Karaya oturan gemiden sızan yakıtın neden olduğu kirlilik hakkındaki farklı açıklamalar kafaları karıştırdı. Bakanlık ve belediye başkanı ‘deniz temiz’ derken bilirkişi raporları ve bilim insanları bunun aksini söyledi.

 

 

 

Gökmen Ulu / Sözcü

Turizmin gözdesi İzmir Çeşme’de, beş ay önce, Lady Tuna adlı Panama bandıralı yük gemisi Pırasa Adası yakınında karaya oturmuştu. Gemide dört yırtık oluşmuş, yırtılan bölümlerden 130 ton yakıt denize sızmıştı. Kirlilikten en çok Ildırı, Ilıca ve Paşalimanı koyları etkilenmişti. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İzmir İl Müdürlüğü, yakıtın temizlendiği ve denize girilebileceğine dair rapor verdi. İl Müdürü Selahattin Varan, “Çeşme denizi tertemiz oldu. Yerli ve yabancı turistlerimiz gönül rahatlığıyla tatillerini yapabilirler” dedi.
BAŞKAN ‘TERTEMİZ’ DEDİ

 

 

Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Selahattin Varan, Çeşme’de denizin temizlendiğini iddia ederek, “İnsanlar gönül rahatlığıyla denize girebilirler” dedi. Çeşme Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç da “Plajlarımızda ve denizimizde herhangi bir problem yok. Şu an eski Çeşme denizi neyse durum aynı. Denizimiz temiz değil, tertemiz” diye konuştu. Olaya bakan mahkemenin bilirkişi heyetinde yer alan Prof. Dr. Enver Küçükgül çevre felaketiyle ilgili SÖZCÜ’ye konuştu.

 

 

SU ISININCA DİPTEKİ PETROL YÜZEYE ÇIKACAK

 

 

Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Enver Küçükgül, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ve Çeşme Belediyesi’nin açıklamalarını “Tam bir talihsizlik” sözleri ile niteledi. Açıklamaların bilimsel olmadığını belirten Küçükgül, ham petrolün kalıcı bir madde olduğunu söyledi. Temizlik çalışmalarının kıyıda ve yüzeyde yapıldığını hatırlatan Küçükgül, “Geminin kullandığı yakıt,en çok kükürt içeren 6 numaralı fuel-oil’den bile kötüdür ve ham petroldür. Kazaya geç müdahale edilmesi nedeni ile ham petrol Çeşme’nin hemen her yerinde yayıldı. Ham petrol, deniz dibinde kum ve kayalara yapışmış halde duruyor. Su sıcaklığı arttıkça zaman zaman yeniden yüzeye çıkacaktır” dedi.
KİRLİLİK SINIR DEĞERİN BİNLERCE KATI

 

 

Türkiye’nin ilk akredite laboratuvarına sahip DEÜ Mühendislik Fakültesi’nde yapılan incelemelere dair raporun mahkemeye de sunulduğunu belirten Küçükgül, “Size bir örnek vereyim : Ilıca Plajı (Sheraton Otel) önünden alınan numune üniversite laboratuvarında analiz edildi. Ham petrol ve türevleri miktarı 1,495 mg/L çıktı. Oysa sınır değer 0,003 mg/L’dir. Yani sınır değerin binlerce katı fazla. Aynı numunede fenol miktarı 0.27 mg/L olarak ölçülmüştür. Bu maddenin sınır değeri de 0,001 mg/L’dir. Karar sizlerindir” dedi. Küçükgül, ayrıca, DEÜ Deniz Bilimleri ve Teknoloji Enstitüsü laboratuvarlarında bölgeden alınan örneklerde sınır değerlerin 300-500 katına varan değerler tespit edildiğini açıkladı.

 

 

İDARENİN AÇIKLAMALARI BİLİMSEL DEĞİLDİR

 

 

Denizin temiz olduğunu iddia eden Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Selahattin Varan ile Çeşme Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç’ın açıklamalarını eleştiren Küçükgül, “idarenin kadrolarında bu olayı ekosisteme zarar vermeden çözümleyecek bir bilgi birikimi, teknik eleman ve ekipman olmadığı gibi geleceğe ilişkin petrol dökülmesinin etkilerini inceleyecek programları ve iyileştirme için bir rehabilitasyon çalışması planlaması bile yoktur. Doğru sonuca ancak bilimsel yöntemler ve uzmanlar ile birkaç yıl inceleme yapıldıktan sonra varılabilir. Söz konusu açıklamalar inandırıcı olmaktan çok uzaktır ve bilimsel değildir” diye konuştu.
KİRLİLİK NE KADAR YAYILDI

 

 

Kirliliğin ne kadarlık alana yayıldığı sorusuna Küçükgül şu yanıtı verdi: “Kazaya geç ve yetersiz müdahale edilmesi sonucu ham petrol geniş bir alana yayıldı. Kaza bölgesi minimum 100 kilometrekareden daha geniş bir yüzey alanı ve 100 kilometreye yakın kıyı uzunluğuna sahiptir. Derinlik de 50-60 metreyi geçmektedir.”