İfade özgürlüğüne darbe tescillendi

İfade özgürlüğüne darbe tescillendi
23 Ocak 2015 10:23

Türkiye’deki özgür medyaya darbe, sansür ve Twitter yasağı gibi ifade özgürlüğüne yönelik baskılar, yargıdan gelen kamu vicdanını yaralayan 5 çarpıcı kararla tescillendi.

 

 

Türkiye’deki özgür medyaya darbe, sansür ve Twitter yasağı gibi ifade özgürlüğüne yönelik baskılar, yargıdan gelen kamu vicdanını yaralayan 5 çarpıcı kararla tescillendi.

 

 

– Eren Keskin’e, 10 yıl önceki konuşmasından 301. madde gerekçesiyle 10 ay hapis cezası verildi.

– Prof. İbrahim Cerrah’ın Twitter’da paylaştığı hadis bölücülük delili sayıldı. Görevinden ihracı istendi.

– 17 yıllık öğretmen, Gezi eylemine katıldığı için meslekten atıldı.

– Adalet Bakanı, 16 yaşındaki çocuğa, dava için izin verdi.

– Erdoğan’a el hareketi iddiasıyla öğretmene 354 gün hapis.

 

 

1- Avukat Eren Keskin’e 301’den 10 ay hapis

 

 

Türkiye, ifade özgürlüğü, toplantı ve yürüyüş hakkı, medyaya yönelik baskı ve eleştiri gibi hak ve özgürlükler noktasında her geçen gün geriye doğru gidiyor. 5 ayrı olay ifade özgürlüğüne karşı yargının nasıl kullanıldığını gözler önüne serdi.

 

 

Avukat Eren Keskin, 2005’te katıldığı bir panelde, 12 yaşındaki Uğur Kaymaz’ın polis kurşunuyla öldürülmesini eleştirdiği sözleri gerekçesiyle TCK’nın 301. maddesi gereğince 10 ay hapse mahkûm edildi. 301. maddeden uzun bir zaman sonra mahkûm edilen ilk kişi olan Keskin, ceza Yargıtay’da onandığı takdirde cezaevine girecek.

 

 

‘SABIKALI KİŞİLİK’ DEYİP ERTELEMEDİLER

 

 

Keskin, 2005’te Mardin’de 12 yaşındaki Uğur Kaymaz’ın babasıyla birlikte öldürülmesi sonrası, “Devlet 12 yaşında bir çocuğu katledecek kadar vahşi anlayışa sahip. Türkiye hesap vermek zorunda. Türkiye’nin tarihi kirlidir. Türkiye eli kanlı bir katildir. Devlet özür dilemedikçe kimse barıştan bahsetmesin” dedi.

 

 

Bu sözleri nedeniyle Keskin, Türk Ceza Kanunu’nun 301. maddesi gereğince ‘Türkiye Cumhuriyeti devletini alenen aşağılamak’ suçlamasıyla 10 ay hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, “Keskin’in sabıkalı kişiliği ve ileride suç işlemekten kaçınmayacağı hususunda kanaat oluştuğunu” savunarak hükmün açıklamasının geri bırakılması, cezanın ertelenmesi veya paraya çevrilmesi yoluna gitmedi.

 

 

ALT SINIRDAN UZAK

 

 

Kararda, İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi eski Başkanı olan Keskin’in görüşlerinin düşünce açıklaması diye değerlendirilemeyeceği savunulup “Kimsenin düşünce açıklaması adı altında devletleri, kurumları ve şahısları tahkir etme hakkının olmayacağı” ifade edildi. Sanığın amacı ve kasta dayalı kusurunun yoğunluğu dikkate alınarak’ ceza verirken alt sınırdan uzaklaşıldığı ifade edildi.

