29 Ekim coşkusu Ulus'tan Londra'ya sıçradı

29 Ekim coşkusu Ulus'tan Londra'ya sıçradı
5 Kasım 2012 09:37

3 Kasım 2012 Londra’da 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı çoşkunlukla Grand Palace, Wood Green’de İngiltere Türk Dernekleri Federasyonlarının düzenlediği zengin bir programla Cumhuriyet Balosunda kutlandı.


Mustafa MERSİNOĞLU H&H DIŞ  HABERLER

İlk konuşma İTDF Timur Doğruyol tarafından yapıldı.

CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç baloda  kısa bir konuşma yaptı.

Cumhuriyetin Türk halkı için önemini belirtti ayrıca dünyayı yöneten
emperyalist sömürgeci ülkede yaşayanların öğrendiklerini Türkiye’ye
bilgi olarak aktarmalarını esprili şekilde belirtti.

Genç, H&H muhabirinin, Ankara’da
kutlanan 29 Ekim’i sorması üzerine ‘Büyük bir uyanış’ yorumunu yaptı.
 
 

İngiltere Türk Dernekleri Federasyonu Başkanı Timur Doğruyol da baloda bir konuşma yaptı.

Doğruyol konuşmasında şunları söyledi;

Cumhuriyetimizin 89. kuruluş yıldönümü kutlamaları çerçevesinde Ingiltere Türk Dernekleri Federasyonu olarak organize etmiş olduğumuz gecemize hoşgeldiniz!

Öncelikle bu geceyi büyük bir fedakarlıkla hazırlayan Balo Komitesine, Yönetim Kurulu üyelerimize ve sponsorlarımıza teşekkürlerimi sunarım.

Konuşmama derinlemesine girmeden önce, Federasyonumuz ile ilgili birkaç şey söylemek istiyorum: Basın bildirilerimizde belirtmiş olduğumuz gibi, yedek üyelerimizin Yönetim Kurulumuza katılmalarıyla yeni bir enerji ve güç kazanmış olan Federasyonumuz, kalan görev süremizde çalışmalarını hızlandıracak ve yeni üyelerin katılımları ile genişlemeye çalışacaktır. Tekrar vurgulamak isterimki, ITDF hiçbir ayırımcılık yapmadan bütün toplumu kucaklama ve birleştirme misyonunu yüklenmiş bağımsız bir sivil toplum çatı örgütüdür, tüzüğümüze uyan ve üyelerinin yarısından çoğu Türk olan bütün derneklere açıktır. Üyelik şartlarımız TC vatandaşlığı gerektirmediğinden, KKTC dernekleri dahil, TC haricindeki Türk dernekleri de üyelik için başvuru yapabilirler. Kıbrıs davamız, Federasyonumuz’un ana  faaliyetleri arasında olduğu için, KKTC derneklerinin ve federasyonlarının da ITDF üyesi olmaları ve yönetimine katılmaları doğal bir beklentidir. Böyle bir dayanışma, Britanya Türk toplumunu büyük bir güç haline getirebilecektir. Sizlerden ricam, birlik ve beraberlik konusunda elinizden gelen bütün desteği Federasyonumuza vermeniz ve ilişkide olduğunuz tüm kuruluşları bu amaçla yönlendirmenizdir.   


  
Cumhuriyet Bayramı, bildiğiniz gibi en büyük bayramımızdır. Çağdaş Cumhuriyetimiz ülkemizin varoluş nedeni, geleceğimizin yegane teminati, Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere emanet ettiği en kıymetli hazinemizdir.
Ülkemizin ve bölgemizin içinde bulunduğu şartlar, dün olduğu gibi bugünde, Atatürk devrimlerine ve çağdaş Cumhuriyetimizin temel ilkelerine tekrar sımsıkı sarılmamızı gerektirmektedir. Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi, 89 yıl önce olduğu gibi bugün de geçerliliğini korumaktadır.

Mustafa Kemal Atatürk, çağdaş medeniyetin temsilcileri olan emperyalist ülkelerin hürriyet, eşitlik, birlik ve beraberlik sağlıyarak geliştiklerini; zayıf ülkeleri ve kaynaklarını sömürerek güçlendiklerini, ve her zaman kendi “cumhur”larının milli menfaatleri doğrultusunda karar alabildiklerini çok iyi anlamış bir liderdi. Diğer taraftan, insanları  hürriyetlerinden yoksun bırakılan, ayırımcılığa taabi tutulan; kabilelere, aşiretlere, tarikatlara, mehzeplere ve etnik  guruplara bölünmüş toplumların medenileşemeyeceği ve güclü devletlerin sömürgesi olarak esarete mahkum kalabileceklerini de iyi bilmekteydi.
Ataturk’ün çağdas medeniyete istiklal ve Cumhuriyet ile ulasma projesi bu farkındalıkla başlamış, çağdışı odakların zaman zaman engelleme çabalarına rağmen inişli çıkışlı da olsa gelişerek sürmüştür.

Günümüzde değişmeye başlamış olan güç dengeleri, ekonomik kriz ve artan dünya nüfusu, ülkelerarası rekabeti ve doğal kaynaklara ulaşım mücadelesini gittikçe sertleştirmektedir.
Doğal kaynaklara sahip zayıf ülkeler doğrudan askeri müdahalelere maruz kalmakta; laik rejimlerle yönetilen güçlü ülkeler ise, irticai ve etnik ayırımcılık faaliyetleri desteklenerek bölünmeye, zayıflatılmaya; çağdışı ve yandaş yönetimler aracılığıyla kontrol altına alınmaya çalışılmaktadır. 

