Bekir Coşkun Padişahları Karıştırdı

Bekir Coşkun Padişahları Karıştırdı
17 Kasım 2011 10:37

Bekir Çoşkun bugün mükemmel esprili, zeka dolu bir yazı yazdı ama 2. Mahmut ile Abdülmecit’i karıştıverdi. Bu bütün yazarlarına gelebilecek basit bir hata ama biz gene de düzeltelim istedik.

Bekir Çoşkun bugün mükemmel esprili, zeka dolu bir yazı yazdı ama 2. Mahmut ile Abdülmecit’i karıştırıverdi. Bu bütün yazarlarına gelebilecek basit bir hata ama biz gene de düzeltelim istedik.

 

Osmanlı ordusu Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın oğlu İbrahim Paşa komutasındaki Mısır kuvvetleri tarafından bozguna uğratıldı. Mısır Kuvvetleri Halep, Şam ve Adana’yı ele geçirdiler.

Konya’da Sadrazam Reşit Paşa’nın kuvvetlerini de yenip Kütahya’ya kadar ilerlediler.

II. Mahmut İngiltere ve Fransa’dan yardım istedi. Ne var ki Fransa’nın Mehmet Ali Paşa’yı desteklemesi, İngiltere’nin de Osmanlı’nın içişlerine karışmak istememesi üzerine beklediği yardımı alamadı ve Rusya’dan yardım istemek zorunda kaldı. Rusya ile Hünkar İskelesi Antlaşması yapıldı ve Rus donanması İstanbul’a demirledi. Hatta 2. Mahmut’un o ünlü sözü ”Denize düşen yılana sarılır” bu olay sonrası söylediği yani 100 yıllık korkulu düşman Ruslara sarılmak zorunda oluşunu böyle anlattığı bilinir.

 

Engin Balım H&H Ankara

 

 

İŞTE O YAZI

 

Bir Halife Eksik İdi…

Halife padişaha karşı kurulan TBMM, ilk kez bir halife padişahı anma töreni düzenledi…
Bu da iyi bir şey…

Abdülmecid büyük devlet adamı idi…

17 yaşında padişah olmuş idi…

“En az 3 çocuk” fikrinin tamı tamına babası sayılır, çocuklarının sayısı 38 idi…
Ve önemli bir nokta (kendi ifadesine göre) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın dedesi idi…
Demek ki kan çekmekte idi…

Anadolu açlıktan kırılırken, İrlanda’da o sene patates kıtlığı olduğunu duymuş, gemi ile gıda göndermiş idi…

Bu arada Mısır’daki Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa, Nizip’te Abdülmecid’in ordusunu yenerek Kütahya’ya kadar gelmiş, Abdülmecid paçayı kurtarmak için Rus donanmasını istanbul’a çağırmış idi…

Yani dış politikası da torununa benzemekte idi…

İrlanda’nın patatesine yetişirken, İstanbul’dan olacak idi…

AKP’liler 150’nci ölüm yıldönümü nedeniyle onun için anma düzenliyorlar, ama Abdülmecid içkici idi…

Kadınlara da düşkün idi…

11 kadınefendisi, 8 ikbali, 30 gözdesi var idi…

Yani “Hayat içki ve seksten ibaret değil” sözü ona göre değil idi…

17’nci çocuğu (Vahdettin) doğduğunda, dört zevcesi kapıda “Bizim de bebeğimiz geliyor sultanım” demek için kuyrukta beklemekte idi…

Neyse…

TBMM ilk kez bir halife padişahı anma töreni düzenliyor…

Davetiyeleri bir görseniz; kırmızı zemin üzerine Abdülmecid’in tuğrası, üzerinde bir badana fırçası unutulmuş gibi kalpağı görülüyor…

Hani insanın iki büklüm domalıp “Padişahım çok yaşa” diyesi geliyor…

Yeni anayasayı yapmaya soyunan TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in, tam bu sırada İslam halifesini törenlerle anması, en azından anayasayı yapacakların kafalarındaki özlemler hakkında bize bir fikir veriyor…

 

Aydınlanmanın; Mustafa Kemal ve Cumhuriyet ile değil, halife Abdülmecid’in 1839 Gülhane Hatt-ı Hümayunu ile başladığını söylemeye çalışıyorlar bize…

Eşek değiliz ya…

Ne de olsa dedemiz idi…

Atatürk’ü anmayı atlayıp da halifeyi anmaları, Türkiye’nin başına nelerin geldiğini gösteriyor aslında…

Olacağı bu idi…