Bugün makam için başörtüsüne sığınanlar, yarın ki çıkarları için milletine her türlü kötülüğü yapar

Bugün makam için başörtüsüne sığınanlar, yarın ki çıkarları için milletine her türlü kötülüğü yapar
30 Ekim 2013 19:55

Sözü dolandırmadan hemen çok ilginç bir anekdot anlatmak istiyorum.

İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM

Atatürk Amasya ziyareti sırasında,yörenin ileri gelenleri ile Vali konağında sohbet ederken bir ara tam karşısında oturan yaşı ellinin üzerinde olan,sakalı göğüslerine kadar inen birine gözü takılır.Yanında oturan Vali’nin kulağına eğilip sorar:

Kimdir bu?

Efendim kendisi Şeyh’tir.Yörede çok hatırlısı vardır.

Bunun üzerine Atatürk Şeyh’i yanına çağırtır;şöyle der ona:

”Bak baba,imanın ölçüsü sakalın boyunda değildir.Şunu rica etsem de en azından Peygamber Efendimizinki gibi kısaltsan” der ve eliyle de boyunaltı hizasını gösterir.

Şeyh ”emrin olur Paşam” diyerek yerine çekilir.

Toplantı bittikten sonra Atatürk Amasya’dan ayrılır ve aradan birkaç ay geçer.

Bir akşam Atatürk’ün aklına Amasya’daki Şeyh gelir.Valiyi telefonla arayıp Şeyhin sakalını kesip kesmediğini sorar.

Vali,Şeyh’in sakal boyunda en küçük bir kısalma bile olmadığını söyler.

Atatürk telefonu kapatır,kağıdı kalemi eline alır ve az sonra nazırını çağırıp,yazdığı yazıyı Amasya Valiliğine tebliğ edilmesini ister.

Ertesi gün Amasya’dan Şeyh Efendi Atatürk’ü görmek için Ankara’ya doğru  yola çıktığı haberi gelir.

Şeyh Ankara’ya ulaştığında,Atatürk’ün karşısına çıkar.

Sakalı tamamen kesilmiş,sinekkaydı bir tıraş olmuş,saçları kısaltılmış,kılık kıyafeti baştan sona değiştirilmiş,bambaşka bir görünüme büründürülmüştür.

Orada bulunanlar bu görünüme çok şaşırmışlar ve Atatürk’e bunun nedenini sorarlar:

Aman Paşam,o Şeyh ki,sakalına el dahi sürdürmezdi;Siz ne ettiniz de kökünden kesmesini sağladınız?

Atatürk gülümser,sonra da yanındakilere dönüp şöyle der:

”Dün akşam Amasya Valiliğine bir yazı gönderdim ve Şeyh’i Afyon’a Vai atadığımı söyledim.”

Ardından da yeni bir yazı hazırlayıp nazırına bunu Şeyh’e vermesini söyler

Yazıda şöyle yazmaktadır:

”İnancın ölçüsünün sakalda olmadığını anladığına sevindim.Valilik meselesine gelince,bugün koltuk için uğruna kırk yıllık sakalından vazgeçenler yarın başka şeyler için milletinden bile vazgeçebilir.Seni böyle bir çelişkiye mahkum bırakmayayım,sağlıcakla kal,kendi şehrine dön” der.

Burada,tüm okurlarımın sezinlediği gibi anlatmak istediğim mesele bu sene Hacca giderek hidayete erip şimdiye kadar açık gezmelerine rağmen bundan sonraki yaşamlarında başörtüsü  takacaklarına dair karar vermiş olmaları ki,bu hiçte inandırıcı gelmemektedir.

Bakın neden?

TBMM ‘’Genel Kurulu’’na da başörtüsü ile girmeye karar vermiş bulunan bu üç kadın milletvekilinden şimdiye kadar ikisi kendilerine sanki sözbirliği edilmişçesine ve birileri tarafından öğütlenmişçesine mealen ‘’Hacca gittik,bu durumdan çok etkilendik;bu nedenle bundan sonraki hayatımızda başörtüsünü kullanacağız’’ ifadeleridir.

Asla böyle bir etkilenmenin söz konusu olabileceğine olasılık vermem.

Nedeni gayet basittir ve yaklaşan genel seçimlerden başka bir şey değildir;bu üç kadın milletvekili makamlarını en az bir dönem daha korumak istiyorlar.

Ben, inancından dolayı kendine Müslüman’ım diyen hiçbir kadının istediği tesettür şekli ile dışarıda olmasını asla eleştirmem fakat araya çıkar ilişkileri girdiği zaman ülkemize,insanımıza ve diğer ülkelerdeki Müslümanlara oluyor.

Bakın emperyalist ABD’nin işbirlikçi taşeronu Tayyip Erdoğan İslam’ın tüm sembollerini kullanarak iktidar oluyor sonra da bu gücü onların emrinde ve politikalarına hizmet ederek dünya Müslümanlarının katledilmesine neden oluyor.

İçeride dini sembolleri kullanıp dışarıda yani Irak’ta Amerikan askerlerinin ülkelerine sağ salim dönmesi için onlara dua eden Tayyip değil mi?

İncirlik üssünü Amerika’ya kullandıran Tayyip bir buçuk milyon Müslümanın Irak’ta katledilmesine,en azyüz bin Arap kadınının ırzına tecavüz edilmesine yine milyonlarca insanın yaralanmasına neden olmadı mı?