Ülkemiz gibi güçlü bir ordusu ve çağdaş demokrasi geleneği olan, Cumhuriyet ilkelerine ve Atatürk devrimlerine gönülden bağlı büyük bir devletin zayıflatılması ise, çağdaş demokrasinin ve ülke ekonomisinin temellerini aşındırarak, ve bu temelleri koruyabilecek çağdaş kişi ve kurumları etkisiz hale getirerek yapılmak istenmektedir.
Temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanması, ayırımcılığın körüklenmesi, toplumun ayrıştırılarak kamplara bölünmesi, silahlı kuvvetlerimizin itibarsızlastırılmaya ve yıpratılmaya çalışılması gibi gayretler bu stratejinin bir parçası olarak uygulanmaktadır. Ekonomik alanda ise, ithalata ve tüketime dayalı ve uzun dönem sürdürülmesi mümkün olmayan ekonomi politikaları tesvik edilmekte; ticaret açıkları ise borclanmalarla, özelleştirmelerle, sıcak para girişleri ile dişa bağımlı bir halde karşılanmaktadır.
Yurt içi faaliyetlere paralel olarak yurt dışındada uzun süredir sürdürülen kampanyalarla ülkemizin itibarı düşürülmeye, çağdaş ve Atatürkçü yapısı unutturulmaya çalışılmiştır. Ülkemize çağdışı yönetim tarzları, yeni icat Avrupa Birliği üyelik şartları dayatılmış; hür dünya ülkeleri ile aramıza aşılması zaman alacak yeni duvarlar örülmüştür. Gittikçe artan insan hakları ve demokrasi ihlallerinin Batı dünyasında da dikkatleri çekmeye başlaması, Avrupa Birliği üyelik çabalarımızı olumsuz olarak etkilemiştir.

Ülkemiz ve bölgemiz üzerinde dış güçlerce hazırlanan yeniden şekillendirme projelerinde etkisiz kalmamız, büyük yatırımlarla ve çabalarla geliştirmiş olduğumuz ticari ilişkilerin bir anda ortadan kalkmasina yol açmış, dost ülkeler düşmana dönüşmüştür. Komşu ülkelerimizin savaş alanlarına dönmüş olması, güvenliğimizi tehdit etmekte ve ekonomimize zarar vermektedir.
Ülkemizdeki ve bölgemizdeki bütün bu olumsuzluklara rağmen, çağdaş Cumhuriyetimiz ve demokrasimiz dimdik ayaktadır.
Bu gelişmeler ve Cumhuriyetimize, Atatürk devrimlerine ve çağdaş demokrasimize yönelik tehditler, yurt içinde ve dışında büyük infial yaratmış ve bir direniş başlatmıştır.
Kalpleri Cumhuriyet aşkıyla ve Atatürk sevgisiyle dolup taşan milyonlarca insanımız bu direnişi, yasaklanmaya ve unutturulmaya çalışılan milli bayramlarımızı her yıl gittikçe artan bir çoşkuyla kutlayarak göstermektedir.
Bu kutlamalar, Cumhuriyetimize ve bağımsızlığımıza, milli birlik ve beraberliğimize kastetmeye yeltenenlere, Serv antlasmasının yırtılıp atılmasını hala içlerine sindiremeyenlere güçlü mesajlar vermekte; 89 yıldan beri çağdaşlık yolunda ilerlemekte olan bir toplumun geriye döndürülemiyeceğini irticai odaklara hatırlatmaktadır.
Hiç kuşkunuz olmasınki, Atatürk döneminde olduğu gibi, yönetim gücünü ve görevini sadece kendi Cumhur’undan alan tam bağımsız bir Türkiye, ülkesinde ve bölgesinde barış ve refah sağlamaya tekrar muktedir olacak; çağdaş yüzünü ve gücünü bütün dünyaya tekrar göstererek 89 yıl önce sahip olduğu saygınlığı tekrar kazanacak; ve bir medeniyet projesi olan Avrupa Birliği içerisinde layık oldugu yeri bir gün alacaktır.

Hiç unutmayalımki, Cumhuriyet kurulduğunda, yedi düvelin karşısında tek bir Atatürk, bir avuç yol arkadaşı ve yokluk içerisinde ancak inançlı bir halk vardı.
Bugün, Cumhuriyet kazanımlarını, kanının son damlasına, varlığının son zerresine kadar muhafaza ve müdafaa edecek on Milyonlarca Atatürk, güçlü bir Türkiye var. Ana vatanımızda, yavru vatanımızda bu güçle her türlü tehdidin ve zorluğun üstesinden gelecektir, hiç kuşkunuz olmasın!
Bu duygu ve düşüncelerle, Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Atatürk’ü, silah arkadaşlarını, şehitlerimizi ve gazilerimizi sükran ve saygı ile anıyorum. Hain terör saldırılarında verdiğimiz şehitlerimize Allahtan rahmet, yakınlarına ve milletimize başsağliği diliyorum.
Cumhuriyet Bayramınız tekrar kutlu olsun!
Hepinize saygılarımı ve sevgilerimi sunuyor, iyi eğlenceler diliyorum.
Sağolun, varolun!