Dink Raporu Tamamlandı

Dink Raporu Tamamlandı
20 Şubat 2012 15:25

Devlet Denetleme Kurulu Hrant Dink cinayetiyle ilgili araştırma ve inceleme raporunu tamamladı

Başbakanlık Devlet Denetleme Kurulu Hrant Dink cinayetiyle ilgili raporunu tamamladı. Raporda istihbarat birimlerinin işbirliğine yanaşmadığı vurgulanırken, Dink’in yaşam hakkının korunmasında hizmet kusuru olduğunun altı çizildi.

ANKARA(ANKA)- Başbakanlık Devlet Denetleme Kurulu Hrant Dink cinayetiyle ilgili raporunu tamamladı. Raporda istihbarat birimlerinin işbirliğine yanaşmadığı vurgulanırken, Dink’in yaşam hakkının korunmasında “hizmet kusuru” olduğunun altı çizildi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün talimatıyla Devlet Denetleme Kurulu (DDK) tarafından Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in cinayeti üzerine başlatılan Araştırma ve İnceleme soruşturmasının raporu tamamlandı. Raporda Hrant Dink’i öldürenlerin güvenlik kuvvetlerince çok kısa sürede yakalanmış olmasına rağmen, soruşturma ve yargılama sürecinin; sistemik bazı sorunlar nedeniyle aynı oranda etkin, düzenli ve hızlı sürdürülemediğine vurgu yapıldı. Kamuoyunun soruşturmalardan tatmin olmadığı, Özellikle, Hrant Dink’in öldürülmesi sürecinde bazı kamu görevlilerinin sorumluluğunun bulunduğu iddiaları üzerine DDK’nın bu soruşturmayı başlattığı raporda belirtilirken, iddialara ve elde edilen sonuçlara raporda yer verildi.

-SANSÜRLENEN SONUÇLAR-

Raporda “Dink Cinayetine İlişkin Kanaat ve Sonuçlar” başlığı altında cinayet öncesi ve sonrası kamu görevlilerinin ihmallerine ilişkin ortaya atılan iddialar sıralandı. Cumhurbaşkanlığı’nın internet sitesinde yayınlanan raporda bu iddialara yönelik elde edilen bilgilerin bir kısmı “Aynı konu ile ilgili olarak Savcılıkça yürütülmekte olan hazırlık soruşturmasının gizliliği ve diğer hususlar nedeniyle internet sayfamızda Rapora sınırlı olarak yer verilmiştir” açıklamasıyla birlikte sansürlendi. Sansürlenen bölümlerde yanıt verilen iddiaların ise cinayete ilişkin Trabzon Emniyet Müdürlüğü ve Trabzon Jandarma Komutanlığı’na yönelik iddialar olduğu görüldü. İddialar raporda şu şekilde sıralandı:
“İDDİA 1- Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü Görevlilerinin cinayeti ve nasıl işleneceğini bildikleri halde, cinayet hazırlığı yapanları gereği gibi takip edip engellemedikleri ve bu suretle memuriyet görevlerini yerine getirmedikleri hususu.
İDDİA 2- Erhan Tuncel’in Mc Donalds bombalaması soruşturması dışına çıkarılarak YİE yapıldığı hususu.
İDDİA 3- Hrant Dink’in Yasin Hayal tarafından öldürüleceğine ilişkin olarak alınan istihbaratın ve bu konuda yapılan çalışmaların cinayetin işlendiği dönemdeki Trabzon İl Emniyet Müdürüne iletilmediği hususu.
İDDİA 4- Trabzon Emniyet Müdürlüğü personelinin Hrant Dink’in öldürüleceğine ilişkin edindikleri istihbaratı Trabzon Valiliği ve Trabzon İl Jandarma Komutanlığı ile paylaşmadığı hususu.
İDDİA 5- Trabzon Emniyet Personelinin Hrant Dink adlı vatandaşın korunması hususunda sorumluluklarını yerine getirmediği hususu.
İDDİA 6- Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü görevlilerinin şüphelilere ait dinleme kayıtlarını tam ve eksiksiz olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına göndermediği, bu kayıtlardan bazılarının silmek suretiyle suç delillerinin yok edildiği, gizlendiği ve değiştirildiği hususu.
İDDİA 7- Trabzon Emniyet Müdürlüğü görevlileriyle İlgili Diğer İddialar.
İDDİA 8- Trabzon Jandarma Komutanlığının istihbarat arşivlerinin Dink cinayetinden sonra İstihbarat Şube Müdürlüğü personeli tarafından delilleri karartacak şekilde yeniden düzenlendiği hususu.
İDDİA 9- Coşkun İğci isimli şahsın Trabzon İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğünün kayıtlı haber elemanı olduğu hususu.
İDDİA 10- Trabzon İl Jandarma Bölük/Merkez Karakol Komutanlığı bir kısım personelinin şüphelilerle irtibat halinde olmasına rağmen Hrant Dink’in öldürülmesi öncesi ‘önleyici nitelikte’ herhangi bir işlem yapmamış olabilecekleri hususu.”

