‘Kriz 2020’ye dek sürer, demokrasinin olmadığı yere turist gelmez’

‘Kriz 2020’ye dek sürer, demokrasinin olmadığı yere turist gelmez’
27 Haziran 2016 10:48

Eski turizm bakanı Bahattin Yücel, Türkiye’nin uluslararası kamuoyunda otoriterleşme, insan hakları ihlalleri ve başta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın sert söylemleriyle gündeme gelmesiyle yara alan turizm sektörünün 2020’ye kadar toparlanamayacağını vurguladı.

 

 

 

Cumhuriyet’ten Selin Ongun’a konuşan Yücel, şimdiden esnafın kepenk kapattığı ve yardım beklediği güney sahillerindeki kötü gidişatın ‘başlangıç’ olduğunu belirterek iktidarın tutumu ve bazı meslek kuruluşu yöneticilerinin durumu algılamadaki gecikmesinin krizi daha da derinleştirdiğini söyledi.

 

 

Geçen yıl aynı döneme göre potansiyel turistlerin yarısının çoktan kaybedildiğini belirten Yücel, “Alman kaybı yüzde 50, Rus kaybı Mayıs sonu itibari ile yüzde 90, İngilizlerde de yüzde 30 civarında bir kayıp var. İngiltere ve Benelüks ülkeleri kaynaklı pazara da bakıldığında, Türkiye’nin tutumu böyle devam eder ise yüzde 50’lik genel düşüşün sezon sonuna doğru artacağını öngörüyorum” dedi.

 
‘Türkiye İslami terörü destekleyen konumda’

 

 

Turizm sektörünü son dönemde iç savaştan kaçarak yeni bir hayat umuduyla Avrupa’ya ulaşmaya çalışan göçmenlerin de etkilediğini söyleyen Yücel, yine de asıl sorunun Türkiye’nin uluslararası kamuoyunda gitgide zarar gören itibarında aramak gerektiğini vurguladı.

Özellikle batılı turistlerin kaybedildiğine dikkat çeken Yücel’e göre, Türkiye’nin Suriye politikaları sorunun temel kaynaklarından biri.

Yücel, bu durumu “Türkiye, Suriye savaşında açıkça taraf oldu. Türkiye’nin aldığı siyasal tavır, izlediği diplomatik yol, kendisine Ortadoğu liderliği misyonu biçmesi ile gelinen yer burası. Türkiye, Batı kamuoyunda İslami terörü destekleyen bir ülke konumunda. Sadece birkaç gün önce bu kez de Le Figaro’nun manşetindeydik. Gazete, Libya’da çarpışan IŞİD’li teröristlere Türkiye’den altı gemi dolusu silah ve mühimmat götürüldüğünü haberleştirdi. Türkiye halen Suriye’de rejime karşı savaşanlara silah gönderildiğine ilişkin suçlamalarla karşı karşıya. Her gün bunlarla anılıyor” diye ifade etti.

 
‘Erdoğan’ın demeçlerinin etkisi var’

 

 

Öte yandan Türkiye’nin düşünce özgürlüğünün olmadığı bir ülke olarak tanındığını belirten Yücel, “Her türlü azınlığa karşı düşmanca politik tavırların benimsendiği bir ülke olarak algılanıyor. Türkiye bunu hak ediyor hak etmiyor; bu ayrı tartışma konusu. Ama gerçek şu ki, Türkiye tam olarak böyle algılanıyor. Rusya dahil Batı medyasında her gün Türkiye’ye dair olumsuz haberler yer alıyor. Bunların içinde Sayın Cumhurbaşkanı’nın demeçlerinin de etkisi var. Hele son zamanlarda AB’ye Almanya üzerinden meydan okuyan açıklamaları, Türkiye’ye gelme eğiliminde olabilecek Batılıları, ki bizim turist kaynağımız orasıdır, ciddi anlamda düşünmeye sevk ediyor” dedi.

 
‘İçki yasaklarıyla anılıyoruz’

 

 

Türkiye’nin doğusundaki çatışmaların da önemli etkenlerden biri olduğunu savunan Yücel’e göre, bir diğer Türkiye algısı da ‘içki yasakları’ üzerine kurulu.

 

 

Yücel’e göre sorun ‘yeni Osmanlıcılık’ oyunu oynanmasında: “Bir dönem Ortadoğu’nun lideri oluyoruz, denirken Ortadoğu’nun merkezi haline dönüştük. İçki yasağı ile anılan bir ülke haline geldik. Burada alkolün özendirilmesinden bahsetmiyoruz elbette. Ama Vahabi anlayışıyla sentezlenerek Arap ülkesi algısı yaratıldı. Şunu biliyor musunuz; Türkiye’de yaklaşık 160 bin civarında aile, bağcılıkla meşgul ve üzüm üretiyor. 1910’larda Osmanlı İmparatorluğu’ndan yurtdışına ihraç edilen şarap 300 milyon litreyken, şimdi toplam alkollü içki üretimimiz 68 milyon litre. Hamasetle ‘Yeni Osmanlıcılık’ oynamaya kalkanlar şu soruya da cevap versinler: ‘Osmanlı şeriat ile yönetiliyordu, ne oldu?’ Öyle palavradan Osmanlıcılık olmaz. Gelelim tekrar o 68 milyon litreye. Bugün gelmeyen, o 25 milyon turist içki içiyor. Türkiye’de kaldıkları sürede yetişkinler birer litre içseler 20 milyon litre eder.

 
‘Deniz, güneş, demokrasi’

 

 

Turizmin sadece ‘deniz, güneş’ değil aslında ‘deniz, güneş, demokrasi’ olduğunu kaydeden Yücel’e göre sorunların kaynakları çözülmeden, Türkiye’nin 2020’den önce bu krizi atlatması da mümkün görünmüyor.

 

 

“Böyle giderse, bu kriz 2020’den önce dengelenemez, bu süreç bitmez” diyen Yücel, sorunun çözümü için de şunları önerdi: “Yanılmayı çok istiyorum, umarım 2020’ye kadar sürmez. Türkiye’nin Ortadoğu politikasını acilen gözden geçirmesi, Rusya ile arasındaki sorunu hızla çözmesi ve Türkiye’deki baskı rejimi içerikli olumsuz algıyı mutlaka ortadan kaldırması lazım. İnsanların ne içeceğine, ne giyeceğine, ne yiyeceğine, kimin kiminle yan yana oturacağına, kaç çocuk doğuracağına karışan bir rejimde turizm olamaz. Demokrasinin olmadığı yere turist gelmez.”

 
‘Para harcayacak Arap turist New York’ta’

 

 

Özellikle hükümetin ‘bel bağladığı’ Arap ülkelerden turist çekme politikasının da sonuç vermeyeceğinin altını çizen Yücel, “Hükümet her konuda olduğu gibi turizmde de kendi paradigmasını ortaya koydu: ‘Batılılar gelmezse, Araplar gelir’. ‘Bir Arap turist beş Batılıya bedel’ yaklaşımının turizm sektörünü getirdiği yer burası işte. Ayrıca bu zihniyetin yanıldığı bir konu daha var. O çok para harcayacak Arap turist kesimi, kendi ülkesindeki İslami koşullara göre sürdürdüğü yaşamına kısa bir ara vermek için Batı’ya gidiyor. Batı’yı seçiyor. Paris’te Londra’da, New York’ta, Los Angeles’talar” ifadelerini kullandı.