Cumhuriyet ve İslamiyet

Cumhuriyet ve İslamiyet
28 Ekim 2013 09:25

Ey Yüce Türk İslam alemi! Bu yazımızın konusu Cumhuriyet ve İslamiyet  hakkında olacaktır.

 

Numan ALADAĞ H&H YORUM

 

Yüce dinimizin mübarek günlerini kutlamak, nasıl imanımızın bir gereği ise, milli tarihimizin mutlu olaylarını kutlamak da şüphesiz milli görevdir. Yüce Türk İslam alemi olarak öğünmekte haklıyız ki, büyük Türk Milletinin engin ve zengin tarihinde bayram yapılmaya nice mutlu olaylar, zaferler vardır.

 

Büyük Türk Milleti olarak, yakın tarihimizde başta gelen böyle mutlu bir olay ise, hiç şüphesiz Türkiye Cumhuriyeti’nin ilanıdır.

 

Tarih boyunca uygarlıklara yön veren ve çağlara damgasını vuran bu şanlı geçmişin mirasçısı olan Türkiye Cumhuriyeti, milletimizin karanlıklara bırakılmak istendiği bir dönemde, olağan üstü güç şartlar içerisinde kurulmuştur.

 

Cumhuriyet’in kurumsal ve fikri temellerini çağdaş bir anlayışla atmış olan Atatürk, yüce Türk İslam alemine modern uygarlığı hedef göstermiştir.

 

Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk’ün gösterdiği temel hedefler istikametinde, geçen 9o yıl içerisinde her alanda çok stratejik kazanımlar elde edilmiştir. Cumhuriyet tarihimizin en büyük çağdaşlaşma hamlesi, büyük bir başarının ve dönüşümün adıdır.

 

Büyük Türk Milletinin genç, ihtiyar, kadın-erkek, er veya komutan olarak şuurlu bir şekilde “Mehmetçik” leşerek bütünleşip bütün güç ve imkanlarını birleştirmek suretiyle elde ettiği büyük başarı, onun kendi kendini idareye ne derece layık olduğunu, dost düşman ve sanayi ötesi toplum ülkesi, ihanet şebekelerinin gözleri önüne seren zor bir sınav olmuştur.

 

Ey Yüce Türk İslam alemi!

 

Tarihi gerçekler ortadadır. Mübarek Anadolu’nun her noktasında şahlanan milli iradenin dünyaya ilan ettiği ”Ya İstiklal, Ya ölüm” kararından doğan kuvvet,, karşı konulmaz bir güç haline gelip maddi hesaplara aldanan ihanet şebekesi olan, sanayi ötesi toplum ülkelerini perişan etmiştir.

 

Yüce Türk İslam alemi olarak iyi bilmeliyiz ki, büyük Türk Milletimiz bu tarihi kararlarıyla artık kendi işlerini kendi iradesiyle yürüteceğini açıklamış oldu. Bunun gerçekleşmesi, ancak Cumhuriyet idaresiyle mümkün olabilirdi. İslam dinine uygun olan devlet idaresi, zaten Cumhuriyetti. Aynı zamanda büyük bir devlet başkanı vasfında olan Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V.), daima Ashab-ı Kiram ile istişarelerde bulunarak bu konuda Müslümanlara güzel örnekler vermiştir.

 

Cumhuriyet, yeni ve sağlam esaslarıyla Yüce Türk İslam alemini emin ve metin bir istikbal yoluna koyduğu kadar, asıl fikirlerde ve ruhlarda meydana getirdiği güvenlik itibariyle iyiden iyiye tamamen yeni bir hayatın müjdecisi olmuştur.

 

Bugünkü devletimiz, kendi iradesiyle kurulmuş olup,, bu devlet şeklinin adı Cumhuriyettir.

 

Cumhuriyet idaresi, yönetim sistemi bakımından, demokrasi diye adlandırılan idare şekline dahildir. Bu idare şeklinde, hakimiyet millete ait olup millet bu hakkını, kanunlarda belirtilen yollarla kullanır.

 

Ey Yüce Türk İslam alemi!

 

Yazımızla ilgili bu bilgiler, bir hatırlatmadan ibaret olup, Türk gençliğinin hafızalarından silinmemesi içindir. Önemli olan konu bu hakka, milletçe bilerek sahip olmak ve onu nesilden nesile devam ettirmektir.

 

Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devletinin, sonsuza kadar var olacağını ihanet şebekesi, sanayi ötesi toplum ülkeleri ve yurtiçindeki uzantıları, iyi bilmelidirler…

 

Yazımızı, Atatürk’ün İzmir 1. İktisat Kongresi’nde yaptığı bir konuşmayla tamamlayalım:

“Bir ulusun yaşamıyla, yükselişi ile, çöküşüyle doğrudan doğruya ilgili olan şey, o ulusun Ekonomisidir. Tarihin yaşanan deneylerinden çıkan bu gerçek bizim Milli anlayışımızdan gelir. Türk tarihi incelenirse bütün yükseliş ve çöküşlerin nedenlerinin Ekonomik sebeplere dayandığı görülür. Biz ekonomimize en yüksek sırada yer vermeliyiz. Çünkü çağımız artık bütünüyle bir Ekonomik çağdır.”

 

Yüce Türk İslam alemi olarak, milli varlığımız yönünden önemi çok büyük olan bayramları kutlarken bugünleri bize armağan edenleri ve Cumhuriyet’in kurucu önderi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve bu uğurda canlarını feda eden aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle anarız. Ruhları Şad olsun.

 

İstiklal Marşımızın şu bölümü, kahraman milletimizin hürriyet ve istiklal aşkını, bakınız ne güzel dile getiriyor:

 

“Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım,

Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım,,

Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner aşarım,

Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.”

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Aziz Atam, ruhun şad mekanın cennet olsun
‘CUMHURİYET’, bizi biz yapan ortak değerimizdir
Hicri yılbaşında huzur ve bereket bizimle olsun