Fikri Sağlar: İmamoğlu kazanırsa AKP’nin düzeni hızlı çökecek!

Fikri Sağlar: İmamoğlu kazanırsa AKP’nin düzeni hızlı çökecek!
6 Haziran 2019 09:52

Bu soruyu defalarca kendime sordum! Her geçen olay ve sonrasındaki gelişmeleri gördükçe, daha da hayretle sormaya devam ediyorum. Ancak sadece ben değil, bu soruyu aklı başında olan herkesin kendine sorması gerektiğine de inanıyorum. Zor bir soru mu? Hayır, “Zor” değil! Cevabı da var!

 

 

Fikri Sağlar/ Birgün

 

 

Türkiye, kalitesiz, bilinçsiz, vizyonsuz siyasetçilerin elinde, liyakatli olmayan bürokratlarla, etik kurallara uymadan ve de ahlaki olmayan bir anlayışla yönetiliyor. Türkiye adeta çağdaşlığa, demokrasiye, hak ve özgürlüklere düşman ve tek düşüncesi rant olan bir zihniyetin 1950 den beri tasallutu altında.

***

Laik devlete karşı çıkan, inançları sömüren ve vahşi din siyaseti yapmaya çalışan bir güruh, Cumhuriyetin temel ilkeleriyle çatışıyor. Oysa laiklik ilkesi var olmadan demokrasinin tam oluşabilmesi mümkün değil.

***

Laik demokrasinin varlığı, ancak hukukun üstünlüğüne inanan ve de sosyal devletin kurallarını işleten bir devlet yapısıyla mümkündür. Yargının tarafsız ve bağımsızlığı hem demokrasiyi var eder, hem de yurttaşların yaşamını güvence altına alır. Oysa Türkiye’de yargı bağımlıdır ve halkın yargıya artık güveni yoktur!..

***

Türkiye, NATO ile birlikte sanayileşmesini durduran, montaj sektörünü öne çıkaran ve yardımlarla tüketimi körükleyen bir modelin tutsağı oldu.1950 öncesinde sanayi hamleleri yapan, üreten hatta dönemin en önemli teknolojik atılımı olan uçak imalatını dahi gerçekleştirebilecek yeterliliğe ulaşan ekonomiden uzaklaştırıldı…

***

Eğitim politikası,;Bilgiye dayalı, sorgulayan, muhakeme yeteneğini geliştiren değil, ezberleyen ve temel eğitim kurallarını bile öğretmeyen çağ dışı bir düzeyde bırakıldı… Düşünün; “Cahil insanlar AKP’ye oy veriyor. Gençleri okutmayalım.” diyen sözde akademisyen günümüzde YÖK’te eğitim politikasını belirliyor.

***

Türkiye’de fırsat eşitliği ve Ekonomide paylaşım adaleti yok! Eğitilmiş, bilinçli bir toplum istenmiyor.

***

Referandumda mühürsüz oylarla kabul edilen anayasayla Türkiye’nin rejimi değiştirildi. Daha doğrusu, oldubittiye getirildi! Dolayısıyla yargı, yasama ve yürütme erkleri tek elde toplandı. Milletin vekili TBMM, işlevsiz bırakıldı. Devletin tüm kurumları keyfi olarak tek adama uygun hale getirildi. Vahim olan noktaysa, demokrasinin varlık nedeni olan Muhalefet partilerinin de bu iklime uyum sağlaması. Hal böyle olunca artık devlet tek adama göre işliyor.

***

En somut örnek YSK’nın verdiği son karar. YSK, Ekrem İmamoğlu’nun mazbatasını; “Sandık kurulu başkan ve üyelerinin kamu görevlisi olması zorunluluğuna uyulmaması” nedeniyle iptal etmişti. Ve bu duruma göz yuman Seçim Kurulu Başkan ve müdürleriyle birlikte, sandık kurulu başkan ve üyeleri hakkında soruşturulma açılmasını istemişti.

***

Oysa şimdi, YSK önceki seçimin iptal nedeni olarak gördüğü sandık kurullarına tekrar görev verdi. Üstelik seçim ve sandık kurulları başkan ve üyelerini suçlamaktan da vazgeçti… Bu ne acayip iştir. Demeyin! Talimatla hukuk dışı iptal ettirilen seçimin sonu çuvallamaktır! …

***

Sanatçı toplumun vicdanıdır. Yol göstericidir. Barışı kurandır. Yanlışlara, kötülüklere, haksızlıklara karşı çıkandır. Güzeli, doğruyu gösterir. Yaratıcıdır. Gerçek Sanatçı kimseden korkmaz, özgürce düşünür ve düşündüğünü de söyler. Sanatçı ALPAY, konserinde Türkiye için yüz karası olan bir konuya değinmiş. “Devlet şiddetine karşı çıkmış. Devletin katlettikleri kişileri anmış!.” Bu nedenle hakkında soruşturulma açılmış! Olacak iş mi Bu?! Oysa 1951 de Nazım Hikmet’in yurttaşlıktan çıkarılmasına karşı çıkan hem de Devlet Tiyatrosu sanatçıları Cüneyt Gökçer, Tarık Leventoğlu ve Muazzez Lutas’a o günkü DP iktidarı bile ses çıkarmamıştı.

***

Nasıl bir ülke olduk: Rejim değişti! Hukuk yok! Adalet Yok!

***

23 Haziran seçimi bu nedenle yaşamsal önem taşıyor. Ekrem İmamoğlu kazanırsa AKP’nin düzeni hızlı çökecek!

 

https://www.birgun.net/haber-detay/nasil-bir-ulkeyiz.html