İşte ilk sözleri

İşte ilk sözleri
3 Temmuz 2012 09:44

Aziz Yıldırım, Metris Cezaevi’nden dün tahliye edilip çıktıktan sonra Kandilli’deki evine gitti. Cezaevinden özel bir araçla ayrılan Başkan Aziz Yıldırım’a Fenerbahçeli taraftarlar, yol boyunca eşlik etti.

Aziz Yıldırım’ı evinin önünde de coşkulu bir taraftar topluluğu karşıladı. Metris Cezaevi’nin önünde olduğu gibi sarı lacivertli taraftarlar, Yıldırım’a dokunmak için adeta birbirleriyle yarıştı. Meşaleler yakılıp, uzun süreli tezahüratlar yapıldı. 1 yıl önce Aziz Yıldırım

1-SİYAHLAR

O günlerde saçlarının üst kısmındaki siyahlar açıkca belli oluyordu.

2-YALNIZDI

Az sayıda taraftar topluluğu vardı ve polisler eşliğinde görüntü alınmıştı.

3-TRAŞLIYDI

Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım’ı tahliyesinden sonra ziyaret eden Ercan Saatçiler, Yıldırım’ın ilk sözlerini köşesinde kaleme aldı.

Başkanın saçları traşlı, daha kısa kesilmiş ve özenle taranmıştı. Tahliyesinin ilk saatlerinde Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, 1 hafta dinlenip takım kamptayken Topuk Yaylası’na gideceğini söyledi. Yıldırım “Ömrüm yettikçe F.Bahçe için çalışacağım. Kafamda büyük projeler var” dedi.

Yıldırım’ın tahliyesinden sonra ziyerete giden Ercan Saatçiler, Hürriyet Gazetesi’ndeki köşesinde sarı-lacivertli kulübün başkanı ile sohbetini kaleme aldı.

İşte Ercan Saatler’in Aziz Yıldırım’ın ziyaretinden yansıyanlar…

Kandilli… Altılar Sitesi.. Başkan Aziz Yıldırım’ın evi.Dış kapının önü TV yayın araçları ve gazetecilerle dolu. Yıldırım’ı ziyarete gelen herkesin ismi önce bu kapıdan içeri bildiriliyor. “Buyursun” yanıtı gelince de bir görevli eşliğinde Aziz Bey’e ziyaret başlıyor. Kapıya gelince, beni tanıdılar, “Buyrun Ercan Bey” diyerek bir görevliyi refaket etmesi için yanıma verdiler.Birlikte eve doğru yürümeye başladık.Aziz Bey’in çok sevdiği kangalları, kangal yavruları ve kuşlarının önünden merdivenlere ulaştık.Hepiniz bu evi, 3 Temmuz 2011 gününü ve o günden ekranlara yansıyan görüntüleri anımsıyorsunuzdur. Polislerin çaldığı o kapıya yöneldik.

* * *

Kapıyı bir hizmetli açtı. – Aziz Ağabey nerede?- İçeride dinleniyor. – O zaman ben rahatsız etmeyeyim. Daha sonra gelirim. – Hayır hayır, buyrun Ercan Bey siz salonda bekleyin. Az sonra üst kattan Aziz Bey göründü. Üstünde beyaz bir gömlek, kumaş bir pantolon vardı. Doğrusu ben Metris’te ziyaret ettiğim Aziz Yıldırım ile karşımda gülümseyen Aziz Yıldırım arasında bir fark göremedim.Metanetli, morali yerinde ve sakindi.

* * *

- Özgürlük gibi güzel bir şey yok Ercan.. Söze böyle başladı. Sonra da devam etti:
- 1 hafta dinlenmek istiyorum. Kafamı dinlemeliyim.
- Sonra Topuk Yaylası’na gideceğim. Oranın son halini merak ediyorum.
- Fenerbahçeliler şunu bilsinler, Fenerbahçe daha da büyüyecek.- Örneğin üye sayısını daha da artıracağız.- Benim ömrüm yettikçe bunun için çalışacağım.
- Kafamda çok farklı projeler var.
- Yönetim kurulumuza ve arkadaşlarıma güveniyorum.

Sonra sohbete devam ettik. Bir kısmını şimdilik yazmıyorum. Ama bir şeyi mutlaka söylemeliyim. Bir izlenim edindim. Onu açık açık yazıyorum:
- 1-2 hafta sonra Türkiye’de bir şeyler değişecek. Emin olun değişecek. Benim hislerim bu.

Aloo, ben Aziz Yıldırım
Aziz Yıldırım ile konuşurken telefonum çaldı. Arayan Ertuğrul Özkök’tü. Benim Aziz Yıldırım’ın yanında olduğumdan haberi yoktu.
- Aziz Ağabey, telefonu siz açın Ertuğrul Bey şaşırsın .Telefonu eline aldı ve seslendi:
- Alooo.. Ertuğrul Bey ben Aziz… Ertuğrul Bey önce anlamadı, şaşırdı:
- Ne Aziz’i..
- Yıldırım ben Aziz Yıldırım… Yıldırım’ın kahkahasından anladım ki, Ertuğrul Bey küçük bir şok yaşamış.

Denizcilerden Fenerbahçe marşı
Biliyorsunuz, Poyrazköy Davası ile Şike Davası Çağlayan Adliyesi’nde görüldü. Eksi 7. katta. Koridorun bir ucunda şike davasının salonu, diğer ucunda da Poyrazköy davasının salonu yer alıyor. İki davada hemen hemen aynı saatte başlayıp, aynı saatte bitiyor. Ve sanıklar ile avukatlar birbirlerini görüyorlar. Dün Aziz Yıldırım’ın kararı açıklandı. Yıldırım ile birlikte herkes salonu boşaltırken, Poyrazköy davası sanıkları da (aralarında amiraller de var) diğer salondan çıktı. Yıldırım’ın tahliye haberi onları da çok sevindirmişti. Hep bir ağızdan marş söylemeye başladılar:
-Mazinde bir tarih yatar, yaşaaaa Fenerbahçe…