CHP’de Uğur Mumcu’nun yerini Taha Akyol’lar aldı

CHP’de Uğur Mumcu’nun yerini Taha Akyol’lar aldı
27 Nisan 2016 10:59

Sözcü yazarı Soner Yalçın ‘galat-ı meşhur’da CHP’ye sert eleştiriler yöneltti…

 

 

CHP’nin Altı Ok’a, kuruluş felsefesine tekrar geri dönmesi gerektiğini söyleyen Yalçın, anamuhalefeti neden eleştirdiğini şöyle anlattı: Ali Babacan’ı öven, Mehmet Şimşek’i öven CHP’li olur mu? Var ama…

 

 

RÖPORTAJ: Aytunç ERKİN / Sözcü

 

 

Soner Yalçın’ın ‘galat-ı meşhur’ kitabının önemli bir bölümü CHP’ye ayrılmış. Yalçın, “Cezaevindeyken neredeyse bütün milletvekilleri başta Sayın Kemal Kılıçdaroğlu geldi, destek oldu. ‘Bunlar gazeteci, biz kefiliz, gerçekleri yazarlar’ dediler. Ama şimdi Kılıçdaroğlu başta olmak üzere soğuduk. Neden? Gezi olaylarının karşısına Ekmeleddin’i çıkardı da onun için” diyor.

 

 

Soner Yalçın anamuhalefete eleştirilerini şöyle sıralıyor:

 

 

“ERDOĞAN’IN KARŞISINA YENİ BİR PROJE…”

 

 

“Olmaz! Olmaz! Ekmeleddin İhsanoğlu Cumhuriyet’e en fazla zarar veren isimlerden biridir. Gezi’de başkaldıran Türkiye’nin karşısına sen Ekmeleddin’i çıkarırsan bu başka bir eylemdir. Peki neden çıkardı? Kulis arkasında ne oldu? Bunlar da kitapta var! Meseleyi bir sandık başarısı olarak mı gördün. Yoksa Recep Tayyip Erdoğan projesini yapanlar bizim karşımıza yeni bir proje mi koydu? Bunu tartışmak gerekiyor. Kara kaşı, kara gözü için kimse birbirini sevmez. Sevmeyelim zaten.”

 

 

“CHP’nin muhafazakar vatandaşlara karşı bir açılımı oldu” diye hatırlattığımızda Yalçın şu tespiti yapıyor: “Hangi muhafazakar? Şimdi, kumarhane ekonomisi dediğimiz, insanı yok eden, finansa dayalı, gelir dağılımını altüst eden, paradan para kazandıran, üretimi yok eden, insanın saygısını kredi kartına göre ölçen bir sistem ‘yeni muhafazakarlık’ diye bir tabana dayanıyor. Bu bütün dünyada böyle. ABD’de Reagan, İngiltere’de Teacher, Türkiye’de Turgut Özal buna dayanmış. İdeolojik anlamda bu muhafazakarlığa karşı çıkmak lazım. Ama, Ramazan’da orucunu tutan, namazını kılan, Anadolu’nun değerlerine saygı gösteren insanlarla tartışmamız olabilir mi? Bu insanlarla neden kavga edelim? Kişiler üzerinden siyaset yürüyor. Ahmet öyle, Ayşe böyle. Ya kardeşim onun düşüncesi ne? Bu partiye ne getiriyor? Partiye, ideolojik olarak ne getiriyor? Kurucu ideolojiye sahip çıkıyor mu? Buna sahip çıkmayan, neo-liberalizmi baş tacı eden bir anlayışın CHP’de olmaması lazım. Maalesef var! Bundan kurtulmak lazım.”