 

 

2- Profesörün hadis tweetine bölücü eylem soruşturması

 

 

Hukuk Etik ve Siyaset Araştırmaları (HESA) Başkanı Prof. İbrahim Cerrah, kişisel Twitter hesabından YÖK’te sorgulamaya çekildiğini bildirdi. 5 Mayıs 2014’te Twitter hesabından “Ahirette Allah’ın yüzüne bakamayacağı kişi yalancı hükümdardır” hadisini paylaştığı için hakkında soruşturma başlatılan Cerrah, “Hadis okumak suretiyle, yıkıcı, bölücü eylemlerde bulunmakla suçlanıyorum” ifadelerini kullandı.

 

 

 

YÖK’TE YARGILANACAĞIM

 

 

Cerrah, hakkındaki soruşturmayı yine Twitter hesabından duyurdu. “Bugün 22 Ocak 2015. YÖK’te yargılanacağım. Hakkımda 8 ayrı suçlama var. İfade verme işlemi saat 9:30’da başlıyor” şeklinde tweet atan Cerrah ardından, “Bana yöneltilen suçlamaların en ağırı okuduğum bir hadisin başkaları tarafından sosyal medyada paylaşılması” değerlendirmesinde bulundu.

 

 

Son olarak “Hadis okumak suretiyle, yıkıcı, bölücü eylemlerde bulunarak, kurumların huzurunu bozmakla suçlanıyorum! İşte belgesi!” şeklinde tweet atan Prof. Dr. İbrahim Cerrah hakkında başlatılan soruşturmanın resmi belgesini paylaştı.

 

 

“KAMU HİZMETLERİNDEN İHRACIM İSTENİYOR”

 

 

Prof. İbrahim Cerrah, 30 yıllık meslek hayatında ilk defa bir soruşturma geçirdiğini ve bunun da ifade özgürlüğünü içerdiğini söyledi. Cerrah soruşturma detayını şöyle anlattı: “Hakkımda 8 suçlama var, bunlardan biri de söylediğim hadis bölücülük delili olarak gösteriliyor.

 

 

Bu suçlamalar 17 Aralık sonrası medyadaki konuşmalarımı içeriyor. Başbakanlık Etik Kurulu hocalarındanım. Yolsuzluklar üzerine ders vermişim, benim alanım bu. Bu konularda konuşmak hem hakkım hem görevim. Açıklamalarımda isim vermedim, kimseye hakaret etmedim, kimseyi hırsızlıkla suçlamadım. Operasyonun hukuka uygun olduğunu düşündüğüm için siyasetin yozlaştığına dair ifadelerde bulundum. Bu sözlerimden dolayı kamu hizmetlerinden ihracım isteniyor.

 

 

Hukuka uymazsanız kendinizi kurtaramazsınız demişim, bu Anayasa hükmüdür. Bu da bölücülük olarak değerlendirilmiş. Savunmamda ‘Devlet başkanı Allah’ın yeryüzündeki gölgesidir’ ya da ‘Devlet başkanına itaat farzdır” hadislerini söyleseydim yine yargılanır mıydım dedim.”

 

 

3- Gezi eylemine katılan öğretmen memurluktan atıldı

 

 

Adana’nın Yüreğir ilçesi Güney Sanayi Çalışanları İlkokulu sınıf öğretmeni Eser Çapar (41), Gezi Parkı eylemlerine katıldığı gerekçesiyle devlet memurluğundan atıldı. Eşi de öğretmen olan bir çocuk babası Çapar hakkında iki müfettiş, Adana’daki Gezi gösterilerini organize eden kişiler arasında yer aldığı iddiasıyla soruşturma yaptı.

 

 

Milli Eğitim Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu, Çapar’a ‘İsnat edilen fiilin doğruluk kazandığı konusunda yeterli kanaat oluştuğundan’ 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/E-a maddesi gereğince ‘devlet memurluğundan çıkarma’ ile cezalandırılmasına karar verdi. Yürütmeyi durdurma ve iptal davası açan Eğitim–Sen Üyesi Eser Çapar, “Bu karar, tüm kamu çalışanlarını baskı altına alma, sindirme anlamına geliyor. Davayı kazanacağım” dedi.

