Çölaşan'da​n Fethullah Gülen'e dön çağrısı

Çölaşan'da​n Fethullah Gülen'e dön çağrısı
3 Ocak 2013 10:09

Günlerdir Aydınlık Gazetesi yazarı Sabahattin Önkibar’ın, Sözcü Gazetesi’nin finansörü Gülenci suçlamaları sonrası, Çölaşan ile Önkibar mahkemelik olmuşlardı.

 

 

Çölaşan, ABD’de yaşayan Gülen’e dön davetinde bulunarak, iddiaların üstüne gitmiş oldu.

Bu yazı çok konuşulur:

Adına Fethullah denilen şahsa sesleniyorum.
Bu işler ABD topraklarından ahkam kesmekle olmaz. Gel burada konuş.

 

 

 

Sevgili okuyucularım, adına Fethullah denilen bu şahıs hakkında çok sayıda yazı yazdım.
Baktı ki olmuyor, günün birinde bana muhteşem bir mektup gönderdi.
Bana övgüler düzüyor, yere göğe sığdıramıyordu!
Arşivime giren o mektubu burada yayınlayınca zor durumda kaldı ve beni “Özel yazışmayı açıkladığım” gerekçesiyle savcılığa şikayet etti.
Hakkımda ceza davası açıldı.
İstanbul’da yargılandım ve beraat ettim.

 

 

 

 

Sonra hakkımda onun gazetesi tarafından bir dava daha açıldı, o henüz bitmedi.
Türkiye’yi ABD’den yöneten bu şahıs çok güçlü!
1999 yılında Türkiye’den ABD’ye gidip yerleşti.
Aradan geçti 14 yıl ve halen orada yaşamakta. Duyduğuma göre İngilizceyi artık anlıyormuş!

 

 

 

Acaba Türkiye’de hakkında açılmış davalar, süregelen soruşturmalar mıvar? Başka bazı sorunlar mı var?
Hayır, hiçbir şey yok! O halde niye gitti, niye yerleşti oralara?
ABD ve CIA’nın korumasında yaşamak için!
Pensilvanya Eyaletinde bir çiftlik evinde krallar gibi yaşıyor. 

 

 

 

Çiftlik tam 107 bin metrekare. İçinde bir göl, çeşitli villalar var ve onlardan birinde Fethullah kalıyor.
Emrinde aşçılar, uşaklar, hizmetçiler, sekreterler, bilgisayar uzmanları, danışmanlar, kameramanlar, şoförler, korumalar var.
ABD’de böyle şatafatlı yaşamak birazcık para gerektirir!
Orada nefesini bile parasız alamazsın.

Bu şahıs ilkokul mezunu bir vaiz. Başka hiçbir özelliği yok.
Belki devletten emekli vaiz maaşı alıyordur, doğrusu, onu bilemiyorum.
Kendi ifadesine göre herhangi bir malvarlığına sahip değil.

 

 

 

Peki bu krallara layık yaşamı nasıl, hangi parasal güçle sürdürüyor?
Kendi parası olmadığına göre, onu kimler geçindiriyor?
Üç odalı bir evde bir arkadaşıyla yaşasa, eyvallah!

 

 

 

Ama böyle çiftliklerde, böyle villalarda yaşamak pahalı iştir.
Bu şahsın arkasından koşan belki yüz binlerce, belki milyonlarca müritleri var.
Acaba bir gün olsun düşünüp kendilerine şu soruları sordukları oluyor mu?

“Yav Fethullah, bu değirmenin suyu nereden geliyor?
ABD’de onca masrafı sen hangi parayla sağlıyorsun? Madem paran ve malvarlığın yok, seni kimler yaşatıyor?..”

Ama bu da yetmez. Hemen ardından bir kez daha sormalan gerekir:

“Her gün Türkiye’nin siyasetine karışıyorsun, Türkiye’yi oradan yönetiyorsun. Senin ABD’de ne işin var? Niçin vatana dönmüyorsun?
Neden korkuyorsun? Korkacak neyin var…”

Müritlerinden bazıları iyi niyetli gariban, ya da beleşçi!..
Fethullah’ın cemaati onları yaşatıyor, dershanelerinde eğitiyor, okullarında okutuyor, beleş ev tutuyor.
Fethullah’ın Zaman isimli bir gazetesi var.

Bayi satışı sadece 21 bin. Ama bu gazete bir milyondan fazla satar görünüyor!
Bu aradaki farkın nereden karşılandığını burada defalarca sordum, yanıt gelmedi!
Her gün bir milyondan fazla gazeteyi beleş dağıtmaya Suudi Arabistan kralının bile bütçesi yetmez.
O halde nereden geliyor bu değirmenin suyu, bunun parasını kimler sağlıyor?..
Bu müritlerin aklına bu soruları merak edip sormak bir gün olsun gelmiyor mu?

 

 

Bunlar insan mı, yoksa robot mu?
Kafaları hiç mi çalışmaz, soru sormayı, merak etmeyi, gerçekleri öğrenmeyi hiç mi düşünmezler?

Bir “Cemaat” düşünün ki, Türkiye’yi yönetmektedir.
Elinde sonsuz bir para gücü vardır ve başındaki şahıs yıllardır ABD’de yaşamaktadır.
ABD ilginç bir ülkedir. Böyle birini, kendi çıkarları olmazsa topraklarında bir dakika tutmaz.
Adam Türkiye’yi oradan yönetir. Elinde gazeteleri, televizyon kuruluşları vardır.
Bazı kanallarda onun vaazlarını (!) dinleriz, öylesine muhteşemdir ki, gülmeye başlarız!

 

 

 

Geçmişte cemaatine verdiği direktif vardı:

 

 

“Önce adliyeyi ve mülkiyeyi ele geçireceksiniz. Yavaş yavaş, kimseyi ürkütmeden gideceksiniz.” Bunu başardılar.
Hakimlerin, savcıların, kaymakam ve valilerin, polisin çoğu artık onlann elinde. Kamu kurumlarının çoğu onların denetiminde.
Ne ilginçtir ve ne acıdır ki, son zamanlarda Türk ordusuna da sızmayı başardılar.
Öylesine güçlendiler ki, zaman zaman Tayyip’le bile hırlaşıyorlar.

Sen bir yanda din iman, Allah peygamber diyeceksin, sonra da yıllar boyu ABD’de yaşayacaksın!
Fethullah bu çelişkiyi açıklamak zorunda… Çünkü hesabını sadece Allah’a değil, kullara da vermek zorunda.
Hem bize, hem de peşinde dolanan müritlerine ve para babalarına…
Kendisine çağrımı -kaçıncı kez bilmiyorum- burada yineliyorum:

Gel Fethullah gel!.. Bu işler Amerikan topraklarından ahkam kesmekle olmaz.
Gel, burada konuş ne konuşacaksan…
Orada krallar gibi yaşıyorsun, seni burada da aynen yaşatırlar, hiç korkma…