İyi bir adayla CHP Ankara’yı alır

İyi bir adayla CHP Ankara’yı alır
3 Ekim 2013 19:00

Yerel seçimlerde CHP açısından bana göre Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın kazanılması ile ilgili olarak zerre kadar bir sıkıntı yoktur.

 

 

İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM

 

 

Bugüne kadar AKP karşısında yenilgiye uğranılmasının nedenleri arasında, en önemlisi CHP’nin  adaylar konusunda yanlış strateji uygulamasıdır.

 

Bakın bunun ispatı için tek bir neden söylersem hep birlikte aynı kanaati taşımış olacağız.

 

O da, Ankara’nın ve Türkiye’nin en büyük ilçesi olan ”Çankaya Belediye Başkanlığı”nı alan bir parti, yani CHP bu merkezi ilçenin koskocaman ağırlığı ile Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı almamasının hiçbir nedeni yoktur.

 

‘’Sosyal demokrasi’’ dünyada ve Türkiye’de aydınlanmanın, gelişmiş demokrasinin ve ilerlemenin  sembolü olarak algılanmaktadır.

 

Bunu böyle bilen Türk halkı Çankaya’da neden CHP adayını seçerde, Büyükşehir’de AKP’ye yönelir.

 

Çankaya’da yaşayan nüfusun büyük bir kısmının biat kültüründen uzak, aydınlık düşünceli insanlardan oluştuğu için mi?

 

Ya da, Çankaya’da daha çok AKP’ye oy vermeğe eğilimli Anadolu’dan kopup gelmiş muhafazakar kitlenin azlığından mı?

 

Tabii ki bunların hiçbiri değil.

 

Çankaya’da olan muhafazakar kitlenin yoğunluğu  Ankara’nın hiçbir ilçesinde yoktur.

 

Yine genellikle oy tercihleri, sağ iktidarlar ve hali vakti yerinde olan orta sınıfın yoğunluğunun Çankaya’da olduğunu Ankara’da yaşayıp da bilmeyen var mı?

 

Peki neden Çankaya CHP’de, Ankara AKP’de?

 

Bu işte çok açık bir terslik yok mu?

 

Bu açık olumsuz olgu CHP yetkililerini hiç düşündürmüyor mu?

 

Bu konu ile alakalı bir soru daha sormak istiyorum.

 

Ankara’da yaşayan herkes bilir ki, İ.Melih Gökçek’e herkes çok olumsuz sözler söyler ama seçimlerde oyunu götürür yine ona verir.

 

Burada Napolyon’un ‘’Alkış oy değildir’’ sözü ile birlikte benim bir siyaset yasası olarak geliştirdiğim ‘’Seçmenin bir adayı eleştirmesi ve arkasından küfretmesi ona oy vermeyeceği anlamına gelmez’’ sözünü gündeme getirmek istiyorum.

 

Yani, Türk halkı herhangi bir aday için ‘’Bizim için çalışsın;çalarsa çalsın;bal tutan parmağını yalar’’ zihniyetinde maalesef.

 

Peki böyle bir seçmen zihniyeti karşısında CHP ne yapmalı?

 

Sorunun temel kaynağı olarak Ankara Büyükşehir adaylarındaki tespiti göstermiştik.

 

Bunun için CHP nasıl bir adayı Büyükşehir için tercih etmelidir?

 

Öncelikle çok önemli bir tespiti yerine oturtmalıyız.

 

O da şu ki, genel kültür seviyesi ve buna bağlı olarak demokrasi kültürü gelişmemiş, daha doğru bir tanımlama ile demokratik düşüncenin zayıf olduğu ülkelerde seçmenin büyük çoğunluğunun ‘’Demokratik haklar’’ konusunda taleplerinin pek olmaması buna karşılık somut, elle tutulur maddi olanaklara, yardımlara, yatırımlara önem vermesi ve seçim çalışmalarında bunu işleyen, geçmişinde de bu başarılarını halka sunan adayları tercih ettiğinden ve bu doğrultuda oy kullandığından kimsenin kuşkusu olmasın.

