‘Hakareti eleştiriden ayırt edemeyenler…’

‘Hakareti eleştiriden ayırt edemeyenler…’
20 Mart 2015 15:27

Başbakan Davutoğlu, “Hakareti eleştiriden ayırt edemeyenler, genellikle kitapla aşina olmayanlardır” dedi.

 
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ak Parti 4. Sosyal Bilimler Teşvik Ödülleri Töreni’nde konuştu. Başbakan Davutoğlu, “Davutoğlu, “Kılıçdaroğlu, hatim ne demek bilir mi, bilmem ama 253 bin hatim indirildi ve her yerde Gazi Mustafa Kemal’e ve bütün şehitlere dualar edildi. Diyanet İşleri Başkanımız da duasında bütün şehitlerimizle birlikte Gazi Mustafa Kemal’i de andı. Hadi eleştirme ihtiyacı hissettiniz, hadi eleştirebilirsiniz, hepimiz eleştiriye açık olalım ama eleştirinin de edebi olur, eleştirinin hayası olur, üslubu olur. Hakareti eleştiriden ayırt edemeyenler, genellikle kitapla aşina olmayanlardır. Kitap çünkü bize seviyeli eleştiriyi öğretir” diye konuştu.

 

 

Başbakan Davutoğlu, “Kitapla beslenmeyen bir siyasi hareket, kendisini boşlukta hisseder, o boşluk içinde seyrederken konjonktürel, günü birlik ve gelip geçici hevesler ya da düşünceler içinde olabilir. Biz kitaptan besleniyoruz, biz ilimden besleniyoruz ama en önemlisi de kitabı ve ilmi merkez addetmiş, onun etrafında şekillenmiş bir hayatı savunan köklü bir gelenekten, bir medeniyetten besleniyoruz. Bizim kervanımıza katılacak olanlar, katılmak isteyenler, kitaba, medeniyete, sosyal bilimlerin ufuk açıcı fikirlerine her zaman hem açık olmalı hem ona saygı göstermeli. Kelamı anlamayanlar kalemi anlayamaz, kalemi anlamayanlar kitabı anlayamaz, kitabı anlamayanlar insanı anlayamaz” dedi.

 

 

“KİTAP ELEŞTİRİYİ ÖĞRETİR”

 

 

Başbakan Davutoğlu, “Kitap eleştirilebilir, kitabın yazarı eleştirilebilir ama gerçekten kitap dostu olan biri, başka bir kitap yazarına, alime ya da herhangi bir insana hakaret nazarıyla yaklaşmaz. Kitap eleştiriyi öğretir. Son 3 gün içinde, gerçekten sadece bir Başbakan ya da AK Parti Genel Başkanı olarak bunu söylemiyorum, iki siyasi partinin genel başkanının yaptığı iki tavır, ben dedim ‘Herhalde bu genel başkanların evlerinde kitap eksik.’ Birisi, ‘Osmanlı Devleti’ni 1. Dünya Savaşı’nda Almanya’nın kuklası’ olmakla itham etti, hakaret etti ve bunu da 18 Mart Çanakkale Savaşı’nın 100. yılında yaptı. Bizler, Çanakkale şehitlerinin o büyük fedakarlıkları üzerine konuşurken, hissederken bir genel başkan çıktı dedi ki ‘Osmanlı Devleti, 1. Dünya Savaşı’nda Almanya’nın kuklası.’ Eleştirebilirsiniz, Osmanlı Devleti’nin o günkü yöneticilerini eleştirebilirsin. Kimse eleştiriden azade, bigane değildir ama bir devleti ve de tam da emperyalistlerin, bütün yedi düvelin yüklenerek bir kadim medeniyeti yok etmek üzere Çanakkale’ye yürüdüğü savaşın yıl dönümünde bütün o insanlara dönüp ‘Siz aslında kuklaydınız’ demek, ne büyük cehalettir. Bilmez ki bu genel başkan, aslında Çanakkale’de o ya da bu safta herkes centilmence bir savaş verdi, doğru ama bizim safımızda olanlar sadece İstanbul’u değil, sadece Anadolu’yu değil, sadece Türkiye’yi değil bütün mazlum milletleri, en önemlisi de kitaba dayalı bütün kadim medeniyetimizi savundular” diye konuştu.