 

 

TERÖRİST GİBİ GÖSTERİYORLAR

 

 

Bu yıl 1. sınıfları okuttuğunu anlatan Çapar, “Bu durum veliler ve öğrencileri çok üzdü. Ara ara okulla uğrayıp, öğrencilerimle hasret gideriyorum” şeklinde konuştu. Çapar, ‘Demokratikleşiyoruz, insanların kendilerini özgürce ifade edeceği bir ülke olacağız’ diyen bir iktidar döneminde daha çok baskı ve soruşturma geçirdiklerini söyledi. Danıştay ve İdare Mahkemesi’nin ‘Daha önce hiç ceza almamış kamu çalışanına istenen cezanın bir alt cezası verilir’ içtihatlarının da uygulanmadığını söyledi.

 

 

İktidarın istekleri ile hazırlanan dosyada terörist gibi gösterilmeye çalışıldığını savunan Çapar şöyle devam etti: “Yasa dışı bir örgütün yönlendirmesiyle eylemlere katıldığım iddia ediliyor. 17 yılık devlet memuruyum. Böyleyse neden daha önce soruşturma yapılmadı? İktidar dikensiz bir gül bahçesi istiyor.”

 

 

4- 16 yaşındaki çocuğa bakandan jet izin

 

 

Konya’da yaptığı basın açıklamasında ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret ettiği’ suçlamasıyla tutuklanan ve tepkiler üzerine serbest bırakılan 16 yaşındaki lise öğrencisi M.E.A. hakkında Türk Ceza Kanunu’un 299/2 maddesi gereğince ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ iddiasıyla bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.

 

 

Konya Başsavcılığı’nın M.E.A. tutukladıktan bir gün sonra Adalet Bakanlığı’na başvurarak dava açma izni istediği, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın da aynı gün içerisinde izin verdiği ortaya çıktı.

 

 

‘DÜŞÜNCE VASFINI AŞTI’

 

 

İddianameyi kabul eden Konya 3. Çocuk Mahkemesi, ilk duruşma için 6 Mart 2015’e gün verdi. İddianamede çocuğun ‘düşünce açıklaması vasfını aşan, müştekinin şeref, onur ve saygınlığını zedelemeye yönelik’ hareket ettiği ileri sürüldü.

 

 

Lise öğrencisi M.E.A, geçen yıl 23 Aralık’ta ‘Halkçı Lisesiler’ adlı Facebook sayfası adıyla yaptığı açıklamada, “Yolsuzluğun, rüşvetin, hırsızlığın başı olan Erdoğan’ı Cumhurbaşkanı değil kaçak sarayın hırsız Tayyib’i olarak görüyoruz” dediği için bir gün sonra tutuklanmıştı.

 

 

Kamuoyu tepkisi sonrası 26 Aralık’ta tahliye edilmişti. M.E.A, ifadesinde açıklamada hakaret kastının olmadığını söyledi.

 

 

5- El hareketi iddiasına 354 gün hapis cezası

 

 

Yerel seçim çalışmaları için İzmir’e giden dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a el hareketi yaptığı iddiasıyla hakkında 3 aydan 2 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan kadın öğretmen Kamuran Bedir, 354 gün hapis cezasına çarptırıldı.

 

 

Ceza, 7 bin 80 lira para cezasına çevrilse de hükmün açıklanması 5 yıl süreyle geri bırakıldı. Kadın öğretmen 5 yıl içinde aynı suçu işlemezse para cezasını ödemeyecek ancak karşı tarafın 1500 lira avukatlık ücreti ile 166 lira mahkeme masrafını karşılayacak.

 

 

“BENİ ŞAŞIRTMADI”

 

 

Kamuran Bedir, cezanın kendisini şaşırtmadığını söyledi. Öne sürülen el hareketini yapmadığına ilişkin iki şahidi olduğunu, Başbakanlığın da iki korumasının kendi aleyhinde şahitlik yaptığını söyleyen Bedir, “Sicilim temiz olduğu için ceza ertelendi” dedi.