 

Bakın teorik bir olguyu size aktarmak istiyorum.

 

‘’Demokratik haklar’’ ve bunların özgürlük adına ne güzel nimetler oldukları “sosyal demokrat’’ iktidarlarda işbaşında tatbiki olarak öğretilir.

 

Bunun aksi görmez bir insana filin tarifini yapmak gibidir.

 

Zaten böyle bir seçmen kendisinin ve çoluk çocuğunun karnının doyurulmasından, birazcıkta olsa rahat yaşamasından başka bir şey düşünmez.

 

Üstelik ‘’Ekonomik zorluk içinde yaşayan kitlelerde demokratik kültüre yer olmadığı’’ yasasını hiç unutmamak gerekiyor.

 

Şimdi bu noktada bir soru sormak istiyorum, olayı daha iyi anlamak için.

 

Örneğin, dört dönemdir Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na seçilen İ.Melih Gökçek’in demokrasiden, insan haklarından veya küçük bir azınlığın isteği doğrultusunda demokratik taleplerden bahsettiğini hiç duydunuz mu?

 

Tabii ki hayır.

 

Ama buna rağmen hep kazanıyor.

 

Peki İ.Melih Gökçek neden bahsediyor seçmene ve neler yapıyor?

 

İ.Melih Gökçek kömür ve erzak paketi yardımları yapıyor ve bunları propagandasında kullanarak ‘’oy parsası’’nı topluyor.

 

Bunu neden yapıyor İ.Melih Gökçek, biliyor musunuz?

 

İ.Melih Gökçek ‘’Altın madeninin kıymetinin bilinmediği kitlelerde kilosuna dahi beş kuruş verilmeyeceğini’’ biliyor, bunun yerine ‘’iaşe ve iane’’ kültüründen gelmiş insan topluluklarına ‘’sadaka kültürü’’ ile yaklaşıp zafere eriyor.

 

‘’Demokratik haklar’’ı bir altın madeni olarak kabul edersek ekonomik zorluklar içinde olan kitlelerde bunun değil kilosuna tonuna bile kimse beş kuruş vermez.

 

Buradan nereye gelmek istiyorum?

 

Ankara CHP Büyükşehir adayının ve tüm yerel seçim adaylarının İ.Melih Gökçek’in stratejisini takip etmesini ve aynı yöntemle kendisini devirmesini salık veririm; eğer Recep Erdoğan kendisini bir daha aday ederse.

 

Recep Erdoğan’ın bu dönem İ.Melih Gökçek’i tekrar aday göstereceğini hiç sanmıyorum, kendisinin çok istemesine rağmen.

 

Hatta geçenlerde bu konu İ.Melih Gökçek’e bir televizyon kanalında sorulmuş, kendisi bu arzusunu yineledikten sonra ‘’Ya aday etmezse Tayyip Bey;ne yaparsınız?’’ sorusuna karşılık ‘’Çok üzülürüm’’ yanıtını vermiştir ki, bu sözün tehdit jargonuna girdiği su götürmez bir gerçektir.

 

Bu ayrı bir konu ama İ.Melih Gökçek ister aday edilsin, isterse edilmesin iyi bir adayla ve yukarıda belirttiğim siyasal gerçeklerin ışığında CHP adayının Ankara Büyükşehir’i almaması için hiçbir geçerli neden yoktur.

 

Bu defa İ.Melih Gökçek aday olursa CHP onu kendisinin yargıya aksetmiş biriken olumsuz dosyalarından vurması ve şimdiden bu konuda detaylı hazırlık yapması gerekir.

 

Kaldı ki, başka biriside aday gösterilirse AKP’nin oylarını önemli ölçüde düşürmek için bu dosyalar yine kullanılmalıdır.

 

Bir de İ.Melih Gökçek aday gösterilmediği taktirde Recep Erdoğan’dan çok açık intikam alacağı kesin gibidir.

