CHP'liler: Sarı ineği vermeyiz!

CHP'liler: Sarı ineği vermeyiz!
22 Nisan 2013 05:30

İsmet Özçelik Aydınlık’taki köşesinden CHP içindeki Dilek Akagün Yılmaz olayını böyle analiz etti:

CHP’de sürpriz yok.
Yani bugün yaşanan kavgaların hiçbiri sürpriz değil.
Bu işlerin bu hale geleceği belliydi.
CHP’nin ” Yeni CHP” yapılmasına direnç olmaması düşünülemezdi.

Bugün halk nasıl Türkiye’ye dayatılan bölünme sürecine isyan ediyorsa, CHP’deki kavgaları da bunun bir parçası olarak görmek gerekiyor.
CHP’lilerle sürekli sohbet ediyorum.
Eskiden onları eleştirdik diye kızanlar şimdi “haklıymışsınız” diyor.
Böyle diyenlerin sayısı da artıyor.

CHP’nin son 3 yılını ve yaşanan süreci kısaca şöyle özetlemek mümkün:

- Altı Ok’lu CHP’nin okları yok sayıldı.
Atatürk’ün kurduğu bunca yıllık CHP “Yeni CHP” yapılmak istendi.

- Cumhuriyet devriminin ruhunu kabul etmeyenler milletvekili, yönetici yapıldı.

- Fethullah Gülen’i övenler, Atatürk’e sövenler, CHP’nin kökleriyle dalga geçenler baş tacı edildi.

- Medya rüzgarına kapılıp “Altı Ok’u savunan” CHP’liler tasfiye edilirken, “Yeni CHP”lilerle CHP dönüştürülmeye çalışıldı.

- ABD ve AKP’ye açık çek verildi. O çekler bozdurulmaya kalkınca da sorun yaşandı.

- “Ulusalcılara” gösterilen hassasiyet, nedense CIA’nın kod numarası verdiği kişilere gösterilmedi. Genel merkezdeki bazı odalarda konuşulanlar “Taraf” gibiydi.

- “Toplum değişiyor” diyen ve “Yeni”
logosunu benimseyen parti yönetimi, milyonların ayağa kalkacağını,
30 milyon Twitter kullanıcısının bir haftada, hesabının başına “T.C.” yazılabileceğini göremedi.
“Akil adamlar” planına halkın isyan edeceğini hissedemedi.

ABD’nin ilgisi sadece iktidara değil

CHP’lilerde bu durumu “hata” olarak görenler var.
Ama güçlenen eğilim, bütün bunların “hata değil, bilinçli bir tercih” olduğu noktasında.
ABD’nin Türkiye’ye ilgisi iktidarla sınırlı değil.
Muhalefetle de yakından ilgililer.

ABD büyükelçisi Ricciardone’nin Şafak Pavey onuruna verdiği yemekte BDP ve CHP’lilere hitaben söylediği,
“Eski ve yeni dostlarla birlikte olmaktan mutlu oldum” sözleri hala kulaklarda.

Partinin el üstünde tutulan Genel Başkan Yardımcısı, isminden çok “kod adı” ile anılıyor.

O konu benim inisiyatifimde değir deniyor, ama inisiyatifin kimde olduğu belirtilmeyince ister istemez “kod adı” verenler öne çıkıyor.

Vermeyiz

Durum böyle olunca da yaşanan krizler “normal” oluyor.
Milletvekilleri de doğal olarak tepkili.
Kurultay’da Kılıçdaroğlu için “canını ortaya koyanlar”, yaşananlar karşısında saf değiştiriyor.

Tanrıkulu, Aygün, Toprak, Tunay,… gibilerine “hoşgörü” gösterilirken,
Uşak milletvekili Dilek Akagün Yılmaz’ın disipline verilmesine isyan ediliyor.

“Sarı ineği vermeyiz” deniliyor.
“Sarı öküzü verenlerin durumu ortada, aynı hataya düşmeyeceğiz” görüşü kabul görüyor.

Dilek Akagün Yılmaz’ın sadece “durum tespiti” yaptığına vurgu yapılıyor.

A Planı tutmazsa B planı

CHP’de yaşananların arkasında daha büyük hesaplar olduğu konuşuluyor.
Ankara’daki “sinir merkezlerinin” anlattıkları özetle şöyle:

CHP’yi geçmişin SHP’si yapmak istediler.
Hani şu SHP ‘nin kapısına kilit vurmasıyla sonuçlanan süreç.
“Ver kurtul” döneminin SHP’si.

Baykal’a kasetten sonra CHP’ye yaklaşık 30-40 kişilik bir ekip yerleştirdiler.
Arkasından medya desteği geldi.
Aynı merkez CHP yönetimine atama yaptı.
Ama olmadı. Türkiye genelindeki dalga CHP’yi de etkiledi.
CHP içindeki milli damar cesaret buldu. Böyle olunca B planı gündemde.

CHP den parça koparıp BDP ye eklemenin hesapları yapılıyor.
Ama tabi bunlar plan.
Halkın vatanına sahip çıkmak için ayağa kalkması sadece AKP’yi değil herkesi sarstı. Her yerde dengeleri değiştirdi.
Artık Türkiye eski Türkiye değil. Her plan tutmuyor işte.