Biji Serok Ahmet parti mi kuruyor?

Biji Serok Ahmet parti mi kuruyor?
28 Şubat 2019 16:54

Uzun bir süreden beri, Ahmet Davutoğlu, Abdullah Gül, Ali Babacan parti kuruyor haberleri basını çok lüzumsuz bir şekilde meşgul ediyor.

 

 

Dr. İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM

 
Öncelikle Ahmet Davutoğlu’nu ele alalım.

 
Ahmet Davutoğlu parti kurmayı içinden geçirebilir ama bunu asla yapamaz, yaptığı taktirde siyasi arenada boyunun ölçüsünü alır.

 
Bakın neden parti kuramaz?

 
Tayyip Erdoğan’a mukabil parti kurması hayalden öte bir şey taşımaz.

 
Şundan emin olun ki, Davutoğlu parti kurmaya somut olarak başlayacağı an şu veya bu şekilde Tayyip Erdoğan tarafından diskalifiye edileceği kesindir.

 
Nitekim bunun işaretlerini de Tayyip Erdoğan Yozgat mitingi ve NTV’de çıktığı canlı izlencede vermiştir ve Abdullah Gül ve Ali Babacan dahil kendilerine gerekli uyarıları yapmıştır.

 
Bugün gelinen nokta itibariyle Türkiye’yi sadece Tayyip Erdoğan perişan duruma düşürmemiştir, zira asıl suçlular kendisini yanlış yollara sürükleyen asıl suçlular Ahmet Davutoğlu ve Abdullah Gül’den başkaları değildir.

 
Ali Babacan’ı ne kokar ne bulaşır kategorisinde ele alarak şimdilik onu bir kenara bırakıyorum ama yazının sonunda kendisi hakkında birkaç tümce sarf etmek istiyorum.

 
Öncelikle bir hususu belirteyim ki, Tayyip Erdoğan her konuda danışman kullanan ve genellikle de bunların önerilerini hiçbir şekilde analiz etmeden icraata koyan bir tutuma sahip.

 
Bunun nedeni bırakın yeterli bilgisi yok demeyi, hiçbir bilgiye sahip değil ve kendisine üflenenleri derhal uygulamaya koyuyor.

 
Bir insanın analitik yeteneği olması için başta üniversite öncesi çok kaliteli okullarda okuması gerekir.

 
İmam-Hatip mezunu olan Tayyip Erdoğan müfredat itibariyle Arap paradigmasından başka bir şey öğrenmemiş ve kendisi asla üniversite mezunu değildir.

 
Tayyip Erdoğan uyguladığı dış ve iç politikalarda İslam diye sunulan Arapçılık zihniyeti ile ülkeyi güya yönetmektedir.

 
Ne acıdır ki, Tayyip Erdoğan İmam-Hatip’te ezberlediği 7. Yüzyıl Arap düşüncesi olan hadis ve ayetlerle 82 milyon insanı koyun gibi gütmektedir.

 
Yüzlercesi yanında bu konuda tek bir prototip örnek verip esas konuya geçeceğim.

 
Tayyip Erdoğan’ın evlenenlere ‘’En az 3 çocuk yapın’’ önerisinin aslı Hz. Muhammet’in ‘’Evleniniz, çoğalınız, kıyamet günü ümmetimin çokluğu ile övüneceğim’’ hadisine dayanmaktadır ve bu öneriyi yaymakla sevap işlediğini sanıyor.

 
Örneğin bu öneri günümüz koşullarına hiçbir şekilde uymamaktadır ve toplumlar refah ve huzur içinde yaşayabilmek için eğitimli dengeli nüfustan yanadırlar.

 
Bugün İslam coğrafyasına baktığımız zaman sığırlar gibi üreyen nüfusun, besleyemedikleri için başta biz olmak üzere dünyanın başına bela oldukları, gittikleri ülkelerin de sosyal ve kültürel den gelerini bozarak başlarına bela oldukları bilinen bir gerçektir.

 
Davutoğlu Tayyip Erdoğan’ı kandırarak Türkiye’yi nasıl perişan etti?

 
Davutoğlu, AKP hükümetinde dış politika danışmanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve Başbakanlık yapmış ve oralara çağdaş yönetimlerden yoksun kişilerce getirilmiş tesadüflerin adamıdır.

 
Ahmet Davutoğlu’nun ‘’Stratejik Derinlik’’ kitabını 2001 yılında okudum ve Ortadoğu için ne kadar ütopik ifadelerle dolu olduğunu o tarihte fark ettim.

 
İşte Ahmet Davutoğlu’nun ütopyalarla dolu bu kitabı nedeniyle Tayyip Erdoğan tarafından kendisine en üst görevler verilmiş ve Türkiye Suriye bataklığına saplanarak milli güvenliği, sosyal yapısı, kültürel varlığı, ekonomik olarak çökmüştür.

 
Bugün itibariyle 6 milyon Suriyeli ve Ortadoğu’nun tüm perişan ülkelerinden kirli yığınlar ülkemizi perişan etmişlerdir.

 
Bakın Davutoğlu’nun bu ütopik kitabında mealen başta Kuzey Irak Kürtlerini ve Suriyelileri Türkiye’ye entegre edelim diyordu.

