Bir yargı komedisi: 1 Mayıs 2008

Bir yargı komedisi: 1 Mayıs 2008
21 Mayıs 2015 09:31

İstanbul’daki 1 Mayıs dayağına yedi yıllık ‘izin’ zırhı sürüyor . Mahkeme, ‘izin gerekmez’ dediği halde savcılık yedi yıl sonra tekrar valilikten izin istedi.

 

 

İstanbul’da, 1 Mayıs 2008’de avukatlara yönelik sert müdahale nedeniyle dönemin kamu görevlileri hakkında yürütülen soruşturma, yargı komedisine dönüştü. İstanbul Valiliği tarafından şikayetin işleme konmaması yönündeki karar, 2009 yılında İdare Mahkemesi’nce kaldırılmıştı. Mahkeme, “zor kullanma yetkisinin aşımı” suçunda valilikten izin alınmasına gerek olmadığını belirterek, soruşturmaya devam edilmesini istemişti. Bu karara rağmen dosyanın savcılık tarafından izin için altı yıl sonra ikinci kez valiliğe gönderildiği ortaya çıktı. Valiliğin de soruşturmaya izin verilmemesi yönünde görüş bildirdiği ortaya çıktı. Avukat Erkut Güzel, yargı kararıyla iptal edildiği halde tekrar idareye görüş sorulduğunu kaydederek, “Bu bile savcılığın niyet olarak soruşturma yapmak istemediğinin kanıtıdır” dedi ve hem idare mahkemesine, hem de Anayasa Mahkemesi’ne başvuracağını söyledi.

 

 

2008 1 MAYIS’ININ BİLANÇOSU

 
İstanbul’da 2008 yılında 1 Mayıs’ın Taksim Meydanı’na kutlanmasına izin verilmemişti. Çağdaş Avukatlar Grubu’na mensup 80 avukat Şişli Adliyesi’nden DİSK’e doğru yürürken cop, tekme, yumruk ve gaz bombaları ile müdahale edilmiş; 11 avukat yaralanmıştı. Aynı anda Şişli Etfal Hastanesi’nin acil servisine gaz bombası atılmış, Songül Çiftçi adlı gösterici bir polis tarafından tekmelenirken, Feray Devrez bir kişi plastik mermiyle vurulmuştu. DİSK binası da basınçlı su ve gaz yağmuruna tutulmuş; Lübnan Konsolosluğu’nda görevli polis vatandaşlara ateş etmişti. Bununla da kalınmamış Harita Mühendisleri Odası basılmış ve üyeleri dövülerek gözaltına alınmış; ÖDP il başkanlığına gaz atılarak, kapıları kapatılmıştı. Üç vatandaş ve iki gazeteci yaralanmıştı. Bunun üzerine dönemin İçişleri Bakanı Beşir Atalay, İstanbul Valisi Muammer Güler, İl Emniyet Müdürü Celallettin Cerrah ve polisler hakkında suç duyurusunda bulunuldu. Savcılık da soruşturma izni için dosyayı İstanbul Valiliği’ne gönderdi.

 

 

HASTANEYE DEĞİL GİRİŞİNE GAZ ATILDI!

 
İstanbul Valiliği’nce yapılan incelemede Şişli Etfal Hastanesi’nin içine değil girişine gaz atıldığı “ancak hastane girişinden yaklaşık 25 metre içeride bulunan kafeteryadaki hasta yakınlarının rüzgarın etkisiyle sızan gazdan etkilendikleri” iddia edildi. Mecidiyeköy’de toplanan 100 kişilik CHP’li gruba, uyarıya rağmen dağılmadıkları; Cevahir AVM önünde biriken 40 kişiye de polise taş attıkları iddiasıyla müdahale edildiği ileri sürüldü. Dolayasıyla polisin, kanunun tanıdığı zor kullanma hakkına başvurduğu savunularak, 11 Ağustos 2008’de şikayetin işleme konmamasına karar verildi. Avukat Erkut Güzel, valiliğin kararına itiraz etti. İstanbul İdare Mahkemesi, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Görevlilerin Yargılanması Hakkındaki Kanun’a göre, Türk Ceza Kanunu’nun 256. maddesinde düzenlenen “zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması” suçunun izin kapsamı dışında kaldığını ve savcılıklarca doğrudan soruşturulması gerektiğini vurgulayarak, kararı kaldırdı.

 

 

ALTI YIL SONRA TEKRAR İZİN İSTENDİ

 
Mahkeme kararına göre, doğrudan soruşturulması gereken bu suç için tekrar İstanbul Valiliği’nden izin istendiği anlaşıldı. Valiliğin 17 Mart 2015 tarihli ön inceleme raporunda, 2008 yılında miting düzenlenecek adreslerin Şişli – Çağlayan, Zeytinburnu – Kazlıçeşme, Kadıköy İskele ve Kartal meydanları olduğu, Taksim’in bu kapsamda kalmadığı ifade edildi. Keza 28 Nisan 2008’deki il güvenlik toplantısında, izinsiz gösterilere müdahale edilmesi yönünde karar alındığı anlatıldı. Bu nedenle Polis Vazife ve Selahiyetleri Kanunu’na göre müdahale edildiği vurgulandı. İstanbul İdare Mahkemesi’nin 2009 yılındaki kararına değinilerek, “görevin gerektirdiği ölçünün dışında kuvvet kullanılıp kullanılmadığının, kanun hükme gereğince tekrar değerlendirilemeyeceği” anlatıldı. Ancak kararın etrafından dolanılarak, “zor kullanma yetkisinin kullanımı dışında, ayrıca kötü muamelede bulunmak, hakaret ve darp iddialarının gerçekleşmediği anlaşıldığından ceza sorumluluklarının olmadığı” savunuldu. Bu nedenle Şişli’de ve Lübnan Konsolosluğu önünde görevli polisler hakkında soruşturmaya izin verilmemesi istendi.

 

 

Avukat Erkut Güzel, yargı kararıyla iptal edildiği halde tekrar idareye görüş sorulduğunu kaydederek, “Bu bile savcılığın niyet olarak soruşturma yapmak istemediğinin kanıtıdır. Yedi yıl boyunca da tek bir işlem yapılmamış” dedi. Güzel, tekrar idare mahkemesine başvuracağını söyledi. Ayrıca yedi yıl boyunca soruşturma yürütülmüş olmasının da adil yargılanma hakkının ihlali olduğunu belirterek, bu bakımdan da Anayasa Mahkemesi’ne gideceğini söyledi.

 

Kaynak: Radikal / İsmail Saymaz