-İSTİHBARAT BİRİMLERİ İŞBİRLİĞİNE GİTMEDİ-

Raporda Hrant Dink’in yaşama hakkının korunamamasına ilişkin olarak ifade edilmesi gereken ilk hususun, “güvenlik sektörü ile ilgili yapısal bazı sorunların varlığı olduğu” vurgulanırken, Hrant Dink’in öldürülmesi ve benzeri hadiseler ifadeleriyle Danıştay Cinayeti, Gazeteci ve Aydın cinayetleri Sivas ve Maraş olaylarına da atıfta bulunuldu. Raporda istihbarat zafiyeti konusunda şu ifadelere yer verildi:
“Gerek istihbarat toplanması ve değerlendirmesi gerekse toplumsal ve bireysel güvenliğin sağlanması ile ilgili olarak, kurumsal yapılar ve uygulamalarda oluştuğu gözlemlenen bazı sorunlara ve bu alandaki “reform ihtiyacına” öncelikle temas edilmesi gerekli görülmüştür. Hrant Dink’e yönelik bir tehlikenin varlığının Emniyet ve Jandarma personelince öğrenilmiş olduğu, Hrant Dink’in korunmasına yönelik istihbarat birimlerinin gerekli çalışmaları yapmadığı ve işbirliğine gitmediği, idari makamların Hrant Dink’e yönelik oluşan riskleri bilebilecek durumda olmalarına rağmen, her kademedeki sorumluların zincirleme eylemleri sonucunda tehlikeyi önlemek için gereken tedbirlerin alınmadığı, tehlikenin gerçekleştiği ve Hrant Dink’in yaşamını yitirmiş olduğu, Dolayısıyla, gerek Anayasanın 17. maddesinde gerekse iç hukukumuzun bir parçası durumunda olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 2. maddesinde ifadesini bulan yaşam hakkının korunması hususundaki pozitif yükümlüğün yerine getirilmediği ve böylece ağır bir kamu hizmet kusurunun oluşumuna sebebiyet verildiği kanaatine ulaşılmıştır.”

Devlet Denetleme Kurulu Hrant Dink cinayetiyle ilgili araştırma ve inceleme raporunu tamamladı

 

Başbakanlık Devlet Denetleme Kurulu Hrant Dink cinayetiyle ilgili raporunu tamamladı. Raporda istihbarat birimlerinin işbirliğine yanaşmadığı vurgulanırken, Dink’in yaşam hakkının korunmasında hizmet kusuru olduğunun altı çizildi.

 

Başbakanlık Devlet Denetleme Kurulu Hrant Dink cinayetiyle ilgili raporunu tamamladı. Raporda istihbarat birimlerinin işbirliğine yanaşmadığı vurgulanırken, Dink’in yaşam hakkının korunmasında “hizmet kusuru” olduğunun altı çizildi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün talimatıyla Devlet Denetleme Kurulu (DDK) tarafından Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in cinayeti üzerine başlatılan Araştırma ve İnceleme soruşturmasının raporu tamamlandı. Raporda Hrant Dink’i öldürenlerin güvenlik kuvvetlerince çok kısa sürede yakalanmış olmasına rağmen, soruşturma ve yargılama sürecinin; sistemik bazı sorunlar nedeniyle aynı oranda etkin, düzenli ve hızlı sürdürülemediğine vurgu yapıldı. Kamuoyunun soruşturmalardan tatmin olmadığı, Özellikle, Hrant Dink’in öldürülmesi sürecinde bazı kamu görevlilerinin sorumluluğunun bulunduğu iddiaları üzerine DDK’nın bu soruşturmayı başlattığı raporda belirtilirken, iddialara ve elde edilen sonuçlara raporda yer verildi.

 

-SANSÜRLENEN SONUÇLAR-

 

Raporda “Dink Cinayetine İlişkin Kanaat ve Sonuçlar” başlığı altında cinayet öncesi ve sonrası kamu görevlilerinin ihmallerine ilişkin ortaya atılan iddialar sıralandı. Cumhurbaşkanlığı’nın internet sitesinde yayınlanan raporda bu iddialara yönelik elde edilen bilgilerin bir kısmı “Aynı konu ile ilgili olarak Savcılıkça yürütülmekte olan hazırlık soruşturmasının gizliliği ve diğer hususlar nedeniyle internet sayfamızda Rapora sınırlı olarak yer verilmiştir” açıklamasıyla birlikte sansürlendi. Sansürlenen bölümlerde yanıt verilen iddiaların ise cinayete ilişkin Trabzon Emniyet Müdürlüğü ve Trabzon Jandarma Komutanlığı’na yönelik iddialar olduğu görüldü. İddialar raporda şu şekilde sıralandı:

“İDDİA 1- Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü Görevlilerinin cinayeti ve nasıl işleneceğini bildikleri halde, cinayet hazırlığı yapanları gereği gibi takip edip engellemedikleri ve bu suretle memuriyet görevlerini yerine getirmedikleri hususu.