 

 

“CHP, ACİLEN ANADOLU’YU DOLAŞMALI”

 

 

“Uğur Mumcu ve Doğan Avcıoğlu yaşasaydı CHP’nin kapısından giremezlerdi” iddiasında bulunuyor Soner Yalçın ve anlatıyor: “CHP, acilen Anadolu’yu dolaşacak, toplantılar yapacak, silkinip, kendi içerisinde manifesto yayımlayacak. Yeniden işe başlaması gerekiyor. Üzerindeki kamburlardan kurtulmalı. Belediyeler bunlardan biridir. Kimin hırsız olduğunu benden daha iyi biliyorlar. Biz burada namusun mücadelesini yapıyoruz. Bu halk bize ‘Bunlar namuslu’ diyecek. Kişi üzerinden siyaset analiz edilemez. İdeolojisi üzerinden analiz edebilirsin. CHP’ye ne getiriyor? Mehmet Bekaroğlu, Sezgin Tanrıkulu, Binnaz Toprak bu partiye ne getirdi? Dünyada bitmiş bir neo-liberalizmi hâlâ CHP çatısı altında savunuyorlar. Bunu yapan AKP var! Ali Babacan’ı öven, Mehmet Şimşek’i öven CHP’li olur mu? Kemal Derviş’le, IMF ve Dünya Bankası’yla olur mu? Bu sistem dünyada batıyor, batan sistemi savunan adamlar da CHP’de. Başında söylediğim gibi, AKP siyasal hafızayı yok etmek için Dersim konusunu gündeme getirdi. CHP de her zaman yaptığı gibi bu oyuna geldi. Bu tür tartışmaların hepsinde, AKP’nin dayatmaları karşısında mağlup oldu. Haklı durumdayken haksız duruma düşmek de… Kendiniz bir proje getirin, AKP’nin tartışmalarının peşinden gitmeyin.”

 

 

“KURULUŞ FELSEFESİNE GERİ DÖNMELİ”

 

 

“Ama CHP’ye proje demem ben” diye net konuşuyor SÖZCÜ yazarı Yalçın ve CHP’ye önerilerini anlatıyor: “Ben bu partiye inanıyorum, Altı Ok damarına inanıyorum ve bunun bozguna uğramamasını istiyorum. Mücadele ruhunun devam etmesini istiyorum. Aman CHP’ye bir şey olmasın. Bu kitap da çıkış yolunu gösteriyorum. CHP’nin kuruluş felsefesine dönmesi, ideallerine dönmesi gerekiyor. Bu kitapta bana desinler ki, ‘Dürüst bir tanık. Yaşadığı dönemde gerçekleri yazmış. Tanığım ben’… Nasıl AKP’nin yandaş gazetecileri varsa, CHP’nin de var. Bunu kabul etmeyeceğiz. Tartışacağız, fikir çıkaracağız. Atatürk’ün emaneti bu parti. Haftada bir televizyona çıkalım, seçim kazanalım olmaz.”

 

 

CHP’de Uğur Mumcu’nun yerini Taha Akyol’lar aldı

 

 

 

(…) CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, en çok etkilendiği yazarları açıkladı: Mensuplarının yazdığı kitaplara göre yerli ve yabancı istihbarat servisleriyle yakın ilişkili, aşırı sağcı Milli Mücadele Birliği örgütünün Ankara Sancağı başkanlığından gelip; Türkeş’e, Özal’a, Mesut Yılmaz’a ve Tansu Çiller’e kadar hızlı dönüşler yapan Taha Akyol!.. Demek Akyol’u CHP lideri önemsiyordu! CHP’nin rotasını Taha Akyol belirliyorsa burada büyük ideolojik sorun var demektir. Çünkü Akyol CHP’nin siyasal rotasını çizerken açıkça “sol” düşmanlığı yapıyor! Neymiş efendim, sol’un halkta karşılığı yokmuş!

 

 

“SOL, EŞİTLİK, ÖZGÜRLÜK DEMEKTİR…”

 

 

