış. Ben Türkçesini isterim”

Matrakçı aynı zamanda bir matematikçi. Osmanlı mahalle mekteplerinde asırlar boyunca onun yazdığı matematik kitabı ders olarak okutulmuş.


Gerçek Matrakçı ile dizideki Matrakçı’nın tek ortak özelliği giyim tarzı…

Elbette Matrakçı Nasuh bu yazılanlarla sınırlı değil. Ancak çok uzatmada özetlemek lazım.

Muhteşem Yüzyıl elbette hayal ürünü bir dizi. Gerçeklerle birebir örtüşmesi beklenemez. Ancak tarihten ilham alınarak senaryosu yazılan bir dizide en azından Matrakçı Nasuh gibi bir insan biraz daha gerçeğe yakın karakterize edilseydi güzel olmaz mıydı? Ömrünü Osmanlı İmparatorluğuna adamış, çocuğu olmadığı halde eşini terk etmemiş bir sanatçı, bir bilim adamı, bir savaşçı Matrakçı… En azından diyoruz karısını İbrahim Paşa’yla paylaşıyormuş gibi gösterilmemeliydi.


Sözlü kaynak; Araştımacı-gazeteci Ünal İnanç
Yazılı kaynak; Vu par Matrakci