 

Ayrıca ister İ.Melih Gökçek, ister bir başkası CHP’den aday gösterilsin böyle birisi kesinlikle ne bir seçkinci(elit) görünüme sahip olmalı ne de kitleleri aşağılayıcı seçkinci söylemlerde bulunmalıdır.

 

Siyasette seçkinci yüz ifadeleri ve seçkinci beden dili ancak nefret uyandırır ve ilgili partiyi yıpratır.

 

Birde bunun üzerine seçkinci söylemler parti ile birlikte adayında pilini bitirir.

 

1950 seçimleri ile birlikte CHP’nin çektiği, seçkinci suratlı, halka tepeden bakan, iri iri laflar eden yarı tanrı siyasiler yüzünden değil mi?

 

Siyasal talepleri olan bu tür kişiler partiden topyekun temizlenmedikçe, CHP tek başına hiçbir zaman iktidarı yakalayamayacaktır ve hatta koalisyon olarak bile.

 

Ankara adayı ortalama Türk halkını temsil eden özelliklerde olmalıdır.

 

Seçmen kendisine baktığı veya konuşmalarını dinlediği zaman onu kendisi olarak hissetmesi gerekir.

 

Asık suratlı bir elit değil, sürekli gülümseyen yüzü ile halk onu benimsemelidir.

 

Birde çok önemli, halkın yaşamsal anlamda kendilerine büyük katkılar sunacak somut yatırım projeleri olması gerekir.

 

Yardımları daha fazlası ile devam ettireceğini belirtmesi ve hele hele kömür ve erzak paketi  yardımlarını bırakın, eleştirmeyi buna devam edileceğini sinyalini çok açık olarak vermelidir; aksi halde kaybedeceğini kesinlikle bilmelidir.

 

Unutulmamalı ki, halk kitleleri bugünkü yüz liralık yardımı yarınki bin liralık hatta milyar liralık yardıma tercih ederler.

 

Ayrıca adayın sosyal projeleri çok ciddi bir şekilde olmalıdır; bilhassa engelliler, kadınlar, yaşlılar ve gençler için.

 

Bu tür projeler blok halinde oylar getirir.

 

Dr.Joseph Murphy ‘’Bir zihin veya bir neden değişirse,etki de değişir’’ der.

 

CHP’ninde bu doğrultuda bir zihniyet değişikliğine gitmesi gerekir ki, bu da Atatürk’ün istediği bir düşünce devrimi idi ama sonradan bu gözardı edildi ve halktan uzak elit formatına geçildi.

 

Bu da CHP’ye önemli kayıplar verdirdi, yıllar boyu.

 

CHP Ankara Büyükşehir adayı kamuoyunca dürüstlüğü, erdemliliği, alçakgönüllülüğü, becerikliliği, bilgeliği ve geçmişindeki seçmene anlatılacak başarıları ile tanınmış biri olmalıdır.

 

Ve hitabet sanatında bir yetenek olmalıdır.

 

Yazılacak çok şey var ama son olarak bir hususu belirtmek zorundayım, halka karşı çok içten olmak zorundayız.

 

İşte bu nedenle Shakespeare ‘’İnsanı yoran yaşadığı hayat değil, taşıdığı maskelerdir’’ der.

 

Ankara bu defa kaybedilirse birçok yer de kaybedilecektir ve buna bağlı olarak parti içi dengeler hayli değişecektir.

 

Bence, bilhassa Ankara Büyükşehir ve Çankaya adayları AKP’nin adaylarının belirlenmesinden sonra tespit edilirse, CHP için çok daha isabetli olur.

 

Çünkü AKP aynı yolu izliyor.

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Türk ordusunu taammüden mahvetti
Tayyip Erdoğan’a karşı tüm muhalefet partileri ortak demokratik milli mücadele başlatmalıdır
Fetö teröristlerine af isteyen ya gafil ya hain ya da kaset korkusu olan şerefsizlerdir!