CHP'deki tüzük değişikliğine yetmez ama evet!

CHP'deki tüzük değişikliğine yetmez ama evet!
25 Şubat 2012 09:28

Vatan Gazetesi yazarı Mustafa Mutlu , yarın yapılacak olan CHP kurultayını değerlendirdi…

CHP’deki cesur tüzük değişikliğine ‘yetmez ama evet…’
CHP’nin kıran kırana geçmesi beklenen iki günlük “kurultay maratonu” yarın başlıyor.

Önce Kemal Kılıçdaroğlu’nun çağrısıyla toplanan tüzük kurultayında parti tüzüğü değiştirilecek; sonra da parti içindeki muhaliflerin istediği ikinci kurultay gerçekleştirilecek…

İkincisinde neler konuşulacak, muhalefet yönetimi nasıl eleştirecek, bu eleştirilerinde haklı mı olacak haksız mı; bekleyip göreceğiz…

Ama yarınki tüzük kurultayı; hem CHP, hem de Türkiye demokrasisi için büyük önem taşıyor…

***

Kurultay delegelerinin kaçı okudu, kaçının yapılan değişikliklerden ne kadar haberi var; elbette bilemem…

Ama benim okuduğum tüzük değişikliği teklifi, CHP’yi “demokrasi”ye bir adım daha yaklaştırıyor.

Çünkü değişiklikler öncelikli olarak, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun iki yıl önceki “ön seçim” vaadini hayata geçirmeyi amaçlıyor…

***

CHP, bu tüzük değişikliğinin kabul edilmesiyle, pazartesi gününden itibaren 12 Eylül 1980 öncesine yeniden dönüyor. Parti yönetiminin yıllardır eleştirilen “sultası”, yerini parti tabanının iradesine bırakıyor.

Bundan sonra partinin milletvekili adaylarının yüzde 75’i, tıpkı 12 Eylül öncesinde olduğu gibi önseçimle veya aday yoklamasıyla belirlenecek. Ayrıca gerek milletvekili, gerek yerel yönetim, gerekse parti içi organların seçimlerinde kadın adaylara yüzde 33, gençlere yüzde 10 kota ayrılacak…

Bir diğer deyişle CHP’li vekillerin, yerel yöneticilerin ve parti içi yöneticilerin en az üçte biri kadın, onda biri de genç olacak…

***

Gerçek demokrasilerde halk sadece bir partiye oy vermek zorunda bırakılmaz…

Aynı zamanda o partinin göstereceği adayların belirlenmesinde, “parti üyesi” olarak bizzat rol alır.

Böylece; “tepeden inme, torpilli, tabandan ve halktan kopuk” adaylar yerine, parti tabanının benimsediği adayların Meclis’e, yerel yönetime ya da parti yönetimine girmeleri sağlanır.

Bana göre; “parti tabanının iradesinin temsile yansıması” konusunda yeni tüzüğün de eksikleri var…

Çünkü yüzde 25’e düşürülse de parti yönetiminin doğrudan belirleyeceği adayların oranı hâlâ yüksek…

Ve bunun dışında kalan yüzde 75’in tamamının “ön seçim”le belirlenmemesi, parti yönetiminin yine etkin olacağı “aday yoklaması”nın devreye girecek olması rahatsız edici…

Ben CHP’nin kurultay üyesi olsaydım, “yüzde 75’in tamamının ön seçimle belirlenmesi” için değişiklik önergesi verirdim.

Yine de bugünkü tüzükle kıyasladığımızda, yeni tüzükteki düzenlemeleri oldukça cesur olarak nitelemek mümkün…

***

Kısacası…

Ben bu değişikliklere, “Yetmez ama evet” diyorum…

Umarım CHP, tüm yöneticilerini ve adaylarını tabanı aracılığıyla belirleyen, seçim yarışını mahallelerden başlatan bir parti haline dönüşür…

Ve umarım; onun açtığı bu yol, adaylarını “genel başkan ve genel başkan yardımcılarının kafa kafaya vermeleri”yle belirleyen diğer partilerimize örnek olur…

*****

YANLIŞ!

CHP’nin yarınki tüzük kurultayı izleyicilere, davetlilere ve basının tamamına açık olarak yapılacak…

Ama… Pazartesi günü toplanacak olan ve kızılca kıyametin kopmasına kesin gözüyle bakılan ikinci kurultay, salonun küçük olması bahanesiyle izleyicilere ve davetlilere kapatılıyor. Basına da kısmen açık… Her medya kuruluşundan sadece bir kişinin (görüntü almadan) izlemesine izin veriliyor.

Bana göre bu kısıtlama son derece yanlış… En azından yeni tüzüğün demokrat ruhuna uymuyor…

Umarım Kılıçdaroğlu gerekli müdahaleyi yapar ve yanlıştan dönülmesini sağlar.