Burada şunu anlatmak istiyorum.

Bugün ülkemizde Tayyip tarafından kullanılan Müslümanlık numaraları ülkemizi ABD’nin Ortadoğu politikaları için en büyük sıçrama tahtası yapmıştır.

Çok vahim ve tehlikeli bir durum vardır.

Tayyip,cami ile başörtüsünü ABD’nin çıkarlarına hizmet eden enstrümanlar haline getirmiştir.

Müslüman halk,Tayyip’in Müslümanlığına hayran kalarak ona oy veriyor o da tüm gücünü iktidar veli nimeti olan ABD için kullanıyor.

Şimdi de yeni bir atraksiyonla hidayete eren kadın milletvekillerini başörtüsü numarası ile kullanarak ‘’Genel Kurul’’a sokup hem yerel seçimleri hem cumhurbaşkanlığı seçimlerini hem de genel seçimleri rakiplerine fark atarak götürmek istiyor.

Ve bu üç kadın milletvekili de bu işe makam için balıklama atlayacaklar.

İyi tanıdığım Tayyip bu üç kadın milletvekilini önümüzdeki dönem bir daha aday yapmayacağının,bunun yerine yaşamının bütün safhalarında başörtüsü kullanan ve içinden ‘’bizden’’ dediği kadınları aday yapacağının garantisini veriyorum.

İstediğiniz gibi başörtüsü kullanmanız en doğal hakkınız ama inanmadan,kişiliğinizi ezerek Tayyip’e alet olursanız bu çok çirkin bir davranış şekli olur;milletvekilliğiniz bittikten sonra o başörtüsünü çıkarırsanız milletin içinde gezemezsiniz,başörtüsünü isteyende istemeyende sizi kınar.

Şimdi buradan CHP yönetimine seslenmek istiyorum.

Sakın başörtüsü ile ‘’Genel Kurul’’a giren kadın milletvekillerine ne müdahale edin ne de kürsüde eleştirin.

Çünkü başta İslam’ı kullanma uzmanı olan Tayyip olmak üzere onların yürekten arzuladıkları budur.

Bunu yaparsanız bir anda AKP’nin oy oranını en az 5 puan yükseltmek hiç işten bile değildir.

Aman dikkat ha!

22.dönem milletvekili olarak Tayyip ve AKP’nin milleti kandırma hususunda nasıl çok çirkin propaganda yaptıklarını çok iyi biliyorum.

Hatta elinizden gelirse başörtülü giren kadın milletvekillerini içeri girdikleri zaman alkışlarsanız onların tüm propaganda malzemesini ellerinden alırsınız.

Bir duruma daha açıklık getirip yazıma son vermek istiyorum.

Esasen ülkemizde 28 Şubat döneminde getirilen kesintisiz eğitim sistemi ile başörtüsü çoktan çözülmüş ve tarihin çöp sepetine atılmıştır.

Bu tespitimi yabana atmamanızı rica ederek hemen kısaca bu durumu açıklık getirmek istiyorum.

28 Şubat da getirilen 5+5 mecburi kesintisiz eğitim sistemi ile tesettürlü veya başörtülü annelerin kızları geçen uzun süreç içerisinde hem kendileri hem anneleri hem babaları hem de ağabeyleri alışarak bir daha başörtüsünü kullanamayacak psikolojik bir yapıya bürünmüşlerdir.

Bunun artık geri dönüşü olası değildir.

Bir nehri tersine akıtamazsınız.

Dolayısıyla müdahale ederek veya eleştirerek bu Amerikancılar ve hortumcuların ekmeğine yağ sürmeyin sakın, ey CHP’liler.

Bugün geldiğimiz nokta itibari ile muhafazakar dediğimiz sınıf başörtüsüne müdahaleyi artık İslam’a yapılmış bir müdahale olarak algılamıyor.

Ya ne yapıyor?

Sadece mağdurun yanında olma psikolojisinden sınırsız zevk alıyor.

Benim gözlemleyebildiğim son bir tespit:

Başörtüsüne sıfır müdahale bitme merhalesine gelmiş başörtüsü sorununu çok hızla sıfıra indirecektir.

Müdahalesiz ve bilgiye dayalı sosyal evrim tüm sorunları daha kısa sürede çözer.

TBMM’deki başörtüsüne müdahale yerine muhafazakar kesime AKP’nin ve onun başı Tayyip’in dünya Müslümanlarının katledilmesinde ABD ve Haçlı emperyalizmi ile nasıl işbirliği içinde olduklarını,milletin malını yandaşlara nasıl hortumlattıklarını hem de İslami sembolleri kullanarak anlatın ey CHP’liler.

Ve sürekli tekrar edin Tayyip’in yaptığı bütün cürümleri.

Öyle tekrar edin ki,Hitler’in propaganda bakanı Goebbels’in ‘’en kalın kafalı anlayıncaya kadar’’ dediği gibi.


Yazarın Son Yazıları:
Türk ordusunu taammüden mahvetti
Tayyip Erdoğan’a karşı tüm muhalefet partileri ortak demokratik milli mücadele başlatmalıdır
Fetö teröristlerine af isteyen ya gafil ya hain ya da kaset korkusu olan şerefsizlerdir!