Laiklik kavgası

Laiklik kavgası
8 Ağustos 2012 09:24

TBMM’de Anayasa Yazım Alt Komisyonu toplantısında “Din, Vicdan ve İnanç Hürriyeti” başlıklı maddeyi müzakere ederken CHP, “Devlet işlem ve eylemlerinde bütün din ve inançlara karşı tarafsızdır din inanç ve kanaatlerin çeşitliliğine dayalı toplumsal çoğulculuğa saygı gösterir” hükmünün eklenmesini istedi.

CHP’li Atilla Kart bu öneriyi “laikliğin bir unsuru olarak görüyoruz, istismarların önlenmesini önemsiyoruz” sözleriyle gündeme getirdi. MHP ve BDP bu öneriye destek verirken, Ak Parti şiddetle karşı çıktı. Ak Partili Mustafa Şentop, “Laikliği anlatıyorsunuz ama buraya koymaya gerek yok. Laiklikle ilgili madde geldiğinde orada düzenleriz” dedi.

Bunun üzerine Kart, “Zaten 10 yıldır laikliği, demokrasiyi tahrip ettiniz. Laikliğin içini boşaltıyor, istismar ediyorsunuz. Burada bu tahribatı gidermeye çalışıyoruz” karşılığını verince Şentop, “10 yıldır tahribat diyorsunuz bir tek somut örnek vermiyorsunuz. Slogan atıyorsunuz burada. CHP tipi laikliği istiyorsunuz. 10 yıldır laiklik daha örgürlükçü bir niteliğe dönüşüyor” diye konuştu.

Kart “Bu sözleriniz demokrasi ve laikliğe yönelik zaafiyetinizi ortaya koyuyor” deyince Şentop, “Sizin zaafiyetiniz var. İlk defa burada müzakere ortamı oluşturduk. Bunu sağlayan Ak Parti’dir, yüzde 50 oyu temsil ediyoruz ama 4’te 1’e razı olduk. Aslında demokrasiyi siz hazmedemiyorsunuz” diye konuştu. Şentop’un bu sözlerine MHP’li Tunca Toskay tepki göstererek, “Bu komisyonun oluşumunu AKP’nin bir lütfu gibi gösterilmesi kabul edilemez. Bütün partilerin katılımıyla kuruldu, bu unutulmasın” ifadelerini kullandı.

Diyanet’i nasıl kuracağız

Tartışmanın ardından Şentop, CHP’nin önerisinin neden gerçekleştirilemeyeceğini, “Devletin çoğulculuğu sağlamasını istiyorsunuz o zaman Diyanet İşleri Başkanlığı’nı bu cümleye göre nasıl kuracağız. Müslümanlar için bu kurumu kurarken, eşitlik ve çoğulculuk hükmü nedeniyle Hiristiyan, Yahudi ve Ermeniler için kurum kurmak gerekir. O zaman da koca Lozan Anlaşması’nı yok saymamız gerekiyor” sözleriyle açıkladı.

Davul ve ezan örneği

Toplantıda, CHP’nin ayrıca, “Devlet farklı din ve inançlar ile inanmayanlar arasında karşılıklı saygı ve hoşgörünün yerleşmesi ve sürdürülmesinde gerekli önlemleri alır” hükmünün eklenmesi önerisi sırasında da Malatya’da sahur zamanı çalınan davul sonrasında Alevi aileye yönelik saldırılar gündeme geldi. Devletin inançların hoşgörü ve saygıyı güvence altına almasının objektif somut bir kriteri olamayacağını belirten Şentop, “Saygı ve hoşgörüyü kim neye göre tanımlayacak. Tam bir toplumsal mühendislik projesi olru. Devlete farklı inanca müdahale imkanı tanınmış olur. Örneğin evi camiye yakın bir vatandaş ezan okunduğunda yüksek ses nedeniyle rahatsız olup bunu şikayet etmek istediğinde, bu şikayeti yapamayacak noktaya gelir” dedi. Ak Parti’nin hukukçusu ise Malatya örneğini vererek Alevi ailenin “kapımda davul çalma” tepkisine, inancına saygı ve hoşgörü gösterilmesi gerektiğini belirtti. Şentop, bu tür hoşgörü ve saygı ihlallerine ilişkin eylemlerinin TCK’daki karşılığı bulunduğunu, devletin bu düzenlemelere dayanarak önlem alabileceğini kaydetti.

Afaroz ve düşkünlük ne olacak?

Toplantıda, CHP’nin “Kimse bir din ve inanç sistemine mensup olmaya ve buradan çıkmaya zorlanamaz” önerisine Şentop, “Hristiyanlıkta ‘afaroz’, Alevilikte ‘düşkünlük’ uygulamaları var. Bunlar ne olacak? Bu ifadeleri koyarsak devlete dini kuralları belirleme statüsü verilmiş olur” diyerek itiraz etti. Toplantıda Din, Vicdan ve İnanç Hürriyeti’nin ilk üç fıkrasının müzakeresi tamamlanırken, bugün toplanacak Uzlaşma Üst Komisyonu, “Basın ve Yayın Özgürlüğü” maddesine son şeklini verecek.

milliyet