 

 

“EN ÖNEMLİSİ DE HAKARETTEN UZAK DURALIM”

 

 

Başbakan Davutoğlu, “Kitabın medeniyetini anlamayanlar, medeniyetin kitaba verdiği önemi de takdir edemezler. O anda cazip gelen bir sloganla bütün bir tarihi yargılayıverir. 500 yıllık bir devleti, o devletin bütün fertlerini, kukla haline dönüştürüverir ama bu görüşleri dile getirirken kendilerinin bir başka emperyalizmin bugünkü sözcüleri durumuna düştüğünü unutuverirler. Onur, ancak ve ancak bilinç ile olur. Bilinç de sağlam bilgi ile olur. Buradan bütün siyasi partilere, üyelerine, seçim dönemi de yaklaştığı için, gelin birbirimizi eleştirelim, her şeyi gerektiğinde en sert şekilde birbirimize anlatmaya çalışalım ama sloganlardan, sloganların dayandığı süfli zihniyetten ve onun arkasındaki sıradan ve yüzeysel bilgiden uzak duralım. En önemlisi de hakaretten uzak duralım” dedi.

 

 

“DÜNYANIN NERESİNDE BİR DİN ADAMINA, BİR SİYASİ ‘NANKÖR’ DİYE HİTAP EDEBİLİR”

 

 

Başbakan Davutoğlu, “Şimdi ben, bu Anamuhalefet Partisi Genel Başkanına sesleniyorum, dünyanın neresinde, hangi görüşü savunmuş olursa olsun dünyanın neresinde bir din adamına, bir siyasi ‘Nankör’ diye hitap edebilir. ‘Nankör’ diyen kişinin kendisi, öylesine nankörlük yapıyor ki bu milletin imanının temsil edildiği bir makama bu ifadeyi kullanabiliyor. Çanakkale Savaşı yıl dönümü vesilesiyle ki konuşmasında hutbe ile duayı ve birçok şeyi karıştırdı, birçok cehalet örneği var da şimdi girmeyeyim. Birçok temel kavramı karıştırdığı konuşmasında, cehaletini sergilediği konuşmasında, Atatürk’ün hutbede yer almadığını ifade ederek, buradan hareketle hakarette bulunuyor. Örnek vermek istemiyorum ama Yunanistan’da bir siyasi liderin Atina Başpiskoposu ile ilgili ya da Rusya’da Moskova Patriği ile ilgili ya da Vatikan’da, Avrupa’nın herhangi bir yerinde Papa ile ilgili herhangi bir görüş dolayısıyla böyle bir ifadeyi kullanma cüretine sahip olan birisi, halkın huzuruna çıkabilir mi? Din ve devlet işleri ayrıdır ama devlet adamları dine saygıyı öğrenecekler, saygıyı öğrenecekler” diye konuştu.

 

 

“KİTAP ÇÜNKÜ BİZE SEVİYELİ ELEŞTİRİYİ ÖĞRETİR”

 

 

Camilerde 253 bin hatim indirildiğini belirten Davutoğlu, “Kılıçdaroğlu, hatim ne demek bilir mi, bilmem ama 253 bin hatim indirildi ve her yerde Gazi Mustafa Kemal’e ve bütün şehitlere dualar edildi. Diyanet İşleri Başkanımız da duasında bütün şehitlerimizle birlikte Gazi Mustafa Kemal’i de andı. Hadi eleştirme ihtiyacı hissettiniz, hadi eleştirebilirsiniz, hepimiz eleştiriye açık olalım ama eleştirinin de edebi olur, eleştirinin hayası olur, üslubu olur. Hakareti eleştiriden ayırt edemeyenler, genellikle kitapla aşina olmayanlardır. Kitap çünkü bize seviyeli eleştiriyi öğretir” dedi.