İDDİA 2- Erhan Tuncel’in Mc Donalds bombalaması soruşturması dışına çıkarılarak YİE yapıldığı hususu.

İDDİA 3- Hrant Dink’in Yasin Hayal tarafından öldürüleceğine ilişkin olarak alınan istihbaratın ve bu konuda yapılan çalışmaların cinayetin işlendiği dönemdeki Trabzon İl Emniyet Müdürüne iletilmediği hususu.

İDDİA 4- Trabzon Emniyet Müdürlüğü personelinin Hrant Dink’in öldürüleceğine ilişkin edindikleri istihbaratı Trabzon Valiliği ve Trabzon İl Jandarma Komutanlığı ile paylaşmadığı hususu.

İDDİA 5- Trabzon Emniyet Personelinin Hrant Dink adlı vatandaşın korunması hususunda sorumluluklarını yerine getirmediği hususu.

İDDİA 6- Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü görevlilerinin şüphelilere ait dinleme kayıtlarını tam ve eksiksiz olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına göndermediği, bu kayıtlardan bazılarının silmek suretiyle suç delillerinin yok edildiği, gizlendiği ve değiştirildiği hususu.

İDDİA 7- Trabzon Emniyet Müdürlüğü görevlileriyle İlgili Diğer İddialar.

İDDİA 8- Trabzon Jandarma Komutanlığının istihbarat arşivlerinin Dink cinayetinden sonra İstihbarat Şube Müdürlüğü personeli tarafından delilleri karartacak şekilde yeniden düzenlendiği hususu.

İDDİA 9- Coşkun İğci isimli şahsın Trabzon İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğünün kayıtlı haber elemanı olduğu hususu.

İDDİA 10- Trabzon İl Jandarma Bölük/Merkez Karakol Komutanlığı bir kısım personelinin şüphelilerle irtibat halinde olmasına rağmen Hrant Dink’in öldürülmesi öncesi ‘önleyici nitelikte’ herhangi bir işlem yapmamış olabilecekleri hususu.”

 

-İSTİHBARAT BİRİMLERİ İŞBİRLİĞİNE GİTMEDİ-

 

Raporda Hrant Dink’in yaşama hakkının korunamamasına ilişkin olarak ifade edilmesi gereken ilk hususun, “güvenlik sektörü ile ilgili yapısal bazı sorunların varlığı olduğu” vurgulanırken, Hrant Dink’in öldürülmesi ve benzeri hadiseler ifadeleriyle Danıştay Cinayeti, Gazeteci ve Aydın cinayetleri Sivas ve Maraş olaylarına da atıfta bulunuldu. Raporda istihbarat zafiyeti konusunda şu ifadelere yer verildi:

“Gerek istihbarat toplanması ve değerlendirmesi gerekse toplumsal ve bireysel güvenliğin sağlanması ile ilgili olarak, kurumsal yapılar ve uygulamalarda oluştuğu gözlemlenen bazı sorunlara ve bu alandaki “reform ihtiyacına” öncelikle temas edilmesi gerekli görülmüştür. Hrant Dink’e yönelik bir tehlikenin varlığının Emniyet ve Jandarma personelince öğrenilmiş olduğu, Hrant Dink’in korunmasına yönelik istihbarat birimlerinin gerekli çalışmaları yapmadığı ve işbirliğine gitmediği, idari makamların Hrant Dink’e yönelik oluşan riskleri bilebilecek durumda olmalarına rağmen, her kademedeki sorumluların zincirleme eylemleri sonucunda tehlikeyi önlemek için gereken tedbirlerin alınmadığı, tehlikenin gerçekleştiği ve Hrant Dink’in yaşamını yitirmiş olduğu, Dolayısıyla, gerek Anayasanın 17. maddesinde gerekse iç hukukumuzun bir parçası durumunda olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 2. maddesinde ifadesini bulan yaşam hakkının korunması hususundaki pozitif yükümlüğün yerine getirilmediği ve böylece ağır bir kamu hizmet kusurunun oluşumuna sebebiyet verildiği kanaatine ulaşılmıştır.”