İnsan da ve doğa da sevgi
14 Kasım 2016 09:03

DEĞERLİ OKUYUCULAR! Sanatların en yücelerinden biri insanın vicdan muhasebesine odaklanarak, kendisini olgunlaştırmasıdır. İnsan da meyve-sebzeler gibidir, doğduğu zaman hamdır. Yalnız insanlarda olgunlaşmak yaşlanmakla oluşmaz. İnsanın kendisini erdirmesi olgunlaştırması ve yüceltmesi ile olur. Üreterek yükseltmek bir sanattır.

Numan ALADAĞ H&H YORUM

Yaşamak bir sanattır. Herkes dünyaya gelir, yaşar ve Hakkın Rahmetine gider; fakat hayatı kavrayan, onu bütün nimetleri, zevkleri ve iyilikleri ile yaşayan insan çok azdır. Çünkü güzel yaşamak ve vicdan sahibi olmak bir sanattır.

Sevmek bir sanattır. İnsan kalbi sevmek için yaratılmıştır. Sevgi yaratıcıdır. İnsanları sevmek, yaşamayı sevmek, doğayı sevmek, üretimi sevmek, tabiatı sevmek, yüceliği sevmek. Hiç sevmeyen insanların kalbi körelmeğe mi uğramıştır; onların hayatları ve meyveleri yozdur (İşlenmemiş toprak gibi).

Kendi kendinizi yoklayın, yenilikleri tasarlayın ve üretin. İnsanın kendisini yetiştirip olgunlaştırması bir sanattır. Her insanın ruhunda (Kalbinde) dünyalar yaratacak kudretler vardır. Sizin bu gücünüz uykuda mı, körelmeye mi uğramış? Kendi kendinizi yoklayın ve üretici güçlerinizi uyarın, onları besleyin, kuvvetlendirin. İnsanın kendisini icat, buluş ve üretime adaması bir sanattır.

Zamanı değerlendirmek bir sanattır.

Cenab-ı Allah’ı sevmek, onun emirlerine uymak, onu yücelikleriyle ruhu kamaştırmak, ona yükselmek ve ilahi nimetlerin yağışı ile yıkanıp beslenmek ve arınmak bir sanattır.

Harran Ovası toplumu, bir gaye edinmelidir: Gayesiz insan, meyvesiz bir ağaç gibi boştur. Harran ovası toplumu olarak bir gayemiz olmalıdır. Düşüncelerimizi ve kalbimizi o doldurur. Harran Ovasında modern meyveciliğin gelişmemesi, doğaya olan sevginin olmadığını belgeliyor. Bu konuda ilçe ziraat odaları acilen harekete geçmelidirler.

İNSANLARI VE DOĞAYI SEVMEK

Başarıya ulaşmak için insanları ve doğayı sevmek şarttır. İnsanları ve doğal yaşamı sevmeyenler başarıya ulaşmanın en büyük şartlarından birini kaybetmiş demektir. Vatan sevgisini, doğayı ve hayatı sevmeyen insan başarıyı bir hedef olarak alamaz. Ziraatçı Vasfi Diren diyor ki: ”Sevgi ve üretim başarının beşiğidir.” İnsanları sevmeyen haram ve bencillik zihniyetine odaklanan kimseler ise çevrelerine nefret tohumları ekerler. Hayatı ve üretimi sevmeyennin ruhunda cesaret ve ümit yoktur. Onlar neşelerini kaybetmiş para ve kişilere odaklanmışlardır. Kişilere ve paraya sığınmışlar ise başarıya ulaşmayı başında kaybetmişlerdir. Allah korkusu ve Vatan sevgisi olmayanın, hayatı sevmeyenin bir hedefi, bir arzusu, geleceğini teminat altına alması ve yarına güveni de yoktur. Ekmek yediği Vatanını ve insanları sevmeyen kimse çevresinden yardım da göremez: herkes ondan kaçar. Başarıya ulaşmak için insanları, doğayı ve üretimi sevmek şarttır.

Yaşayış bütün yönleri ile ilahi bir senfonidir; bu senfoninin güzellik, mutluluk, huzur ve yüceliği insanın ruhunu kamaştırır. Bu senfoniyi iyi besteleyen güzel yöneten bir sanatkar ilahi bir ahenk içinde yaşar. Her insanın olgunluklara ulaşma yetenekleri vardır. Cenab-ı Allah her insanın ruhuna sanatkar olma tohumları serpmiştir. Ruhunda Vatan sevgisi ve Allah korkusu var ise sen de bir sanatçı ol.

Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah arkadaşları olmak üzere Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasına emeği geçenleri ve aziz Vatan şehitlerini rahmet, Gazileri minnet ve saygı ile anar. Hastalara acil şifalar dileriz.

ÖZDEYİŞLER
1- Türkler vardır…. ve var olacaklardır. (Prens Sabahattin
2- İnsanın manevi yapısı çocukluk hatıraları ve aldığı terbiye ile mayalanır. (Vasfi Diren)
3- Harran ovasının bereketi ve huzuru Harranlıların ağaçlandırmaya önem vermesi ile gelişir. (Numan Aladağ)
4- Üretimden yoksun olmak, tembel ve basit bir zekaya sahip olmanın en büyük işaretidir. (Numan Aladağ)
5- Gerçek ile kuvvet çarpıştığı zaman, sonunda gerçek zaferi kazanır. (Prens Sabahattin)
6- Ahlaksızlığın damarlarına işlediği bir milleti hiç bir kuvvet kurtaramaz. (Prens Sabahattin)
7- Dünya kötülüklerle yıkılmaz; dünyayı yıkan bilgi sahiplerinin iki yüzlülükleri ve kötüye karşı çıkmamalarıdır. (Keçecizade İzzet Molla)