Kimmiş bu edepsiz?

Kimmiş bu edepsiz?
1 Mayıs 2013 09:00

Bu Hükümetin bilindiği gibi en başından beri kendine özgü bir dili var.

SAFİLE USUL H&H YORUM

Mesela ileri demokrasi gibi dünyada karşılığı olmayan uydurma ucube kavram bunlardan birisi.
Çok sevdikleri bir başka kelime de, “Edepsiz” bunların.

Milli Görüş köklerinden gelen ve bireyi hakeratamiz sınıflandırmalara sokan ve insan özgürlüğünü boğmaya matuf bir kavram bu.

Evet…
Anayasa işi olmayacak, Erdoğan bundan dolayı çok sinirli.
Bunu anlıyorum ama…

Kimmiş bu Erdoğan’ın grup toplantısında edepsiz dediği CHP’li kişi.

Erdoğan’ın orijinal dilinden okuyalım…

“Bu saldırıyı düzenleyen edepsiz yüzü kızaracağı yerde TBMM Başkanı’nı hedef almak suretiyle nasıl bir çukurda olduğunu gösterdi.
Sayın Kılıçdaroğlu’na tek bir hususu hatırlatıyorum. Sayın Kılıçdaroğlu “Yalancıdan Başbakan olmaz” demiş. Kılıçdaroğlu haklı… Yalancıdan Başbakan olmaz. Onun içindir ki milletim bu ülkede Kılıçdaroğlu’nu başbakan yapmadı yapmayacak. Sadece yalancıdan değil edepsizi milletvekili yapandan da Başbakan olmaz.”

Anlaşıldı, edepsiz lafıyla Kamer Genç’i kastediyor.
Kılıçdaroğlu da, “edepsizi” milletvekili yapan kişi.

Bilmem artık Erdoğan’ın başkalarına karşı kullandığı psiko-terör dilinden etkilenen çok kişi kaldı mı…

Ama iktidar gücüne dayanan dil terörüne bende geçit yok.

Ve, şimdi, Kamer Genç meselesini iyice anlamış durumdayım…

Hükümetin Bakanı Fatma Şahin Çanakkale’nin anlatıldığı bir kitapçık hazırlıyor.

Çanakkale zaferini anlatırken ama tek bir kelime ile olsun Atatürk’ün adı geçmiyor.

Oysa Atatürk’ün dünyada tanınmasına vesile olan ilk olayı Çanakkale siperlerindeki tayin edici ve inanılmaz başarısı.

Hatta bu başarısı nedeniyle Atatürk’den, Vahdeddin’in henüz tahta geçmeden Alman imparatoruna yaptığı ziyarete katılması isteniyor.

Bunlar tarihsel olarak evident olan, yani belgesi olan ve tüm dünyada da bilinen vakalar.

Fatma Şahin ama en azından Başbakanının korkusundan Atatürk adını oraya koyamaz.
Bunu anlayabiliriz ama…

Bir CHP milletvekili de bunu eleştirebilir.

Bundan dolayı ona edepsiz derseniz, o laf ona yapışmaz, yapışamaz.

Edepsiz lafı sadece çok kullananı kötü yapar.

Kalibre düşüklüğü yapar, medeniyet düşüklüğü yapar.

Dil bozukluğu yapar, siyasi bozukluk yapar.

İtici yapar, boğucu yapar.

O TARİH KAZLIÇEŞME’DE DEĞİL, O MAZİ TAKSİM’DE GÖMÜLÜ

Erdoğan grup toplantısında devamla şöyle demiş…

“Biz milyonlarca oy almış bir parti olarak mitinglerimizi Kazlıçeşme’de yapıyoruz. Siz neden orada yapmıyorsunuz…. 1 Mayıs’ta illaki Taksim demeniz bana Ak Parti hükümetine karşı bir durum olduğunu hatırlatıyor dedim kendilerine
Yarın orada her türlü tedbiri alacağız ve alana böyle bir girişin yapılmasına müsaade etmeyeceğiz.”

Erdoğan mitinglerini tabii ki Kazlıçeşme’de yapabilir.

Ama 1 Mayıs’ın tarihi Taksimdir.

Türkiye dünya siyasi literatüründe dahi 1 Mayıs 77 Taksim ile geçmiştir. (Mesela Avrupa’da okutulan bazı lise ders kitaplarında ben 68-78 siyasal hareketleri kapsamında Taksim’e yer verildiğini bizzat gördüm)

Bu mazi ile Erdoğan’ın bir alakası yoktur.

Ama bu mazi ile  Türkiye’nin çok büyük alakası vardır.

Gençlik hareketleri, siyasi genç kuşakların harcanması, genç kuşakların arayışlarından demokrasi güneşinin doğması, bu ateşin yarattığı büyük acıların, yıkımların, genç kayıplarının toplumun sonraki yıllarına olgunlaşma ve özgürlük olarak dönüşü…

Bu minval üzerinden geçen uzun yollar ve akabinde AB yolunun açılışı…

İşte bu büyük mazinin kalp ayağının bir tanesi de Taksim’de atar.

Erdoğan herşeyi kendisi ve kendi iktidarı temelinde ele alan birisi ve bu nedenle de Taksim için bile, “İlla Taksim derseniz bu Ak Parti Hükümetine karşı olur.” dedi grupta.

Meydanlarda herhangi bir partiye karşı miting yapılabilmesi demokrasinin bir özelliğidir de…

Onun da ötesinde…

Taksim’i ve onun siyasi mazisini Türkiye’nin kalbinden ne Erdoğan sökebilir ne de onun başkanlık hayalleri.

Bir de bence başkanlık hayaline Taksim’den daha fazla konsantre olmalı çünkü gitgide bu hayal kendisinden uzaklaşıyor.

VE, SERT YASAKLAR GELDİ

Evet, Erdoğan’ın sert yasakları başladı. İDO’nun Anadolu yakasından Avrupa yakasına olan deniz seferleri de dahil olmak üzere, Taksim’e giden tüm toplu taşıma yasaklandı.
Yakışır.

Ferman Padişahındır.

Not: Türkiye’nin siyasal tarihinde böyle bir olay olduğunu hiç duymadım. İlk kez bir iktidar gücü bir miting meydanına giden tüm bağlantıları kesiyor.


Yazarın Son Yazıları:
İstanbul’a alındı gözüyle bakabiliriz
Gökhan Zan ve ses kaydı
Didik didik bir şey aramışlar