 
Tayyip Erdoğan Davutoğlu tarafından şizofren düşünceleriyle kandırılarak yanlışa sürükledi ve ‘’İnşallah en kısa zamanda Şam’a gidecek , oradaki kardeşlerimizle muhabbetle kucaklaşacağız; o günde yakın.İnşallah Selahaddin Eyyubi’nin kabri başında Fatiha okuyacak, Emevi camisinde camiinde namazımızı kılacağız.Bilal-i Habeşi’nin İbn-i Arabi’nin türbesinde , Süleymaniye külliyesinde, Hicaz demiryolu istasyonunda kardeşliğimiz için özgürce dua edeceğiz’’ demiş ve Türk ulusunu Suriye bataklığına gömmüştür. Ne yazık ki, adamın beyni Araplar ile herc-ü merc olmuş.Türk ulusu için ne büyük talihsizlikmiş.

 
Ahmet Davutoğlu’nun yukarıdaki ifadelerine baktığımız zaman Türk ulusunu tarihte olduğu gibi Arap bataklığına batırıp tekrar onların kölesi ve fedaisi olmaya bizi zorlamıştır.

 
Çünkü o ifadelerde Hicaz demiryolundan da bahsedilmiş ve bu istasyonda 1.Dünya savaşında Araplar İngilizler ile birlikte Türk askerini arkadan vurmuşlardır.

 
Türk ulusu için tarihin kaydettiği en büyük talihsizlik Araplar ile karşılaşmış olması ve en büyük talih ise Arapları sonsuza kadar sırtından atmasıdır.

 
Halbuki Gazi Mustafa Kemal Atatürk bizi milli sınırlarımıza çekerek bizi Ortadoğu Arap belasından kurtarmıştı

 
Sonuç ne oldu?

 
6 milyon Ortadoğulu topraklarımıza yığılarak boynumuza binmiş ve her şeyimizi kirletmiştir.

 
Yukarıda bahsettiğim kitabında Mest Barzani’ye ‘’Kak Mesud’’ yani Kürtçe Mesud abi hitabında bulunmuş ve bir aşiret reisi karşısında Türkiye’nin itibarını ayaklar altına almıştır ki bu Kürtçü herif bir zamanlar Türkiye’ye gelmek için sınırda bizim başçavuşların postalını yalıyordu.

 
Yine başbakanlığı döneminde Van’da kendisine Kürtçe ‘’Biji serok Ahmet’’ yani Türkçesi yaşa başkan soğanı atılmış ve daha sonra övünerek Güneydoğu’da ‘’Bana serok Ahmet diyorlar’’ ifadesini zevkle kullanacaktır.

 
Hele Serok Ahmet’in evlere şenlik bir beyanı vardır ki, teröristlere yardım edildiğinin resmidir.

 
Bu beyanda Davutoğlu ‘IŞİD ekmek yediği eli ısırmıştır’’ demiştir.

 
Kısaca milletçe, ülkece bugünkü perişanlığımızın nedeni yukarıda anlattığım gerçekler ışığında Ahmet Davutoğlu, uygulayıcısı ise Tayyip Erdoğan’dır.

 
Şizofrenik hezeyanlarla Türkiye’yi bataklığa gömen Serok Ahmet’in yeni bir parti kurup iktidara geldiğini düşündüğümüz zaman Türkiye’nin haritadan silineceği kesin gibidir.

 
Zaten partiyi kuramayacak ve kurduğu zaman ise Tayyip Erdoğan tarafından bileti kesilecektir.

 
Şimdi gelelim Abdullah Gül’e.

 
Abdullah Gül parti kurabilir mi?

 
Böyle bir niyeti olduğunu ama asla teşebbüs etmeyeceğini söyleyebilirim.

 
Daha önce de Abdullah Gül’ün bir özelliğini yazmıştım ama bir daha yazayım.

 
Abdullah Gül siyasette geldiği yerlere hep tesadüfen gelmiştir ve bu Refah Partisi zamanında Erbakan sayesinde olmuştur.

 
Daha sonraki dönemde ise yasaklılığı nedeniyle onun önünü açan ve Cumhurbaşkanlığına kadar gelmesini sağlayan Tayyip Erdoğan’dır.

 
Abdullah Gül korkaktır ve asla risk alamaz.

 
Anımsayalım, bundan birkaç ay önce de parti kurma havasıyla başını pencereden çıkarmış ama o anda Tayyip Erdoğan’dan yediği tokat ile kafasını içeri çekmiştir.

 
Bundan sonra da Gül’ün en fazla yapacağı budur, yani tokadı yiyip kafasını içeri çekmek olacaktır.

 
Aslında Ali Babacan’dan hiç bahsetmek istemiyorum, çünkü kendisine genç yaşta Tayyip Erdoğan tarafından siyasi olanak sağlanarak şişirilmiş bir siyasetçidir.

 
Bunları yazmamın bir nedeni de 22.Dönem parlamentosunda birlikte oluşumdan biliyorum.

 
Böyle bir girişimi olduğu taktirde Tayyip Erdoğan’ın onun da gözyaşına bakmayacağı kesindir.

 

 

 

Dr. İbrahim ÖZDOĞAN Twitter

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Türk ordusunu taammüden mahvetti
Tayyip Erdoğan’a karşı tüm muhalefet partileri ortak demokratik milli mücadele başlatmalıdır
Fetö teröristlerine af isteyen ya gafil ya hain ya da kaset korkusu olan şerefsizlerdir!