Vatan Gazetesi yazarı Mustafa Mutlu , yarın yapılacak olan CHP kurultayını değerlendirdi…

 

CHP’deki cesur tüzük değişikliğine ‘yetmez ama evet…’

CHP’nin kıran kırana geçmesi beklenen iki günlük “kurultay maratonu” yarın başlıyor.

 

Önce Kemal Kılıçdaroğlu’nun çağrısıyla toplanan tüzük kurultayında parti tüzüğü değiştirilecek; sonra da parti içindeki muhaliflerin istediği ikinci kurultay gerçekleştirilecek…

 

İkincisinde neler konuşulacak, muhalefet yönetimi nasıl eleştirecek, bu eleştirilerinde haklı mı olacak haksız mı; bekleyip göreceğiz…

 

Ama yarınki tüzük kurultayı; hem CHP, hem de Türkiye demokrasisi için büyük önem taşıyor…

 

***

 

Kurultay delegelerinin kaçı okudu, kaçının yapılan değişikliklerden ne kadar haberi var; elbette bilemem…

 

Ama benim okuduğum tüzük değişikliği teklifi, CHP’yi “demokrasi”ye bir adım daha yaklaştırıyor.

 

Çünkü değişiklikler öncelikli olarak, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun iki yıl önceki “ön seçim” vaadini hayata geçirmeyi amaçlıyor…

 

***

 

CHP, bu tüzük değişikliğinin kabul edilmesiyle, pazartesi gününden itibaren 12 Eylül 1980 öncesine yeniden dönüyor. Parti yönetiminin yıllardır eleştirilen “sultası”, yerini parti tabanının iradesine bırakıyor.

 

Bundan sonra partinin milletvekili adaylarının yüzde 75’i, tıpkı 12 Eylül öncesinde olduğu gibi önseçimle veya aday yoklamasıyla belirlenecek. Ayrıca gerek milletvekili, gerek yerel yönetim, gerekse parti içi organların seçimlerinde kadın adaylara yüzde 33, gençlere yüzde 10 kota ayrılacak…

 

Bir diğer deyişle CHP’li vekillerin, yerel yöneticilerin ve parti içi yöneticilerin en az üçte biri kadın, onda biri de genç olacak…

 

***

 

Gerçek demokrasilerde halk sadece bir partiye oy vermek zorunda bırakılmaz…

 

Aynı zamanda o partinin göstereceği adayların belirlenmesinde, “parti üyesi” olarak bizzat rol alır.

 

Böylece; “tepeden inme, torpilli, tabandan ve halktan kopuk” adaylar yerine, parti tabanının benimsediği adayların Meclis’e, yerel yönetime ya da parti yönetimine girmeleri sağlanır.

 

Bana göre; “parti tabanının iradesinin temsile yansıması” konusunda yeni tüzüğün de eksikleri var…

 

Çünkü yüzde 25’e düşürülse de parti yönetiminin doğrudan belirleyeceği adayların oranı hâlâ yüksek…

 

Ve bunun dışında kalan yüzde 75’in tamamının “ön seçim”le belirlenmemesi, parti yönetiminin yine etkin olacağı “aday yoklaması”nın devreye girecek olması rahatsız edici…

 

Ben CHP’nin kurultay üyesi olsaydım, “yüzde 75’in tamamının ön seçimle belirlenmesi” için değişiklik önergesi verirdim.

 

Yine de bugünkü tüzükle kıyasladığımızda, yeni tüzükteki düzenlemeleri oldukça cesur olarak nitelemek mümkün…

 

***

 

Kısacası…

 

Ben bu değişikliklere, “Yetmez ama evet” diyorum…

 

Umarım CHP, tüm yöneticilerini ve adaylarını tabanı aracılığıyla belirleyen, seçim yarışını mahallelerden başlatan bir parti haline dönüşür…

 

Ve umarım; onun açtığı bu yol, adaylarını “genel başkan ve genel başkan yardımcılarının kafa kafaya vermeleri”yle belirleyen diğer partilerimize örnek olur…

 

*****

 

YANLIŞ!

 

CHP’nin yarınki tüzük kurultayı izleyicilere, davetlilere ve basının tamamına açık olarak yapılacak…

 

Ama… Pazartesi günü toplanacak olan ve kızılca kıyametin kopmasına kesin gözüyle bakılan ikinci kurultay, salonun küçük olması bahanesiyle izleyicilere ve davetlilere kapatılıyor. Basına da kısmen açık… Her medya kuruluşundan sadece bir kişinin (görüntü almadan) izlemesine izin veriliyor.

 

Bana göre bu kısıtlama son derece yanlış… En azından yeni tüzüğün demokrat ruhuna uymuyor…

 

Umarım Kılıçdaroğlu gerekli müdahaleyi yapar ve yanlıştan dönülmesini sağlar.