İsmet İnönü, “Orta’nın Solu” diyerek iktidar olmadı mı? Bülent Ecevit partisinin adına “Demokratik Sol” ekleyerek iktidar olmadı mı? Ayrıca… Kimse sabah akşam kalkıp “sol… sol…” demiyor! Ama… Sol’un değerlerini savunmak gerekmiyor mu? Sol; eşitlik, özgürlük, kardeşliktir. Aydınlanmanın eseridir. İlericiliktir. 21’inci yüzyıl Türkiyesi’nde hâlâ bu kavramları tartışmak abestir; Taha Akyol’lar bilerek gerçeği eğip bükerek kaba “kasaba siyaseti” yapıyor. Bu tuzağa düşen CHP, döne döne başı dönmüş benzeri köşe yazarlarını önemseyerek, parti kimliğini kaybetme noktasına geliyor. Sormayalım mı? Mustafa Kemal ve arkadaşları bu aydınlanma çizgisinden ayrı düşünülebilir mi? Taha Akyol’a göre CHP’de sorun “akademik ve entelektüel lojistik eksikliği”ymiş! Tüm “birikimiyle” de ekliyor: “CHP, Batılı anlamda sosyal demokrat parti haline gelmelidir!” Bayılıyorum bu cahilliğe!.. Hangi Batılı sosyal demokrat parti?.. Almanya mı? Yunanistan mı? İspanya mı? Fransa mı? İngiltere mi? Schröder, Zapatero, Blair mi? Hangisi? Neoliberalizme yenik düşen o partiler yerlerde sürünüyor; liderleri arkalarına bakmadan kaçtı. Türkiye’deki ayrışma budur; neoliberalizme boyun eğip eğmemektir. Halkçı parti olup olmamaktır!

 

 

“ÇİLLER’İN, YILMAZ’IN AKIL HOCASI…”

 

 

taha-akyol

 

 

Çiller’in, Yılmaz’ın akıl hocası Taha Akyol’un “başı kel”dir ve elinde “tarakla” dolaşıyor. Kılıçdaroğlu’nun siyasal rol modeli budur!
Cumhuriyet’in ve halkın partisi CHP, bu çevrelerin oyununa nasıl geliyor, anlamak zor! Doğan Avcıoğlu… Uğur Mumcu’nun deyimiyle “tek kişilik üniversite”ydi. Yunus Nadi Ödülü’nü alan 800 sayfalık dev eseri Türkiye’nin Düzeni adlı kitabında şöyle yazdı: “Tam bir demokrasi ve en geniş özgürlükler peşindeki devrimcinin, daima özgürlükten yana olacağı açıktır…” Yeni CHP’de Avcıoğlu’nun, Mumcu’nun yerini Taha Akyol’lar aldı!.. Yobaz iktidarın hırsızlığı ortaya çıkmış… Saraydaki şatafatları dillere düşmüş… Umut olması gereken ana muhalefet partisi CHP oy kaybediyor! Bu acıklı durumu “köşe güzelleri” alkışlıyor. Ne diyor bu dönek liboş takımı: CHP çok doğru yola girdi!.. CHP çok harika parti oldu!.. (galat-ı meşhur/Sayfa 77)

 

 

 

İhsanoğlu CHP’ye vurulan hançerdir

ekmeleddin-ihsanoglu

Ekmeleddin İhsanoğlu adını biliyorsunuz… Tarih: 16 Haziran 2014.

 
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Bahçeli ile görüştü. Ve… Kılıçdaroğlu, CHP ve MHP’nin cumhurbaşkanlığı seçimindeki çatı adaylarını açıkladı: Ekmeleddin İhsan- oğlu! Ekmel Bey, CHP ve MHP’nin çatı adayı mı dediniz! Geçiniz… İhsanoğlu’nun, 10 yıl İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) Genel Sekreterliği yapmasının ne kadar önemli olduğunu vurguluyorlardı! İyi de… Şu basit soruyu sormuyorlardı: Türkiye, İKÖ üyesi mi? Üyeyse, ne zaman nasıl oldu? Çekinceleri neydi? Nedir bu İKÖ?

 

 

“İHSAN EFENDİ, TÜRKİYE’YE DÖNMEDİ”

 

 

… İKÖ, Arap milliyetçiliğine ve solcularına karşı kurulan; referansını şeriattan alan yapıdır. Tamamen Suudi Arabistan kontrolündedir. ABD gölgesindedir. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun babası Mehmet İhsan Efendi, Cumhuriyet’in ilanından sonra 1924 yılında Mısır’a gitti. Israrla doğduğu topraklara dönmedi. Öyle ki… İhsan Efendi 1961’de vefat etti ve Türk düşmanı, Cumhuriyet devrimleri karşıtı hocası Mustafa Sabri’nin yanına defnedildi. Ekmel Bey’in babasının Mısır’daki çevresi Türkiye’den gelenlerin durağı oldu. Çoğu kişi dini eğitimini buradaki bu çevrenin önerisiyle Arabistan’da aldı. (galat-ı meşhur/Sayfa 77)