Dün bir ilk yaşandı, ulus ve dünya da tanık oldu

Dün bir ilk yaşandı, ulus ve dünya da tanık oldu
1 Kasım 2012 19:09

Birinci Meclis Binası önündeki Cumhuriyet Bayramı kutlamasında, halkın kararlı gücüyle “engel” olmaktan çıkarılan polis barikatları konusunda, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan arasında baş gösteren “çift başlılık” tartışısının da, “şov” ve kitleleri “kandırmaca”dan ibaret olduğunu vurgulayıp ve “Sakın inanmayın.


Baki Karakol H&H HABER YORUM

Gül’ün, halk tarafından, 2014’de Cumhurbaşkanı seçilmesine yönelik çalışmadır”  deyip geçelim…
 
Dün bir “ilk” yaşandı. Ulus da, dünya da capcanlı tanık oldu.
 
Her defasında, ayırtında olmayarak veya bilerek ve bilinçlice kendi kendini yalanlayan… Çok defa da, “kaş yapmak isterken göz çıkaran” tür de, Bakanları, parti yönetimindeki yardımcıları, devlet kurumlarına ve özel sektöre yerleştirdiği “adamları” tarafından yalanlanan, zor dorumlarda kalan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı,  dünya kamuoyu önünde, Almanya’nın Başkenti Berlin’de, Almanya Başbakanı Angela Merkel’in yanında “Türkiye’de açlık grevi yoktur” dediği anda… Adalet Bakanı Sadullah Ergin, televizyonlardan da canlı verilen, Almanya Adalet Bakanı Sabine Leutheusser-Schnarrenberger’i kabulünde, “Türkiye’de, 66 cezaevinde, 683 kişi açlık grevindedir” diyerek yalanladı!..
 
Başbakan Erdoğan’ı, Adalet Bakanı’nın ulus ve dünya kamuoyu önünde “aynı anda yalanlaması” bir ilkti!
 
Kuşkusuz ki… Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ulus ve dünya kamuoyu önünde yaşadığı bu “ilk”le zor durumda kaldı. Onunla birlikte, Türkiye Cumhuriyeti Devleti de zor durumda kaldı ve “gülünç durum”a düştü, güven ve “itibar”ı zedelendi!
 
Bir ulusa, bundan başka yapılacak “kötülük” ne olabilir ki?!.
 
Başbakanlık ve Bakanlık koltuklarında oturanların, böyle bir şeye ne hakları var?!.
 
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hangi usla (akılla) ülkesindeki, ulusun ve dünyanın çok iyi bildiği “açılık grevi” gerçeğini “Yoktur” diyerek “gizleme”ye, “yalana söyleme”ye gerek ve gereksinim duydu?! Karşısında, çok kolay kandırabildikleri “cami cemaati” yoktu; insanın kullandığı sözcüklerden, kurduğu tümcelerden, jest ve mimiklerinden, vücut dillerinden, beyninin diplerindekileri okuyan insanlar vardı!..
 
İnsan, bu kadar mı dikkatsiz, duyarsız olur?! Ya da insan bu kadar mı yaşamsal gerçekleri önemsemez, onlarla dalga geçer?!.
 
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dalga geçti de ne oldu?!. Harakiri yaptı, ulusuna zarar verdi!..  
 
Aynısını… Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Başbakan’ını aynı anda ulus ve dünya kamuoyu önde “yalanlayarak” yaptı!…  
 
Bu ulus… Önce kendi kendilerini, sonra birbirlerini yalanlayan, daha sonra da “harakiri” yapan, ulusa zararlar veren “kadrolar” tarafından yönetilmeyi hak etmiyor!.. Hakkı olana erecek… İşaretini de, 29 Ekim 2012 Pazartesi günü çaktı…