Türk Sağlık Sen İzmir 1 No’lu Şube üyeleri, İzmir’in Bayraklı İlçesi’nde 8 No’lu Osmangazi Aile Sağlık Merkezi’nde görevli Dr. Hasan Erenden Acarlar’a geçen hafta bir hasta yakını tarafından yapılan saldırıyı, başlarına baret takarak düzenledikleri basın açıklamasıyla potesto etti.
İzmir Dr. Behçet Uz Çocuk Hastanesi bahçesindeki basın açıklamasına, saldırıya uğrayan Dr. Hasan Erenden Acarlar’ın da aralarında bulunduğu 100’e yakın sendika üyesi sağlık çalışanı katıldı. Başta 112 Acil Servis çalışanları olmak üzere, sağlık personeline savunma amaçlı yakın dövüş teknikleri öğretilmesi, tehlike karşısında kullanılmak kaydıyla biber gazı ve ekipmanlar verilmesi istendi.

Hakaret, küfür, şiddet ve tehdide maruz kalan sağlıkçılara, hastane acillerinde ve 112 Acil Yardım ekiplerinde çalışanlardan sonra aile hekimlerinin de eklenmeye başladığını dile getiren Türk Sağlık Sen İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Ahmet Doğruyol, Bayraklı ilçemizde aile hekimliği yapan Dr. Hasan Erenden Acarlar, hasta yakını tarafından şiddete, hakarete, tehdide maruz kalmış, olay yargıya taşınmıştır. Maalesef son yıllarda uygulanan sağlık politikaları vatandaşlarımızla sağlık çalışanlarını karşı karışıya getirmiştir. Sağlıkta şiddet mevcut sağlık poltikaları çerçevesinde değerlendirildiğinde yani sağlık hizmetlerinin özerkleştirilmesi ve özelleştirilmesi sürecinde bakıldığında; hedefe ulaşmak açısından, sağlık çalışanları itibarsızlaştarılarak, belki de sürecin yaşanması bazı çevreler tarafından teşvik edilmektedir. Her yıl en az 3-5 kez dile getirdiğimiz sağlıkta şiddet, ancak bir doktor arkadaşımızın katledilmesiyle ülke gündemine gelebilmiştir. TBMM komisyonu raporuna göre son 6 ayda şiddete maruz kalarak, ‘beyaz kod’ uygulamasına yapılan şikayet sayısı 4 bin 342. Ancak, bu sayı ve basın yayın organlarımıza yansıyan bölüm buz dağının görünen yüzüdür. Sağlık çalışanlarını hiçbir şekilde korumayan sistem, Alo 184 şikayet hattı ve hasta hakları birimleriyle çalışanları adeta kıskaca almıştır dedi.

Ahmet Doğruyol, vatandaşların bu konuda bilgilendirilmesi için televizyonda kamu spotları yayınlanmasından, hastanelerde hasta ve hasta yakınlarına sağlıkta şiddetle ilgili boroşürler verilmesine kadar çeşitli sosyal çalışmalar gerçekleştirilmesini talep ettiklerini dile getirerek, Öncelikle verilen cezada caydırıcılığın olması gerekmekterir. Sağlık personeline bırakın şiddet uygulamayı, hakaret ve küfrün hapis cezaları olmalıdır. Sağlık personeline karşı işlenen şuçların cezası hiçbir şekilde paraya dönüştürülmemelidir diye konuştu.